Türk milliyetçilerinin mes'uliyetleri

Sayın okurlarım, beş gün önce bütün yurtta kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı’mız kutlu ve Türk Dünyası’nın Kutup Yıldızı Cumhuriyetimiz de ilelebet mutlu olsun.
Anadolu insanı Mustafa Kemal’in önderliğinde yurdumuzu emperyalistlerin istilacı güçlerinden temizleyerek, Yunanlıları da denize döküp,  “Ne mutlu Türk’üm diyene” lerle Osmanlı İmparatorluğu’muzun yerine  “Cumhuriyet” imizi kurmuştur. Cumhuriyetimiz, milli değerlerimizin temel taşlarıyla inşa edilmiştir. Eşsiz güzelliklere sahip ’vatan toprağı’mız, zengin milli kültürümüz, dil birliğimiz ve tarih şuurumuz, soyu sopu belirgin ’Türk insanı’mız, Türkiye’mizin temel taşlarıdır. Cumhuriyetimizin on yılda on beş milyon genç yaratarak, yerli malı kullanıp para biriktirerek, israf ekonomisini önleyerek, memleketimizi demir ağlarla örerek, bugünkü adı IMF olan Duyun-u Umumiye’ye Osmanlı’mızın borçlarını ödeyerek, köylümüzü memleketimizin efendisi kabul ederek ve az zamanda çok ve büyük işler yaparak haysiyetli bir toplum olmuştur. Türk Dilini Tetkik Cemiyeti-Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti-Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kurulmuş, Merinos-Nazilli-Hereke-Beykoz-Ereğli-Kayseri-Uşak Sümerbank gibi halkımızın temel ihtiyaçlarına cevap verebilecek milli müesseseler üretime geçirilmiştir.
Atatürk’ten sonra çok şey değişti ve 1940’lı yıllardan sonra onun ilkelerinden uzaklaştırıldık. Eğitim müesseselerimiz köksüz inkârcılara teslim edildi. Her yanımızla yabancılaşma yarışına girdik ve kökümüzden ayrıldık. Dünya klasiklerinin bütününü dilimize çevirirken Türk Kültür Eserleri’ni ihmal ettik. Kaynaklarımızı Atatürk’ün milliyetçi görüşü dışında hatta karşında kullandık. İsraf ve faiz ekonomisine dönerek, har vurup harman savurduk, üretim yerine tüketimi tercih ettik.
Atatürk’ün vefatından sonra altı yıl sonra, aynı makama oturan İsmet İnönü 1944’te 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda “Turancılık fikri son zamanların zararlı ve hastalıklı göstergesidir. Vatanımızı bu yeni fesatlara karşı da kuvvetle müdafaa edeceğiz “ diyebilmiş ve Türk Kültürü’nün savunucusu Türk milliyetçilerine taputlukları laik görmüştür. 1952’de Celal Bayar yurdumuzun her köşesinde kültür milliyetçiliği yapan benim de Ankara Şube Başkanı olduğum Türk Milliyetçiler Derneği’ni kapatmıştır. 1980’de Kenan Evren, devletimize karşı olan anarşist komünistlerle, devletimizden yana olan ülkücüleri aynı kefeye koymuştur. Beş yıl sonra 1985’lerde Turgut Özal ” Türkiye bir mozaiktir ve bu bizim zenginliğimizdir. Ben Atatürk’ün yerinde olsaydım Türkiye Cumhuriyeti değil, Anadolu Cumhuriyeti derdim demiş ve Rus orduları Bakü’ye girip, kardeş kanı döktüklerinde, “Burada üzülecek ne var? Onlar Şii, biz Sünni’yiz” diyebilmiştir. Süleyman Demirel, 20. yüzyılın ikinci yarısında önümüze dikilen en büyük siyasi engel olmuştur. Enflasyon felaketine ve kamu açıklarımızın bu hale gelmesine sebep olmuş, devlet müesseselerimize partizanlığı sokmuştur. Bütün bu kötü gidişler ve yanlışlıklarımızda en büyük rolleri kimler yaptı ve kimler üstlendi? Aydın dediğimiz köksüzlerle içimizdeki yabancı unsurların dış ülkelerdeki sermaye sahiplerinin işbirlikçileri, davasına gönülden inanmamış politikacıları ve bizim için kötü olan her şeyi destekleyen yazılı ve görüntülü medya ve mensupları ile sanatkâr kılığına girmiş soytarılar...
Türk Dünyası’nın Kutup Yıldızı Cumhuriyet’imizi bu hale getiren olayları ve şahısları tespit edip milli direniş göstermemiz ve yaşadığımız mes’uliyetsiz milliyetçiler dönemine son vermemiz gerekir.
Tanrı Türk’ü Korusun.  

Yazarın Diğer Yazıları