Bakmayın Tayyip ve avanesinin üfürdüklerine!  Müthiş panikteler ve bunu artık gizleyemiyorlar!
Erdoğan’ın Bayram namazının hemen sonrasında sabahın köründe cami bahçesinde nutuk atması bunun işaretidir!
Dahası, verilecek evet oylarının AKP’ye ait sayılmayacağının ısrarla garantisini vermesi bir başka göstergedir!

Büyük şehirler hayırcı!
Kendi anketlerinde bile değil başa baş, bir puan gerideler.
Buna mukabil iki yabancı şirketin yaptırdığı araştırmalarda ise hayırlar 4 puan
önde.
İlginç ayrıntı; büyük merkezlerde
vurgun yemeleri!..
İzmir’de zaten güçsüzdüler, şimdi Ankara ve İstanbul’da çözülmeler başlamış!
Öyle olduğu içindir ki Başbakan  son üç gün postu İstanbul’a serdi ve neredeyse her semtte miting yapıyor!
Dün yazdım, sandıkta sonuç alması zor görünen evetçi güruh sayımda numara çevirir diye pek endişeliyim
Buradan hareketle hayırcı kanadın sandık görevlilerine pürdikkat olmalarını, sandık çıktılarının bir nüshasını almalarını ve onları kendi merkezlerine götürmelerini ısrarla öneriyoruz.

Bölünmeyelim diyenler hayır demeli!
Maalesef bu oylamada iş başa düşmüştür zira devletin valisi ve kaymakamı AKP oligarşisinin bir parçası olmuştur. Endişem küçük yerlerdeki seçim kurullarının  yandaşlar vasıtası ile etki altına alınması ve her türlü numaranın çevrilmesidir.
Diyeceksiniz ki bu referandumda hayır çıkması bu kadar mı önemli?
Var olan önemi kavramak için Tayyip ve avanesinin çırpınmaları en temel göstergedir!
Görüyorsunuz adamlar seferberlik ilan ettiler!
Ölülere bile oy kullandırmaktan söz ediyorlar!
Bunun anlamı nettir ve bu referandumu devleti yargısıyla beraber topyekün fetih hareketinin son muharebesi olarak görüyorlar!
Eğer bu referandumda evet çıkarsa Türkiye’ye geçmişler ola!
Hiç kuşkunuz olmasın referandumda çıkacak evet sonrasında ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi uygulamaya konacak zira malum Paxamericana Irak’dan çekilmeye başladı, dolayısı ile sıra artık sınırların yeniden çizilmesine gelmiştir.
Buradan bakınca bu referandumun
aslında üniterlikle federasyonun oylanması  ya da kapışması olduğu ortadadır.
Bunun içindir ki biz Türkiye bölünmesin diyenlerin vereceği hayır oyları ile bu tezgahı bozmalarını istiyoruz!
Yok evet verilir ve önde çıkartılırsa,
13 Eyül’den itibaren Türkiye kimliğini fiili olarak değiştirecek ve rejimimiz Tayyiban Cumhuriyeti’ne dönüşecektir.
Şimdiden vali, kaymakam ve polisi parti görevlisi gibi kullanan AKP güruhu göreceksiniz referandumda evet çıkması halinde hakim ve savcıları da bu kervana katacak ve Türkiye Muhaberat’ın yönettiği
Ortadoğu’nun Baasçı rejimlerine
dönüştürülecektir!

AKP’nin ardına takılan menfaatçiler!
Burada bir parantez açıp evet oyu vereceğini deklare eden Aydın  Menderes, Süleyman Soylu ve bazı BBP’lilerle  benzerlerine AKP’den mebusluk sözlerinin verildiğini ve bazılarına da örneğin kamu taşımacılığı ihalelerinin peşkeş çekildiğini bir kez daha hatırlatalım!. Menderes, Soylu ve AKP’ye stepne olan diğerleri eğer samimi iseler AKP’den asla aday olmayacaklarını namus-şeref sözü vererek bugün açıklamalıdırlar. Açıklamazlarsa kendilerine yakıştırılanı kabullenmiş olacaklar ki göreceksiniz böyle bir açıklamayı bugüne kadar yapmadıkları gibi bundan sonra da yapmayacaklar zira onların evet desteği tamamen şahsi ve nefsi hesaplar adınadır.

“Muhsin Bey evet derdi!”
Bu arada son bir aydır ülkücü oy avcılığı yapan Tayyip Erdoğan’ın pazartesi günü aslına rücu edeceğini ve Türk Milliyetçileri için yeniden “İt, kopuk, kafatasçı takımı” benzeri ifadeleri kullanacağını bugünden hatırlatalım. Dolayısı ile özellikle genç ülkücülerin kişisel çıkar adına kendilerini pazarlamak isteyen fikir tüccarlarına kanmamalarını özellikle hatırlatıyoruz! Bu AKP ile yola gidilse Muhsin Yazıcıoğlu giderdi... Yakından biliyorum, 2002’de yani AKP kurulurken Muhsin Bey; “ 3 bakanlığı al” teklifini elinin tersiyle itmiştir... Hal bu iken bugün Muhsin Bey’in güya izinde yürüdüklerini söyleyenlerin AKP’nin ardına takılmaları sadece ve sadece şahsi ikballeri adınadır...
Bendeniz Muhsin Yazıcıoğlu’nu 1978’den beri yakından tanırım. Dostluğumuz bazıları gibi onun gölgesine sığınıp statü ya da kişilik kazanmak adına değil gönül beraberliğiydi. Defalarca konuştum ve çok çok yakından biliyorum ki Muhsin Bey AKP’nin ülkeyi bölme misyonuyla iktidara getirildiği fikrindeydi. Dolayısı ile kendisi bugün yaşasaydı hiçbir tereddütüm yok, hayır derdi.

Büyük sır!
Muhsin Bey’le alakalı olarak vereceğim son bilgi, O’nun AKP ve yoldaşlarının ülkeyi federasyon metoduyla ayrıştırma misyonuyla Paxamericana tarafından iktidara getirildiğini kesin olarak kavraması ve ona karşı milliyetçi-muhafazakar kesimde çok keskin bir çıkışı başlatmak üzere iken malum kazaya uğramasıdır!
Muhsin Bey’e suikast yapıldığı kesin de onu yapanların kim olduğu noktasında benim farklı duyum ve öngörülerim var! Bu işten Türkiye’deki Amerikancılar da  sorumludur. Kaza yerine iki gün ulaşılamaması ve Kayseri valisinin beyanları nedense üstünkörü geçiştirildi!
Son söz; ülke bölünmesin diyenler  mutlaka sandığa gitmeli ve hayır demelidir!