Türkiye ekonomisi dünya için tehdit olarak görülüyor

Türkiye ekonomisi dünya için tehdit olarak görülüyor

World Goverment Bonds (Dünya Devlet Tahvilleri) Uluslararası piyasalarda işlem gören 25 ülkenin, raiting notları ve CDS oranlarını yayınlıyor. 2023 Global Threat Report (Küresel Tehdit Raporu''nda) en sonda Rusya, sondan ikinci Mısır ve üçüncü Türkiye geliyor. (Aşağıdaki tablo.)

Türkiye''nin raiting notu aşırı spekülatif, yatırım yapılamaz seviyesinde ve CDS oranı da 546,49''dur.

Türkiye diğer ülkelere göre açık ara riskli görünüyor. Çünkü dördüncü sırada yer alan Brezilya''nın raitingi daha yüksek ve CDS oranı da 230,65''tir.

KÜRESEL RATİNG VE 5 YILLIK TAHVİLLERDE CDS ORANLARI

 

Kaynak; VGB, 2023 Küresel Tehdit Raporu

Türkiye''nin CDS oranı yüksek ve raitingi düşük olunca, hazine daha pahalı borçlanıyor. Mamafih, dünyada Libor faiz oranı yüzde 5 dolayındadır. Ancak bizde Hazine, Mart ayında 2 milyar dolar tutarında ve 5 yıllık tahvilleri, yüzde 8,625 faizle satabildi. Bu borç için 948,7 milyon dolar faiz ödeyecek.

Türkiye''ye güven olmadığı için, yabancı yatırım sermayesi gelmiyor. Yerli sermaye de çıkıyor. Bir yandan dış borçlanma maliyeti ve dış borç stoku artıyor ve öte yandan dış borç vadeleri kısalıyor.

Ayrıca hükümet millî dış ticaret politikası uygulamıyor. Bu nedenle 2022''de bir yılda Rusya ve Çin''e 86 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Yıllık cari açığımız da 48,8 milyar dolar oldu.

Merkez Bankası''nın en son yayınladığı, bir yıl içinde çevirmemiz gereken dış borç tutarı 196 milyar dolardır.

BİR YIL İÇİNDE ÖDEMEMİZ GEREKEN DIŞ BORÇ TUTARI

Kaynak: TCMB

Cari açık da bunun üstüne gelince, bir yılda bulmamız ve çevirmemiz gereken dış borç stoku 250 milyar dolar olacaktır. 

Cari açık ya doğrudan yabancı yatırım sermayesi veya dış borçla finanse edilir. Türkiye''ye doğrudan yabancı yatırım sermayesi, yalnızca vatandaşlık için gayrimenkul alımından dolayı gelen 5-6 milyar dolar var. Demek ki cari açık için de dış borç bulmak zorundayız.

Basında Merkez Bankası''nın kapalı çarşıdan döviz topladığı yazıldı. Böyle bir uygulama, hükümetin döviz sorununa ne kadar palyatif açıdan baktığını gösteriyor. Taşıma suyla değirmen dönmez.

AKP''nin ilk yıllarında Türkiye''ye bol miktarda yabancı sermaye girişi olmuştu. Bu nedenle döviz arzı artmış ve TL döviz sepetine göre yüzde 27 değer kazanmıştı. (Şimdi yüzde 42 daha düşük değerdedir.)

Bugün döviz sorunu, ekonomide riskleri artırdı, istikrarı bozdu. Nedeni demokrasi ve hukukta geri düşmemiz ve hükümetin tek haneli faiz gibi çağdaş iktisat politikalarına dayanmayan ve günübirlik politikalarla çözme alışkanlığıdır. Bu alışkanlık devam ettiği sürece, Türkiye dış borçlarında temerrüde düşecektir.

Tek çözüm, siyasi iktidarın ve iktisat politikalarının değişmesidir.

Yazarın Diğer Yazıları