Suç ortaklığı sonsuza dek yeter mi?

Suç ortaklığı sonsuza dek yeter mi?

Ne ibret verici sahneydi o… Afganistan''da Taliban yönetimi ele geçirmiş… Amerikan kargo uçağıyla kaçmaya çalışanlar Kabil havaalanında birbirlerini eziyorlar… Dün birlikte çalışanlar, uçakta yer kapabilmek için alttan yetişmeye çalışanlara tekme atıyor… Kendi canını kurtarmak için merdivenlerde diğerlerini itiyor…

İslâm''da ''mahşer'' de benzer şekilde tanımlanıyor ya… İnsanlar dehşete kapılacak… Kimsenin kimseye faydası olmayacak… Herkes kendi derdine düşecek… Anne ve çocuklar bile birbirlerinden kaçacak…

***

''Suç ortaklığı, en güçlü ortaklıktır'' klişesi kimseyi aldatmasın… Suç ortaklığının gücü, suç devam ederken, menfaat sürerken söz konusudur… Paylaşımda sıkıntı çıktığında, menfaat bittiğinde veya adalet kapıya dayandığında korkunç bir satış başlar…

Dünyevî mahşer budur onlar için… ''Satıcı değildim, içiciydim'' savunması yetmez kimseye… ''İnfaz'' korkusu, işte adamı o Kabil Havaalanı''nda, uçağın neredeyse kanadına asılmaya çalışırken ''dâvâ arkadaşı''nı tekmeleyip kendi kellesini kurtarmaya uğraştırır… O mahşerde, kimse kimseyi tanımaz… Suç ortaklığının hatırı, hapis veya ölüm korkusu karşısında beş para etmez…

Naziler de görüntüde dünyanın birbirlerine en bağlı en sıkı suç örgütüydü… Yargılandıkları Nürnberg Mahkemeleri''nde rezil bir final yaptılar… Sanıkların çoğu, suçu Hitler''e atarak sıyrılabileceklerini, kendilerinin Nazi sistemi içinde karar verici değil, uygulayıcı, bir anlamda ''emir eri'' olduklarını anlatarak daha az cezayla atlatabileceklerini umdular…

Bir tek Hermann Göring ideolojik savunma yapmış ve Hitler''e sadakatini tekrarlamıştı… ''Satışlar'' sonucu değiştirmedi, yargılananların büyük çoğunluğu idam cezası aldı… Göring ise idamın infazından önce siyanür içerek intihar etti…

***

Şüphe yok ki ''suç ortaklığı'' çok önemli bir bağdır ama bazen korkunç bir sonla biter… Sırtlanların çekiştirdiği leş tükendiğinde veya adaletin soğuk kılıcı enseye dayandığında bütün ''güzellikler'', ''şaşalı günler'', ''küstahlık ve şımarıklıklar'' ya da ''güç eldeyken tadı çıkarılan çıkar kardeşliği'' günleri bir anda ''paça kurtarma'' ve ''işportadan satış'' mevsimine dönüşebilir…

''Kamu malı'', ''mazlum ahı'' ve ''rızk korkusu salma'' üzerine inşa edilmiş bütün çıkar ortaklıklarının akıbeti bu olacaktır… Ümidimiz, o ibretlik satış veya kaçış günlerine şahitlik edebilmektir…

Kamu kurumlarını ''suçlular cenneti''ne çevirenler, insan hayatını ve kamu kaynaklarını, tükenmeyen iştahlarına meze edenler, o kurum bu kurum ayırmadan, emanetleri soyanlar, soyduranlar, göz yumanlar, erketeye yattıkları için paylarını alanlar bu hesabı mutlaka verecekler…

***

İnsan nefsi, suçun büyüklüğü karşısında mevcut hukukun adaleti sağlamaya yetmeyeceğini, daha ibretlik cezaların verilmesi gerektiğini dayatıyor!..

İşgal yıllarında Nazilerle yatan Fransız fahişelerin, Almanların yenilip Paris''ten çekilmelerinden sonra halk tarafından kafalarının tıraş edilerek sokaklarda teşhir edilmeleri gibi meselâ!..

Suçların büyüklüğü karşısında insan dayanamıyor ve hukuk dışına çıkma isteği bile duyabiliyor maalesef… Yine de olmaz çünkü yetmez!.. Devletine, halkına ve kurumuna ihanet eden bizim suçlularda, düşmanla yatan o Fransız fahişeler kadar bile onur olmadığı, hiçbirinde bundan ar edecek yüz bulunmadığı için bu teşhir de fayda etmez!..

Namuslu, şerefli, vicdanlı olanlar tabii ki müstesna… İşbirlikçi siyasetçi, kemirgen belediyeci, gözü dönmüş müteahhit, ''imar kardeşliği'' kurmuş cahil ama şeytanı kıskandıracak kadar kurnaz meclis üyesi herkesin o kaçınılmaz ''satış günü''nün merakı ve heyecanı içindeyiz…

Birbirlerini ezecek satıcılar, "emir kulu''ydum", "sadece içiciydim" diyecekler, uçağa asılan Afganlılar gibi davranacaklar ama kurtulamayacaklar!.. Biriktirdikleri cehennem odununun ateşini dünyada tadacaklar!.. Çünkü her tarafları açıkta ''belgeli zübükler''

Göring gibi siyanür içecek asaletleri de yok!.. O yüzden sadece satacaklar!..

Yazarın Diğer Yazıları