Avrupa’nın ormanları NEFES ALAMIYOR

Avrupa’nın ormanları NEFES ALAMIYOR
Avrupa’nın ormanları NEFES ALAMIYOR

Kentleşmeye dayalı toprak kullanımında yaşanan değişiklikler, fotosentez yoluyla atmosferdeki karbonu temizleyen canlı sayısını

Kentleşmeye dayalı toprak kullanımında yaşanan değişiklikler, fotosentez yoluyla atmosferdeki karbonu temizleyen canlı sayısını azalttı.

 

Avrupa’daki ormanlar, daha fazla karbondioksit depolayamayacaklarının sinyallerini veriyor. Yeni bir araştırma, kıta genelinde ağaçların karbondioksit depolama kapasitesinin azaldığını ve emilim hızının, 2005 yılından bu yana yavaşladığını gösteriyor. Nature Climate Change dergisinde yer alan araştırmada, bu duruma gerekçe olarak ağaç sayısının azalması, ormanların tahrip edilmesi ve kimi doğal afetlerin etkileri gösteriliyor. Dünyada ekosistemin sürekliliğini sağlayan en önemli faktörlerin başında karbon depoları geliyor. Karbon döngüsü, karbonun kara, deniz ve hava arasındaki transferine verilen ad. Ancak karbonun bir bölümü, bu döngüye karışmadan ağaçlar tarafından depolanıyor. Ağaçların karbon depolama özelliği, dünya genelinde hızla artan sera etkisine yol açan gaz salımlarını dengelemek açısından da kilit rol oynuyor. 19. yüzyıldaki Sanayi Devrimi’nden bu yana fosil yakıtlarının kullanımı ve toprak kullanımındaki değişikliğe bağlı insan faaliyetleri, bu döngüyü kökten etkiledi. Fosil yakıtların kullanılması, yerkürede depolanmış dev miktarda karbonun atmosfere karışmasını getirdi. Kentleşme ve ormansızlaştırmaya dayalı toprak kullanımında yaşanan değişiklikler de fotosentez yoluyla atmosferdeki karbonu temizleyen canlı sayısını azalttı. Hollanda’daki Wageningen Üniversitesi’nden araştırmacı Gert-Jan Nabuur, ağaçların tüm bu insan faaliyetlerinden kaynaklanan karbon artışıyla baş edemediğini söylüyor. Nabuur’a göre son 10 yılda Çin, Hindistan ve Brezilya gibi hızla büyüyen ekonomilerdeki faaliyetler de gaz salımlarının artmasında önemli rol oynadı.

 


Rapor ve çelişkiler

 


Öte yandan bu veriler, bundan iki yıl önce hazırlanan, Avrupa’daki ormanların kapladığı alanın arttığına ilişkin raporla çelişiyor. Bu rapor, Avrupa’da arazi örtüsünün yaklaşık yarısının ormanlarla kaplı olduğunu ve Avrupa’nın yıllık sera gazı salımlarının emilim düzeyinin yüzde 10’u bulduğunu öngörmüştü. Yeni araştırmanın bulguları, Avrupa Birliği’nde gaz salımlarını azaltmaya yönelik iklim politikaları üzerinde etkili olabilir. Üye devletlerin gaz salımlarını azaltma hedefleri için orman yönetiminde yeni taahhütler gündeme gelebilir. Bu konuda 2011’den bu yana çalışan 40’ı aşkın delegenin bir taslak metin üzerinde yoğunlaştığı, bu metnin Kasım ayında AB orman bakanlarına sunulabileceği belirtiliyor.

 

Ağaçlar nasıl oksijen üretirler?

 

Ağaçlar dünyanın oksijen depolarıdır. Oksijeni sürekli üretip dışarıya vermek için fotosentez olayını kullanmak zorundadırlar. Fotosentez olayı karbondioksit ve ısıyı alarak doğaya oksijen verme olayına denir. Bitkilerde bulunan hücreler farklı olduğu için güneş enerjisini direkt olarak kullanabilirler. Ağaçlar geceleri karbondioksit verip oksijeni depolar, gündüz ise karbondioksit alıp oksijeni verir, böylece dünyanın ısınımını sağlamış olur. Yani atmosferdeki karbondioksidi ve ısıyı alarak besin üretir, yerine doğaya oksijen verir ve yeryüzündeki dengeyi sağlar. Bir cümlede özetlediğimiz fotosentez işlemi başlı başına bir mucize, bir tasarım harikasıdır. Bitkilerin kendi besinlerini kendilerinin üretmesi olarak da özetlenebilecek olan fotosentez işlemi, bitki hücresinde bulunan, insan ve hayvan hücrelerinden farklı olarak güneş enerjisini direkt olarak kullanabilen yapılar sayesinde gerçekleşir. Bu yapıların yardımıyla, bitki hücreleri güneşten gelen enerjiyi insanlar ve hayvanlar tarafından besin yoluyla alınacak enerjiye çevirirler ve yine çok özel yollarla depolarlar.