Ekim 2021’de FATF tarafından gri listeye dahil edilen Türkiye, Arnavutluk, Bahamalar, Barbados, Kamboçya, Gana, İzlanda, Jamaika, Moğolistan, Myanmar, Pakistan, Nikaragua, Panama, Suriye, Uganda, Yemen, Zimbabve ve Ürdün gibi diğer ülkelerle birlikte bulunuyor. Daha önce 2011’de gri listeye giren Türkiye, 2014 yılında çıkmayı başarmıştı. Fakat 2021’de yeniden gri listeye alındı. Bu liste, uluslararası kredilere sınırlı erişimi olan ülkeleri ifade ediyor. Türkiye, kara para aklama ve terörizmin finansmanının engellenmesinde yetersiz kaldığı gerekçesiyle bu listede yer aldı.
2019’da yapılan değerlendirmede, Türkiye’nin kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele önlemlerinde bazı eksiklikler tespit edildi ve 2021-2023 arasında izlemeye alındı. Söz konusu süreçte 2019 değerlendirmesinde belirlenen eksiklikleri gidermek için önemli adımlar atan Türkiye, gri listeye alındığı 2021’den başlayarak 2023’e kadar FATF’e gerçekleştirdiği operasyon ve düzenlemeler hakkında düzenli yıllık rapor sunmuş ve önlemlerini güçlendirmek için alınan aksiyonları paylaşarak kaybedilen güveni tekrardan tesis etmeye çalışmıştı.
TÜRKİYE'NİN ADIMLARI RAPORLARA OLUMLU YANSIDI
FATF raporlarına göre Türkiye, sunulan 40 öneriden sadece bir tanesinde bazı eksiklikler gösterdi. Uzmanların hazırladığı rapora göre Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle uyuşturucu, akaryakıt ve göçmen kaçakçılığı başta olmak üzere insan ticareti gibi risklerle karşı karşıya. Ayrıca, hem ulusal hem de uluslararası tehditlerden kaynaklanan önemli terörizm finansmanı riskleri de bulunuyor. FATF’ın bu değerlendirmeleri, Türkiye’nin kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele önlemlerini güçlendirmek için aldığı adımlarda başarılı olduğu yönünde yorumlanıyor. Ancak yine aynı raporda Türkiye’nin kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele konusunda attığı adımların daha sert ve şeffaf olması gerektiğinin altı çiziliyor.
Türkiye, özellikle son yıllarda finansal kurumların denetimi ve raporlama standartları konusunda pek çok iyileştirmeler yaptı. Ancak, bazı alanlarda hala eksiklikler bulunuyor. Örneğin, gayrimenkul sektöründe kimlik doğrulama ve kayıt süreçleri FATF raporunda dikkat çekilen konulardan oldu.
Uzmanlar Türkiye’nin coğrafi olarak stratejik bir noktada yer alması nedeniyle bu konuda daha fazla işbirliği yapması gerektiğinin de altını çiziyorlar. Ülkedeki finansal kurumlar ve diğer sektörlerin, risk değerlendirmelerini düzenli olarak gözden geçirmeli ve güncellemeleri gerektiğine de vurgu yapılan raporda, önerilere tam uyum sağlanması için siyasi iktidarın daha fazla çaba göstermesi gerektiği belirtildi.
Türkiye'nin kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele tedbirlerinin etkinliğinin 2019 yılında değerlendirilmesinden bu yana, yakından takip ediliyor. 26 Haziran'da başlayacak toplantılar sonrasında Türkiye'nin gri listeden çıkartılmasına kesin gözüyle bakılıyor.
FATF NEDİR?
1989 yılında G-7 ülkeleri (ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada) tarafından kara para aklamanın uluslararası alanda önlenmesi amacıyla OECD bünyesinde kuruldu. Başlangıçta sadece kara para aklamayla mücadelede yer alırken, 11 Eylül terör saldırıları sonrasında terörün finansmanıyla mücadeleyi de kapsamına aldı. FATF bünyesinde 37 ülke ve 2 bölgesel kuruluş olmak üzere toplam 39 üyesi bulunuyor.
Türkiye, 24 Eylül 1991 tarihinde FATF’e üye oldu. FATF, üye ülkeleri kara para aklama ve terörün finansmanının önlenmesi konusunda denetleme ve değerlendirme yetkisine sahip. Üye ülkeleri, karşılıklı değerlendirme süreciyle gelişmelerini takip eder. FATF, uluslararası finansal sistemi güvence altına almak ve suç gelirlerinin aklanmasını önlemek için önemli bir rol oynar.
GRİ LİSTEDEN NASIL ÇIKILIR?
FATF tarafından gri listede yer alan ülkelerin bu listeden çıkabilmeleri için almaları gereken aksiyonlar ülke dinamikleri göz önünde bulundurularak farklılaştırılmaktadır. Bu doğrultuda, FATF uyarınca Türkiye’nin gri listeden çıkabilmesi için alması gereken aksiyonlar aşağıdaki gibidir:
-MASAK mevzuatının müşterini tanı, gerçekleştirilen işlemlerin mahiyeti, nihai faydalanıcının tespiti vb. konularda kapsamının genişletilmesi,
-İlgili MASAK mevzuatına uyumsuzluk durumunda cezai yaptırımların artırılması,
-Kuruluşların ticari faaliyetlerinden kaynaklanan potansiyel risklerin periyodik olarak değerlendirilmesi,
-Bankacılık, altın, değerli taş, döviz bürosu ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar üzerindeki kontrol ortamının artırılması