Mehmetçik şehitlikte caninin derdi rutubet

Mehmetçik şehitlikte caninin derdi rutubet
Mehmetçik şehitlikte caninin derdi rutubet

Mehmetçik şehitlikte yatarken İmralı canisi rutubetten şikayetçi!..

Mehmetçik şehitlikte yatarken İmralı canisi
rutubetten şikayetçi!..


İmralı’yı örgüt merkezi yaptı
Şehİtlere ’kelle’gözüyle bakan AKP’nin İmralı’da her türlü konforu sunduğu, odasını Avrupa duvar kağıdıyla kaplattığı Öcalan, ağırlaştırılmış müebbet cezasına rağmen, özellikle müzakere süreci sonrası İmralı’yı örgüt merkezi gibi kullanıyor


Bağımsız doktor istiyor
BEBEK katili Öcalan, son isteğini de kardeşine söyletti: Hükümetten, devletten yerinin değiştirilmesini istiyoruz. Ağabeyimin sağlık sorunları var. Burnunda, boğazında ve ağzında yanmalar devam ediyor. Bağımsız doktor heyetini istiyor.  GÜNCEL, Sayfa 8

Öcalan’ın kardeşi, işlemlerin yapılmasını arabada beklerken, basına da akıl verdi: Gerçekleri yazmazsanız süreç aydınlığa kavuşmaz!


Mehmetçik şehitlikte
caninin derdi rutubet
İmralı canisini ziyaret eden kardeş Öcalan utanmadan “4 duvar arasında kaldı.
Nem oranı yüksek, yeri değişsin” sözleriyle şehitlerin kemiklerini sızlattı.

İmralı’da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasına rağmen AKP’nin her tür konforu sunduğu bebek katili Abdullah Öcalan’ın kardeşi, “Denizin ortasında, 4 duvar arasında kalıyor, nem oranı çok yüksek. Yerinin değişmesini istiyoruz” diyerek hem şehitlerin kemiklerini sızlattı, hem yakınlarını kahretti. İmralı’ya gitmek için Gemlik’e gelen Mehmet Öcalan ile mahkum Hakkı Alphan’ın kardeşi Zülfü Alphan ve mahkum Cumali Karsu’nun yakını Pervin Oduncu işlemlerin yapılmasını beklerken, Mehmet Öcalan, kardeşinin sağlık durumu hakkında açıklamalarda bulundu.

4 duvar arasıymış
Mehmet Öcalan, “Geçen seferki görüşmede, o koşullara göre iyi gördüm. Denizin ortası, nem oranı yüksek. Bundan sonra belki zorluklar da başlayabilir. Yaşı da artık 64 oldu. 64 yaşında olan bir insan denizin ortasında dört duvar arasında. Hükümetten, devletten, yerinin değiştirmesini istiyoruz. Bu sürece devam edilecekse o denizin ortasında sürecin çok inişli çıkışlı yönleri vardır. Yeri değişirse bence daha faydalı olabilir” dedi. Gazetecilerden de isteklerde bulunan Mehmet Öcalan, “Gerçekleri yazın. Gerçekleri yazmazsanız, süreç aydınlığa kavuşmaz” diye konuştu. Öte yandan, Avukat Vural Ergül, PKK açılımı kapsamında sürdürülen pazarlıklar çerçevesinde, bebek katili Öcalan’ın, İmralı’daki cezaevine bitişik, içerisinde banyo, tuvalet, mutfak bulunan, 1 oda ve salondan oluşan müstakil bir eve yerleştirildiğini iddia etmişti. İmralı Cezaevi’nde geniş koğuş bulunmadığını söyleyen Ergül, Öcalan’ın daha büyük bir koğuşa değil, bu yılın başlarında kamuoyuna yansıdığı üzere yapımına başlanan, içerisinde banyo, tuvalet, mutfak bulunan, 1 oda ve salondan oluşan müstakil eve taşındığını iddia etmişti.

Bağımsız doktor istedi
Bölücübaşı Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, PKK’lı Cumali Karsu’nun ablası Pervin Oduncu, ve TİKKO üyesi Hakkı Alkan’ın kardeşi Gülsüm Aysan cezaevindeki görüşmenin ardından Bursa’nın Gemlik İlçesi’ne döndü. Gemlik İlçe Jandarma Komutanlığı’ndaki işlemlerin ardından açıklama yapan Mehmet Öcalan, “Süreç hassas bir süreçtir. Sizinle bu nedenle fazla konuşacak bir şey yoktur. Bu süreci korumak için konuşmayacağım. Ağabeyimin sağlık sorunları vardır. Burnunda, boğazında ve ağzında yanmalar devam ediyor. Çoktan beri devam ediyor bu sorun. Bağımsız doktor heyetini istiyor. Bir de Lice’deki ölen gencin ailesine başsağlığı diliyor. Diyeceklerim bunlardır. Önümüzdeki hafta zannederim BDP’deki milletvekili arkadaşlar oraya gidecekler, her şey orada konuşulacak. Söyleyeceklerim bu kadardır” dedi.



Avrupa’dan “Öcalan’a
özgürlük” kampanyası
Çözüm süreciyle ilgili ikinci aşamadaki taleplerini “Öcalan’a özgürlük” diye açıklayan BDP’den sonra, Avrupa’dan da aynı sesler yükselmeye başladı. Başta Almanya, İsviçre, Hollanda ve Fransa olmak üzere teröristbaşı Öcalan’ın ve diğer eli kanlı katillerin serest bırakılması için yapılan miting ve toplantılarda bebek katilinin serbest bırakılması istendi. İsviçre’nin Basel kentinde düzenlenen festivalde “Özgür kimlik, özgür önderlik, demokratik özerklik” pankartları “Özgür kimlik, özgür önderlik, demokratik özerklik” yazan pankartlar, PKK paçavraları ve teröristbaşı Öcalan’in posterleri asıldı.

“Savaşmayı da biliriz”
Festival alanında Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılan kampanya çerçevesinde imza toplayan militanlar, AKP hükümetinin süreçte rolünü oynaması gerektiğini, “aksi takdirde başta Kürdistan gençleri olmak üzere Kürt halkının önünde hiç bir gücün duramayacağını” ifade ettiler. Festival boyunca, “Önderliği esaret altında olan bir halkın özgürleşmeyeceği” mesajını veren terör örgütü elemanları, kapitalist sistemin yıkılmasını istediler. Toplantıda konuşan Uludere eski Belediye Başkanı Şükran Sincar, “Öcalan’ın şahsında başlatılan barış süreci Kürtler tarafından samimi bir şekilde ilerletilmeye çalışılırken devlet PKK’nın geri çekilişini fırsat bilerek karakol ve baraj yapımlarını hızlandırdı. Katliamcı zihniyetin ürünü olan bu projelere dur demek isteyen halkımızın üzerine saldırdılar. Lice’de yaşanan olay devletin bu süreçte ne kadar samimi olduğunu bir kez daha gösterdi. Devlet şunu iyi bilmeli, Kürtler artık eski Kürtler değil. Onlar bugün barış için her şeyi yapıyorlarsa önderliklerine ve hareketlerine güvendikleri için yapıyorlar. Bu halk barışmayı da iyi bilir savaşmayı da. Bunu hiç bir zaman unutmayın” dedi.

İmza topluyorlar
Öte yandan, Öcalan’ın özgürlüğü için 25 Haziran 2012’den bu yana Avrupa Konseyi önünde düzenlenen “nöbet eylemi” 370 günü geride bıraktı. PJAK üyelerinin sonlandırdığı eylemi, 4 kişilik yeni grup devraldı. Grup üyeleri, nöbetlerinin ilk gününde yüzlerce bildiri dağıtırak bir çok imza topladı. Özellikle kente gelen turistlerden ve gençlerden yoğun ilgi gören eylemde Öcalan’a özgürlük kampanyası ile ilgili İngilizce, Almanca ve Fransızca bildiriler de dağıtılıyor. Nöbet eylemine Avrupa’nın dört bir yanından gelen örgüt sempatizanları katılırken, şimdiye kadar 8 bine yakın imza toplandı.



KCK’dan “eylemleri artırın” çağrısı
Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK, Lice’de olaylara tepki gösterirken, AKP’ye yüklendi: “AKP iktidarı şunu çok iyi bilmeli: Kürt halkı sindirilmeyi, teslim alınmayı ve sessiz kalmayı asla kabul etmeyecektir.” KCK açıklamasında şöyle denildi: “Kürtleri demokratik eylemlerini yükseltmeye çağırıyoruz. Çözüm sürecinin ikinci aşamasında adım atması gereken AKP iktidarı, son günlerde yoğunlaşan saldırılarıyla kuşku ve güvensizlik yaratan bir tutum içerisine girdi. Sürecin ruhuna denk düşen bir zihniyet ve pratik adımlar atmak yerine, umut ve güven vermeyen yaklaşım, tarz ve üslup içerisindeler. Süreçte yeni karakollar inşa etmek, baraj yapımına hız vermek ve korucu sayısını artırmak, çözümden yana olan kesimlerde kuşku ve kaygı yaratıyor. Kürtlerin yeni karakolların yapılmasına karşı tepki göstermesi, son derece haklı ve meşru bir tepki olduğu gibi, halkımızın sürece ne kadar sahiplendiği ve başarılı olması için ne kadar kararlı olduğunu ortaya koyuyor. Halkın demokratik tepkisine dahi tahammülü olmayan bir iktidar, çözüm sürecini ne kadar geliştirebilir. Demokratik siyaset zaten yürüyüş, toplantı gibi etkinliklerin geliştirilmesi değil midir. Demokratik siyasete tahammül etmemek, sömürgeci zihniyetin dışa vurumu olduğu gibi, demokrasi anlayışından ne kadar yoksun olunduğunu gösterir.”