''Ümmete liderlik'' söylemi üzerine…

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi olağanüstü toplantısında, "Filistin''de birlik ve kararlılığımızı gösterme vakti. Ümmet bizden liderlik bekliyor. Türkiye gereken her adımı atmaya hazırdır" dedi!
Bu sözlerden anlaşılacağı gibi, AKP iktidarı sadece içeride değil uluslararası ilişkilerde de ümmeti esas alıyor! Tabii bu yeni bir durum değil. AKP iktidarı, uzun süredir "İhvancı politika" takip ediyordu. Bir ara AKP destekçileri, İslam ülkelerinde İhvancı iktidarların oluşturulmasıyla "İhvanı Müslimin Enternasyonali" kurulacağını savunuyordu. Bana göre bu yaklaşım, Büyük Orta Doğu Projesi''nin kamuflaj elbisesiydi!
***
İslam İşbirliği Teşkilatı ise İsrail''in Gazze''ye saldırmasının ancak yedinci gününde cılız bir açıklama yapabildi. Suudi Dışişleri Bakanı Faysal Bin Ferhan da askerî operasyonların sona ermesini sağlamak için uluslararası topluma acilen harekete geçme çağrısında bulundu.
Kimdir uluslararası toplum, somut olarak nedir? Boş laflar bunlar! Zaten Malezya, Endonezya ve Brunei, teşkilattan ayrı bir açıklama yaparak, BM Güvenlik Konseyi''ni suçladı ve BM Genel Kurulu''nu olağanüstü toplantı yapmaya çağırdı! İslam İşbirliği Teşkilatı''nda, İsrail lehine çatlak olduğu anlaşılıyor! Nitekim Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, sanki eşit güçler arasında bir savaş varmış gibi ateşkes çağrısında bulundu!
Çavuşoğlu da toplantının açılış bölümünde, isim vermeden bazı ülkeleri İsrail''i destekledikleri gerekçesiyle eleştirdi ama İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, İsrail''le normalleşme anlaşmaları imzalayan ülkeleri eleştirerek İsrail''in bu anlaşmaları İslam dünyasını bölmek için tasarladığını söyledi.
Çavuşoğlu, "ümmet bizden liderlik bekliyor" derken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsrail''in Filistin saldırılarını durdurmaya yönelik telefon diplomasisi çerçevesinde, Papa Fransuva''ya işgalci İsrail karşısında tüm insanlığın birlik olması gerektiğini söyledi...
***
Gazze saldırısı sonrası da açıkça görüldüğü gibi "ümmet", çok büyük oranda ABD-İngiltere-İsrail koalisyonunun güdümünde hareket ediyor. AKP iktidarı, liderlik edecekse, ümmeti bu yörüngeden kurtarmak için etmeli! Tabii Büyük Orta Doğu Projesi''ne hizmet ederken İslam Dünyası''na liderlik edemezsiniz.
Tayyip Erdoğan, 2019 yılında AKP''den ayrılacaklar için "ümmeti bölmeyin" diye konuşmuş, bundan sonra "siyasi ümmet dili", iç ve dış politikanın temeli olmuştu!
O zaman Çavuşoğlu''nun, İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi''nde, "Ümmetin temsilcileri olarak" diye konuşmasını eleştirmiş, "Çavuşoğlu, ümmetin temsilcisi mi Türkiye Cumhuriyeti Devleti''nin mi?" diye sormuştum.
Ümmet dinî bir kavramdır. İç ve dış politikayı bu kavrama göre düzenlemek, Türkiye''yi din devlet olmaya götürür. Bu da Anayasa''ya aykırıdır ve fiilen rejimi değiştirmektir.
İslam dünyasının kan revan içinde olmasının sebebi ise her zaman vurguladığımız gibi bu ülkelerde rejimlerin ABD ve İngiltere destekli olmasıdır. ABD bunu yeterli görmeyerek bir de "İslam içi çatışma stratejisi" uygulamaktadır.
***
Sputnik''e konuşan Rus senatör Aleksey Puşkov ise "Erdoğan, Türkiye''nin Filistinlilerin esas koruyucusu ve İsrail''le siyasi ihtilaftan korkmayan ülke olarak kabul görmesi için çalışıyor. Bu, Erdoğan''ın İslam dünyasındaki otoritesini artıracak." dedi.
Erdoğan, İsrail ile köprüleri, "One minute" gösterisi ve Mavi Marmara gemisini İsrail''e göndermekle atmış gibi görünmüştü ama İsrail ile her türlü ekonomik, askerî ve siyasi ilişki devam ediyordu. Şimdi de durum değişmiş değildir.
Sömürgeler üzerinde otorite artırmanın Türkiye''ye hiçbir faydası yoktur. Bu politikalarla seçmeni "ümmetin birliği için çalışıyoruz" diye ikna etmek de artık mümkün değildir.

Yazarın Diğer Yazıları