"CHP Güvenlik sorunu" demek ve terörü, seçim kazanma yarışında, kitleleri ikna aracı olarak kullanmak, siyasetin iyice seviyesizleştiğinin göstergesidir. Kurumsal olarak bir parti "Güvenlik sorunuysa" yapılacak şey bellidir.

Derhal ve hemen en kısa zamanda o partiyi kapatmak ve bütün üyelerini tek tek tek (tıpkı Fetö''de olduğu gibi) sistem dışına çıkarmak gerekir. Yok, öyle değil de sırf siyaset amaçlı böyle laflar ediliyorsa, bu cümle, siyasi yarışın seviyesini en alt düzeye indirmek, kaçak güreşmek anlamına gelir.

Hiçbirimiz bu düzeyde siyaseti kabul edemeyiz. Çünkü bizim siyasetimizin gündemini terör örgütleri belirlememeli. Ülkenin temel sorunları siyasetin gündemi olmalı ve halkın önünde tartışılmalı.

Doğru olan budur.

Gelelim, PKK terörünün Mersin''de yeniden ortaya çıkışına.

Şaşırdık mı?

Evet!

Çünkü İçişleri Bakanlığının bugüne kadar verdiği bilgilere göre PKK''ya karşı çok iyi duruma gelmiştik. Öyle ki İçişleri bakanımız onların "ayakkabı numaralarına kadar bildiklerini" söylemişti. Her şeye o kadar hâkimdik yani. 

Lakin öyle değilmiş.

Terör yine can aldı.

Bir polisimizi şehit verdik.

Sonra?

Türkiye seçim sürecine girdi ve terör, siyasetin gidişatını etkilediğini hepimize gösterdi.

İktidar, "Sahip çıktılar" diye CHP''yi suçluyor, CHP, "Çözüm sürecinde affettiniz" diyerek iktidarı suçluyor. Bu söylemlerin hedefinde seçmen var ve asıl amaç onları etkilemek. Sonra o da yetmedi, teröristin gerçek kimliğinin iktidarın açıkladığı gibi olmadığı ortaya çıktı.

Her zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yaktı. İktidar ve aveneleri seçmeni etkilemeye yönelince, şehidi unuttuk. Böylece, terörün yarattığı gündeme razı olmanın ötesine geçemedik. Terör, politik düzlemde gerilim yaratmayı başardı.

Sözün tam bu noktasında şu alıntıyı, yavaş yavaş okuyalım lütfen.

"Terörün amacı, çoğunlukla, terörün ifade ettiği amaçla aynı değildir. Terör olayında düz mantık değil, diyalektik mantık kullanılır. Yani teröristin yapacağı eylemlerden çok, bu eylemlere yönelik REAKSİYONLAR ön plandadır. Meselâ sol terör eylemi ülkede sağcı reaksiyonu teşvik etmek amacıyla kullanılabilir."

Bu sözlerin yazarı, rahmetli Prof. Dr. Mahir Kaynak.

Tam da bu paragrafta söylediği gibi oluyor. PKK terör eylemi, "sağcı reaksiyonu" yönlendirmek amacıyla kullanılıyor.

Madem "Teröristin yapacağı eylemlerden çok, bu eylemlere yönelik REAKSİYONLAR ön plandadır" öyle ise kendimize soralım:

1-Bu eylemler liberalleri nasıl etkiler ve harekete geçirir?

2-Solcular nasıl tepki verir ve siyasal bir sonuca varır?

3-Muhafazakârlar ve milliyetçiler nasıl tepki verir ve verdikleri tepki seçmen davranışlarını nasıl etkiler?

4-PKK eylemleri veya sol örgütlerin eylemleri, hangi toplumsal kesimin işine yarar ve saflarını sıkılaştırır?

Son sorudan başlarsak, ister ölümlü olsun, isterse olmasın, soldan gelecek tüm terör eylemleri, CHP''nin ve hatta 6''lı Masanın siyasal amaçlarına hizmet etmez. Seçmen davranışları, PKK ya da sol terör örgütlerinden gelecek tehditler karşısında Cumhur ittifakına yönelir.

Burada Hoca''nın bir tespitine daha kulak vereceğiz: "Terörün arkasında, teröre maruz kalan ülkelerle boy ölçüşecek başka bir devlet veya devlet üstü örgütler mevcuttur."

"Devlet üstü" derken istihbarat örgütlerini kast ediyor. Öyle ise soru şu: Seçime giderken PKK''yı kim neden üstümüze saldı?

Bilmiyoruz.

Ancak, bunlar her kim iseler, siyasal kitleleri dolayısı ile seçmen davranışlarını yönlendirmek istiyor olabilirler. Benzer olaylar devam ederse hedef tüm muhalefet, bir ya da iki olayla kalırsa hedef Kılıçdaroğlu''dur. Bu tamam, peki iktidar neden durumu çözümlemek ve seçimin güvenlikli yapılmasını sağlamak yerine, terörün reaksiyonlarından yararlanmak istiyor