Seçimlerden başarısız çıkan ve AKP'ye tek başına iktidar hediye eden iki muhalefet partisi genel başkanını izliyoruz seçimden bu yana. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Her iki partide de seçim sonrası kongre talepleri yükseliyor tabandan ve teşkilatlarından. Kongre taleplerine dâir CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin verdiği tepkiler o kadar farklı ki bu fark, MHP tabanını ve teşkilât mensuplarını mahcup edecek derekeye düşmüş durumda.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu gazetecilerin sorularını cevaplıyor. Gazeteci, "Kimler aday olacak kongrede?" diye soruyor.
Kılıçdaroğlu gayet rahatlıkla cevaplıyor gazetecinin sorusunu ve "Adayları biz çıkaracağız. Biz teşvik edeceğiz arkadaşlarımızı aday olmaları için. O adaylarımız il kongrelerimizde konuşmalar yapacak, kendilerini anlatacaklar teşkilâtımıza, bu bizim demokrasi anlayışımız, demokrasinin zenginliği bu..." diyor.
Tehdit yok; "Salona nasıl girecek bu adaylar!"
Karalama yok; "Hakkındaki iddialara cevap versin!"
İtham yok; "Saray'ın adayı, Pensilvanya'nın adayı, istihbarat örgütlerinin işi, ajan, provokatör!"
Suçlama yok; "Arkasına baktığımızda Türk düşmanı olan, MHP'ye husumet besleyen üç beş köşe yazarı, ne idüğü belirsiz adamın sözleriyle görevi bırakmam!"
İki muhalefet partisi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi seçim sonrası ortaya koyduğu taban tabana zıt iki portre olarak izliyoruz.
Kılıçdaroğlu, kongrede aday olacaklara il kongrelerinde kendilerini anlatabilmeleri için kürsü vereceğini söylüyor.
Devlet Bahçeli ve şürekâsı ise tam bir soğuk savaş jargonu ile muhtemel adayları ajanlıkla suçlayıp kongre salonuna nasıl girebileceklerini soruyorlar.
"Birileri apar topar imza toplayıp olağanüstü kongre toplamaya kalkışıyor. İyi niyete sahip değiller" diye demeçler veriyorlar.
Apar topar, kalkışma, iyi niyete sahip değiller...
Tâbirlere bakınız, bu cümleleri kuran zihin yapısına bakınız...
"Bir takım gayretler duyuyoruz. MHP'nin karıştırılmasına müsaade etmeyeceğiz..."
Aynı rakip karşısında alınan 12 seçim hezimetinin ardından oluşan olağanüstü kongre taleplerini MHP'yi karıştırmak olarak lanse eden bir kafa yapısıyla yönetiliyor MHP.
Korkunun ecele faydası yoktur.
Bu denli bir hastalıklı zihin yapısının devamı söz konusu değildir.
Nihâyetinde olacak olan testilerin kırılması ve suların birleşmesi olacaktır.
MHP ve Türkiye için önemli olan bundan sonrasıdır...
