Vahşeti "pompa"layan rezalet!..

9 Kasım 2018 günü bu köşede, "Cinayet, pervasızlık ve kurtlar vadisi" başlıklı bir yazı vardı... Yakınları sokaklardaki şiddete kurban giden onbinlerce ailenin çığlığını da yansıtıyordu o yazı...

Neden yazılmıştı o yazı biliyor musunuz; çünkü Mert Can Karagöz adlı "16" yaşındaki bir "lise" öğrencisi, okulda tartıştığı aynı yaştaki bir arkadaşı tarafından sokak ortasında pompalı tüfekle, hem de sırtından vurularak katledilmişti!.. İşte o gün şu satırlar da vardı bu köşede;

"Nereden bakarsanız bakın, sinsi bir vahşeti gösteren bu saldırı, büyük şehirlerin mafyatik kalleşliğinde bir insanı hem de arkadan vurma alçaklığının şimdilik son örneği... 'İntikam' hırsıyla hareket eden saldırgan nereden bulduğu bilinmeyen bir pompalı tüfekle okul arkadaşını arkadan vurup öldürecek kadar kin beslemiş içinde!.. Basının olayı yansıtma şekline göre, sıradan sayılan bu vahşice cinayetin perde gerisinde sorgulanması gereken o kadar sosyolojik konu var ki?.. Basit okul kavgalarına ne zamandan beri 'pompalı' bulaşıyor?.. Ve en önemlisi de bir lise öğrencisi, 'pompalı' denilen o silahı tıpkı mantar tabancası satın alır gibi kolayca, nereden, kimlerden buluyor?.."

İki hafta önceki o yazı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle şu sorularla devam etmişti;

"Türkiye Cumhuriyeti PKK, FETÖ, uyuşturucu tacirleri ve mafyayla uğraşıyor ama internet sitelerinde, sosyal medya hesaplarında pompalı tüfekleri kolayca pazarlayanlara müdahale edemiyor!.. Nasıl satılıyor ve 15 yaşındaki bir çocuğun eline nasıl ulaşabiliyor bu tür silahlar?.. Silahlanma pervasızlığına göz yumanlar ancak canları yandığında mı bu sorumsuzluğun yol açtığı vahşetleri, dramları, acıları anlayacaklar acaba?.. Onların lisede okuyan çocukları yok mu?.. Nedir bu bireysel silahlanma meselesi ve pompalı pazarındaki pervasızlık?.. Nedir bu, internette silah satma rezaleti?.."

İYİ Partili Andican'ın çığlığı!..

Kamuoyu, Türkiye'de kontrolsüz bireysel silahlanma ve yasadışı silah satışındaki başıboşluğun yolaçtığı acı tabloyu her gün medyaya yansıyan vahşet örnekleriyle görüyor ve de kahroluyor...

Artık sokaklarda katliam yapmak neredeyse sıradan hale geldiği için, devlet korumasındaki kadınlar bile başlarından vurularak katledildiği için, kahvehane taramak, çetelerin caddelerde-sokaklarda tabancalarla savaşması olağan hale geldiği için Bahçelievler'de, çocuklar arasındaki "pompalı" hesaplaşması da rutin "asayiş olayı" sayılmış olmalı!!!

İçişleri Bakanlığı o yazıdaki sorulara, yani "internette nasıl olur da başıbış halde silah satılabilir" sorusuna nedense yanıt vermedi!..

Sonunda vicdanlı ve duyarlı bir ses İYİ Parti'den yükseldi... İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ahat Andican bu köşedeki yazıyı okumuş ve Bahçelievler'deki vahşetten yola çıkmış olmalı ki, pompalı silah rezaletini ve piyasadaki başıboşluğu TBMM gündemine getirdi...

Üstelik Andican, internet, telefon ve sosyal medya aracılığıyla, adeta peynir ekmek gibi pazarlanan ruhsatsız silah satışının yasaklanması için bir de kanun teklifi verdi.

İçişleri Bakanlığı neden suskun?..

Türkiye'de meydana gelen ölüm, yaralanma ve sakatlanma gibi olayların birçoğunun kontrolsüz bireysel silahlanmadan kaynaklandığına dikkat çeken Ahat Andican, özellikle izinsiz üretilerek ve sosyal medya sitelerinden usulsüz olarak pazarlanan "yivsiz tüfek"lerin satışının acilen engellenmesi gerektiğini söyledi...

Günümüzde, internet üzerinden ruhsatsız tüfek satın almanın bakkaldan ekmek almaktan daha kolay olduğunu ifade eden Andican'ın şu açıklaması da toplum güvenliği açısından oldukça dikkat çekici;

"Türkiye'de her yıl ortalama 4500 kişi bireysel silahlarla hayatını kaybetmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, Şiddeti Önleme programında ateşli silahlara erişimin kısıtlanmasını, alınacak ilk 3 sıradaki önlemler içerisinde önermektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü 2017 yılı bireysel silahlanma raporuna göre, son 2,5 yılda 250 bin silah ruhsatı verilmiş olup, raporda son 10 yılda ruhsatlı ateşli silahlarla 25 bin, ruhsatsız ateşli silahla 159 bin suç işlendiği açıklanmıştır."

Andicana göre de bu vahim tablonun asıl gerekçesi silaha ulaşmanın kolaylığı!.. Peki, bu dehşet verici başıboşluğa ve denetimsizliğe karşı çözüm nedir?.. Andican'ın şu önerilerinin de İçişleri Bakanlığı'nca acilen dikkata alınması gerekiyor;

"Yasadışı ruhsatsız silah satışı kargo ile kapıdan ödemeli seçenekleriyle telefon ile veya internetten verilen sipariş ile hiçbir yetki belgesi aranmaksızın 'hızlı kargo, ücretsiz kargo, taksitli ödeme' gibi yöntemlerle üstelik hediye silah malzemeleri içeren kampanyalarla pazarlanıyor. Bu firmalar 6136 Sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet suçu işlemektedir. Oysa kullananlar 5-12 yıla kadar hapis cezası, bulunduranlar- taşıyanlar, satın alanlar 1-3 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı hapis cezası almalıdır. İnternet üzerinden her türlü silah satışı yasak olmasına karşın yetkili av bayilerinin ve üretici fabrikaların sanal alemde reklam yapmasının önünde bir engel bulunmuyor!!!"

Mafyatik başıboşluğa, sanal alemde açık silah pazarı olanağı tanınmasına göz yuman bir devlet, kamu güvenliğini kesinlikle sağlayamaz, sokakların kurtlar vadisine dönüşmesini de engelleyemez...

Söyler misiniz; ekmeğin fiyatı üzerinden hükümet tartışmalarının çıktığı bu ülkede, ekmek satışından daha kolay halde internette silah satanların vahşeti yaymasına, çocukları bile silahlandırmasına neden sessiz kalınıyor?.. Ve de bu başıboşluk karşısında sessiz kalanlar kime hizmet ediyor?..

Yazarın Diğer Yazıları