​​​​​​​Vaka sayısında her gün bir ülke gerimizde kalıyor

"Salgının kontrolünü kaybettik. Fiziksel ve zihinsel olarak öldük, artık ne yapacağımızı bilmiyoruz."

İtalya Başbakanı Giuseppe Conte'ye ait bu sözlerdeki çaresizliği hissedebilir musunuz?

23 Mart saat 15:25 itibariyle İtalya'da vaka sayısı 59 bin 138. Ölü sayısı ise 5 bin 476.

İtalya'da virüs ilk olarak 31 Ocak'ta Roma'da tespit edilmesinin ardından, virüsün yayıldığı tahmin edilen Lombardia bölgesindeki ilk 16 vaka ancak 21 Şubat'ta tespit edildi.

Aradaki 3 haftalık süreçte, İtalyan hükümeti gereken önlemleri almadığı için bugün virüsü kontrol altına almakta en çok güçlük yaşayan ülkelerin başında geliyor.

10 gün önce virüsün en geç ulaştığı ülke olmasıyla övündüğümüz Türkiye ise İtalya ile kıyaslanıyor.

Kimileri, son zamanlarda siyasetçilerde, özellikle de yöneticilerde, pek alışık olmadığımız babacan ve kibar tavırlar sergileyen Sağlık Bakanımızın bu tutumu yüzünden "sürecin iyi yönetildiğini" düşünse de…

Gerçek şu ki, Türkiye, virüsün en geç ulaştığı ülke olmasını, avantaja çeviremedi.

***

Evet, virüs Türkiye'ye gelene kadar alınan önlemler başarılıydı ancak aslına bakarsanız virüsün Türkiye'ye geç gelmesinin tek sebebi de bu önlemler değildi.

Zaten uzun zamandır Avrupa'dan ve Asya'dan gelen turist sayısında oldukça azalmanın olması, dövizin artması ile vatandaşların yurtdışı seyahatlerinin azalması ve benzeri pek çok sebeple de koronavirüsü Türkiye'ye geç girdi.

Ancak…

Bugün Türkiye hızla artan vaka ve ölüm sayısı nedeniyle İtalya ile kıyaslansa da "İtalya gibi olacak mıyız, olmayacak mıyız" tartışmaları yapılsa da gerçekte her geçen gün vaka sayımız itibariyle bir ülkeyi daha geride bırakıyoruz.

An itibariyle, dünyada koronavirüslü hastanın en çok görüldüğü 23'üncü ülkeyiz.

Koronavirüsünün sebep olduğu ölüm sayısında ise dünyada 16. Sırada yer alıyoruz.

Türkiye'de açıklanan vaka sayısı 23 Mart saat 15:25'te 1236.

İsrail'de 1238;

Kanada'da 1469;

Malezya'da 1518;

Danimarka'da 1572 vaka mevcut.

En azından bu yazıyı dün öğle saatlerinde yazdığımda tespit edilen vaka sayıları bu şekildeydi.

Her gün artan vaka sayısını dikkate aldığımızda, dün akşam Sayın Bakanın akşam vakti yaptığı yeni vaka açıklamaları ile bugün koronavirüslü hasta sayısında geride bırakma ihtimalimiz olan ülkeler bunlar…

Oysa, Türkiye'de hastalık bu ülkelerin hepsinden sonra görülmüştü.

Bunu lehimize kullanabilir, diğer ülkelerin yaptığı hatalardan kaçınabilir, erken önlemlerle, planlı bir işleyiş sürdürebilirdik.

***

Bu noktada, görülen vaka sayısı hemen hemen İspanya (29.909 vaka) ile aynı olan Almanya'da (26.159 vaka) yaşanan ölüm sayısının İspanya'dakinin 17'de biri kadar olmasını da not düşmek istiyorum.

Hatırlarsanız, Yeniçağ yazarı Arslan Bulut, 13 Şubat'ta henüz koronavirüs vakasının hiç görülmediği Almanya'nın 100 milyon maske aradığını yazmıştı.

Bugün Türkiye'de ise sağlık çalışanlarımız maske ve diğer koruyucu ekipmanların eksikliğinden yakınıyor. Hatta bazıları, bu ekipmanları kendilerinin temin etmek zorunda kaldıklarını belirtiyor.

Ancak "sağlık çalışanı" ifadesi yalnızca doktorları kapsamıyor. Hemşireler, ebeler, laboratuvar ve enfeksiyon bölümlerinde çalışanlar… Tıp öğrencileri dahi şu an hastanelerde bu virüse karşı mücadele veriyor.

Pek dile getirilmeseler de hastanelerin güvenlik görevlilerinden kantinlerinde çalışan kişilere kadar uzanıyor hastanelerin içinde verilen özveri.

Oysa bu insanların aldıkları maaşlar ortada. Üç kuruşa çalışıp canlarını tehlikeye atıyorlar. Üstelik tıbbi korunma ekipmanları yetersizken…

Soruyorum size; mesela, bu özverinin karşılığı bir alkış mı olmalı?

***

Bizden önce bu virüsün yayıldığı pek çok ülkede yaşananlar önümüzde örnek olarak dururken; "evden çıkmayın" uyarısı yapan devletin konaklama ve uçak biletinde vergi oranlarını düşürmesinin tek açıklaması zannediyorum ki "hazırlıksız yakalanmak".

Bunun dışında, eğer ekonomiyi düşünerek, temkinli önlemler alınmaya çalışılıyorsa, şu kesin ki, ekonomiye en büyük zarar, bu sürecin uzaması olacaktır…

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları