Özdil’in ilgili konuşması şöyle:
“Bazen ağaçlara bakmaktan ormanı göremeyiz.
Parça parça detaylarda boğulurken bütünü gözden kaçırırız. Ne yapmak lazım bu tür
durumlarda? Şöyle bir adım geriye çekilip resmin tamamına bakmak lazım.
Resmin bütününü görmek lazım.
Şeyh Said'e mesela ne diyorlar? Şehit diyorlar.
Kimdir Şeyh Said? Bölücü ve gerici kalkışmayla cumhuriyete karşı silah çektiği için vatana ihanetten yargılanıp idam edilen emperyalizm maşası tarikatçıydı. Şu anda mecliste bulunan iki parti tarafından şehit ilan ediliyor. İadei itibar istiyorlar.
Seyit Rıza'ya mesela ne diyorlar? Kahraman diyorlar. Kimdir Seyit Rıza?
Bölücü kalkışmayla cumhuriyete karşı silah çektiği için vatana ihanetten yargılanıp idam edilen emperyalizm kuklası aşiret lideriydi.

Şu anda yine mecliste bulunan üç parti tarafından kahraman ilan ediliyor. İadei
itibar istiyorlar.
İskilipli Atıf'a rahmet okuyorlar. O kimdi? Milli mücadelemiz sırasında Mustafa Kemal'in öldürülmesinin farz olduğunu söylediği için, Anadolu halkını Kuvayi Milliye’ye karşı savaşmaya çağırdığı için vatana ihanetten yargılanıp idam edilen, İngiliz İstihbaratının maşası Teali İslam Cemiyeti'nin başkanı imamdı.
Şu an iktidar olan parti tarafından mezarı başında amma töreni düzenlendi.
Abdullah Öcalan'a kurucu irade diyorlar.
Abdullah Öcalan'ın kim olduğu herkes tarafından malûm. Bölücü kalkışma ile cumhuriyete karşı silah çektiği için vatana ihanetten yargılanıp ömür boyu hapse mahkum edilen gelmiş geçmiş en kanlı terör örgütün ele başı. Sayın diyorlardı. Şimdi kurucu irade diyorlar. Umut hakkı tanımak istiyorlar.
Tarikatlere “vakıf, dernek, sivil toplum kuruluşu” diyorlar.
Anayasaya aykırı olmalarına rağmen suç kabul eden yasaların yürürlükte olmasına rağmen dernek adı altında kamu yararına dernek statüsünde para toplama yetkisi veriyorlar. Vakıf adı altında vergiden muaf tutuyorlar. Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından mesela sivil toplum kuruluşu statüsüyle okullarımıza sokuluyorlar.
Yılmaz Özdil: Kılıçdaroğlu sizin eseriniz
Milli Eğitim Bakanlığımız Mürit Eğitim Bakanlığı haline getiriliyor. Buna mukabil eş zamanlı olarak Atatürk'e Ayasofya minberinden lanet okuyorlar. Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyen teğmenleri ordudan atıyorlar. Talat Paşa'ya Hitler diyorlar.
İsmetin İnönü’ye Hitler diyorlardı. Cumhuriyetin kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisi'ne de hırsız partisi diyorlar.
Şimdi bir adım geriye çekilip baktığımızda yeni Türkiye denilen Türkiye çok daha
net görünüyor. Vatan kahramanları karalanırken adeta diri diri gömülürken hortlatılan vatan hainleri aklanıyor.
Hak, hukuk, adalet diyen üniversiteli gençler yerlerde sürüklenerek ters kelepçeyle tutuklanırken mesela polis nezaretindeyken Kemalist köpeklere ölüm diye bağıran IŞİD türevlerinin sırtı sıvazlanıyor.
Aslında Türkiye'de olan bitene şu mesela Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik içeriden dışarıdan topyekün saldırıya bu bütüncül gözle bakmakta fayda var.
Çünkü mesele tek başına Cumhuriyet Halk Partisi değil. Kurucu değerleriyle, manevi şahsiyetiyle birlikte bizatihi cumhuriyet tasfiye edilmek isteniyor. Ulus devlet tasfiye edilmek isteniyor.