Türkçülüğün diriliş günü: 3 Mayıs. Taş kırılır, tunç erir ama Türklük ebedidir

Türkçülüğün diriliş günü: 3 Mayıs. Taş kırılır, tunç erir ama Türklük ebedidir
Türkçülük fikrinin en önemli isimlerinden Nihal Atsız'ın yargılandığı salona sığmayan gençler Ulus Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. İktidar, zor kullanarak ancak durdurabildi. Demokratik bir başkaldırı anlamını taşıyan olay, zamanla kitleler arasında yayılarak Türkçülük Bayramı adını aldı.

78. yıl dönümünün bugün kutlandığı 3 Mayıs Türkçülük Günü; Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar, Alparslan Türkeş ve Reha Oğuz Türkkan gibi ünlü isimlerinin yargılandığı Türkçülük Turancılık davasının yıldönümü tarihi 3 Mayıs 1945''de Ankara Nümayişi (gösterisi)''ni anmak adına kutlanılır.

İlk defa Tophane Askerî Hapishanesi''nde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 siyasi mahkûm tarafından kutlandı. Bu kutlamaya Askeri Cezaevi''nde tutulan Alparslan Türkeş katılamadı. Daha sonraki senelerde de tek parti dönemine ilk olarak demokratik bir başkaldırı anlamını taşıyan bu toplantılar, zamanla milliyetçi kitleler arasında yayılarak Türkçülük Bayramı adını alıp, her yıl kutlanmaya başlandı.

3 Mayıs''ı hazırlayan olaylara baktığımızda kısaca şu görülür:

Dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu 5 Ağustos 1942''de TBMM''de yaptığı konuşmada şunları söyler: "Biz Türk''üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız."

Nihal Atsız dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu''na Orhun Dergisi''nde 1 Mart 1944''te ve yine bir ay sonra 1 Nisan 1944''te olmak üzere iki açık mektup kaleme alır. Bu mektuplarda Başbakan''a komünizmle ilgili şikayet ve uyarıda bulunur. Şikayet edilenlerin arasında Ahmed Cevad Emre, Sabahattin Ali, Sadrettin Celal Antel ve Hasan Âli Yücel de vardır.

Atsız, Sabahattin Ali tarafından mahkemeye verilir. 26 Nisan 1944''te Ankara''da başlayan ilk mahkeme, dönemin gençleri tarafından hınca hınç doldurulur. Mahkeme, 3 Mayıs 1944''e ertelenir.

Tarihte 3 Mayıs Olayları adıyla anılan olaylar Nihal Atsız''ın, hakkında açılan dava için Ankara''ya geldiği sırada başlar. Mahkeme salonuna giremeyen gençler Ulus Meydanı''na doğru yürüyüşe geçerler. Burada İstiklal Marşı söyleyip, komünizm aleyhinde sloganlar atarlar. Kafile Ulus Meydanı''ndan sonra Başbakan Şükrü Saraçoğlu ile görüşmek ister. Ancak bunda başarılı olamazlar. Milliyetçi gençlerin gösterileri hükümet tarafından şiddete başvurularak önlenir. Artık ok yaydan çıkmış, tek parti iktidarına karşı gençlik demokratik direnme hakkını kullanmaya başlamıştır. Çıkan olaylarda 165 üniversite öğrencisi genç tutuklanmıştır.

Gösterilere katılan milliyetçi gençler; birer birer tespit edilerek toplanıp hapishanelere atılmıştır.

Nihal Atsız da aynı gün duruşmadan çıktıktan sonra polis tarafından gözaltına alınır. Üsteğmen olarak gösterilere katılıp gözaltına alınan Alpaslan Türkeş, daha sonra olayı, "3 Mayıs günü heyecanla sokağa fırlayan gençler kıyasıya dövüldüler" diyecektir.

3 Mayıs''ın ilk yıldönümü 1945 senesinde o sıralarda Tophane''deki Askeri Cezaevinde tutuklu bulunan bir grup Türkçü tarafından örtüsüz bir masa etrafında yapılan bir toplantı ile anıldı. Daha sonraki yıllarda ise çeşitli törenlerle kutlanıp, Türk milliyetçilerinin bir geleneği Türkçülük Bayramı oluştu.

Aralarında Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş''in de bulunduğu Türkçüler, tabutluklarda maruz kaldıkları işkencelerin ardından çıkarıldıkları mahkemede farklı ithamlarla suçlanmışlardı.

TURANCILIK DAVASI NASIL SONUÇLANDI?

Turancı olmakla suçlanan sanıklar, önce İstanbul''daki Sansaryan Hanı''ndaki tabutlukta, türlü işkencelerden geçirildiler. Ardından İstanbul 1 Numaralı Örfi İdare Mahkemesinde görüşülmeye başlanan ve 65 oturum süren dava kapsamında Hasan Ferit Cansever, Fethi Tevetoğlu, Alparslan Türkeş, Nurullah Barıman, Zeki Özgür Sofuoğlu, Fazıl Hisarcıklı, Hüseyin Nihal Atsız, Hüseyin Namık Orkun, Nejdet Sançar, Saim Bayrak, İsmet Rasin Tümtürk, Cihat Savaş Fer, Muzaffer Eriş, Fehiman Altan, Yusuf Kadıgil, Cebbar Şenel, Zeki Velidi Togan, Orhan Şaik Gökyay, Hikmet Tanyu, Reha Oğuz Türkkan, Hamza Sadi Özbek, Cemal Oğuz Öcal, Said Bilgiç olmak üzere toplam 23 sanık yargılandı ve 29 Mart 1945 tarihinde verilen kararla sanıklardan 13''ü beraat ederken, Prof. Dr. Zeki Velidî Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Nurullah Barıman, Cihat Savaşfer, Nejdet Sançar, Dr. Fethi Tevetoğlu, Alparslan Türkeş, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal''a 10 yıla kadar uzanan değişik hapis ve sürgün cezaları verildi. Askeri Yargıtay''a taşınan dava hakkında kararı Yüksek Mahkeme "usul ve esas yönünden" bozdu.

Tutuklu sanıkların hemen salıverilmesini ve davanın 2. Sıkıyönetim Mahkemesi''nde görülmesini kararlaştırdı. Bu karar, tutukluların hemen salıverilmesini sağladı. Böylece, kimi Türkçüler için 1 yıl beş buçuk ay süren hapis hayatı sona erdi. Zeki Velidi Togan, Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal 26 Ekim 1945''e kadar tutuklu kaldı. Askerî Yargıtay''ın 87 sayfa tutan kararında, her sanığın durumu ve kendisine yöneltilen suçlamalar ayrı ayrı değerlendirilerek, onların her biri için ayrı aklama kararı verilmesi öngörülüyordu.

İlgili Haberler