Şüphe...

Şüphe...

                Yaşadığımız gelişmelerin seyrine ve olaylara bakıyorum, olup bitenlerde bir terslik bulunduğu, apaçık olduğu halde yönetenler hiçbir şey yokmuş veya olmamış gibi davranıyor. Hâlbuki olup bitenler Türkiye''nin aleyhine olan gelişmeler. Ya önlem alınmayı veyahut haklarında karar vermeyi gerektiriyor.

                Bu durumda ister istemez şüpheleniyorum. Acaba bilerek ve istenerek mi böyle yapılıyor?

                Türkiye batsın mı deniliyor?

                Son gelişmelerden geriye doğru bakalım.

Bakan Nebati, ABD''den döndükten sonra diyor ki: "Ah buradakiler, gelseydiler ABD''de Türkiye''ye olan ilgiyi bir görebilseydiler.."

ABD''lilerin ilgisini görmeliymişiz.

E, adamlar tabii ilgi gösterecekler. Amerika''da 10 yıllık tahvil faizi %2.80 iken sen gidip oradaki tefecilere 12 aylığına %8.60 dolar faiz verirsen" adamlar seni havada kapar tabii. Kaz gelecek yerden kim tavuk esirger?

Merak ediyorum, bizi yönetenler, hepimizi akılsızlar taifesi olarak mı görüyor?

Şüpheliyim.

Dünyada pek çok ülke Ermeni tehcirini kendi meselesi gibi görüyor. Neredeyse olayı "soykırım" olarak tanımayan ülke kalmadı. Kimse gerçeğin peşinde değil. Soykırım var mı yok mu hukukun ne dediği umurlarında değil.

BM gibi uluslararası sözleşmelerde yazan hukuku da hesaba katmıyorlar. "Soykırım" diyenlerin önemli bir kısmı, meselenin geçmişteki sahibi, kaşıyıcısı, tahrikçisi zaten.

Mesela Fransa.

Mesela İngiltere.

Rusya.

Amerika.

Onlar Ermenilerin hem kışkırtıcısı ve hem de örgütleyicisi. Taşnak terörizminin arkasında duran destekçileri. Şimdi kendi arşivlerine bile bakmadan doğrudan "soykırım" diyor. Çünkü o devletlerin siyasi amacı Ermeniler, Kürtler ve yerli Rumlar eliyle Anadolu''yu çökertmekti.

Onları anladık.

Peki, benim ülkemdeki iktidar neden "özür dileme" ihtiyacı duydu?

Neden AKP iktidarı, "gidenler geri gelsin" diye çağrıda bulundu?

Şimdi şu an, geçmişte Yahudilere Filistin''de toprak satıldığı gibi, Türkiye''de de vatandaşlık karşılığında konut satılmadığını nereden bileceğiz?

Kimse kusura bakmasın, Türkiye üzerinde kimin ne planı olduğunu ayrıntısıyla bilmiyoruz. Kimin gizli ajandası var onu da bilmiyoruz. Lakin konut satışları ve vatandaşlık ilişkilerinden şüpheleniyoruz.

Başka?

Türkiye''ye sokulan 5 milyon Suriyeli içinden kaçının sürgün Ermenilerin çocukları olup-olmadığını da bilmiyoruz. Göç politikası açık değil.

AB bunları kısmen fonluyor. Bunu Suriye''de kurulacak Kürt özerk bölgesini sağlama almak için yapıp yapmadıklarını bize kim anlatacak? Çünkü ülkemize göçenlerin çoğu bu bölgeden.

Doğrusunu isterseniz, gelişmeler içimize sinmiyor ve ister istemez şüpheleniyoruz.

Şüpheleneceğimiz daha çok şey var ama son olarak en önemlilerinden ve en bariz şüphe çekenlerden biriyle yazıyı tamamlayalım.

Türkiye''de olduğu gibi dünyanın bütün üniversitelerinde ekonomi bilimi okutuluyor. Dünyanın bütün ülkelerinin ekonomisi var ve bu ülkelerde kimse Türkiye''deki iktidar gibi yanlışı bile bile sahiplenmiyor. Yanlış karar alırsa da anında verdiği karardan dönüp doğrusunu yapıyor. Peki, Türkiye''de neden işbaşındaki iktidar, bile bile, isteyerek ve ısrarla, herkesin itirazına rağmen yanlışı tekrarlıyor?

Ülkenin gün be gün gerilediğini, insanların sokaklarda "açım aç" diye bağırdığını, üniversitelerin; işsizlik üreten kalifiye eleman fabrikasına döndüğünü görmüyor, bilmiyor mu?

Biliyorsa, bile bile yanlışı neden sürdürüyor?

Türkiye çöksün mü istiyor?

İster istemez insan şüpheleniyor.

Şüphelenmese miyim?

Yazarın Diğer Yazıları