Yerel seçime iki haftadan kısa bir süre kaldı. Özellikle de -şüphesiz- seçimlerin en çekişmeli adresi olan İstanbul’u kazanmak veya kaybetmemek uğruna, taraflar elinden gelen tüm çabayı ortaya koyuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “mahalli seçimlerde bütün vekiller, kabine üyeleri de dahil sahaya inecek” demişti, bakanlar sahaya indi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki de Enerji Bakanı Bayraktar da İstanbul’da açılışlar yaptı. Millî Eğitim Bakanı Tekin, “Eğer bugün biz Cumhur İttifakı ruhuna sahip çıkıp belediye başkan adaylarımıza sonuna kadar destek olmazsak, tökezlediğimizi varsayarak üstümüze gelecekler” deken; Dışişleri Bakanı Fidan, İstanbul depremine hazırlık için Murat Kurum’un başkan olması gerektiğini söyledi.

İBB Başkanı İmamoğlu ise, “topunuz gelin” diyerek cevap verdi.

Bağlamından kopan bu yerel seçimlerde restleşmeler de vaatler gibi üst perdeden gerçekleşiyor.

Devlet yönetiminde roller öylesine birbirine karışmış durumda ki, belediye seçiminin adayları emekliler için ödenek vaadinde bulunurken, bakanlar devlet işlerini bırakmış, belediye seçimlerinde bir aday için oy talebiyle kapı kapı dolaşıyor.

Durum yalnızca bu seçimlerde böyle değil. Türkiye’de her seçimde bir gelenek daha bozuluyor, roller her seçimde daha da birbirine karışıyor.

Devletin en ileri pozisyonlarındaki isimler, Cumhurbaşkanı da dâhil, yerel seçimlerin telaşına düşmüşken, insan devlet yönetimi için kim çalışıyor diye merak ediyor. Zira, herkes seçim derdinde…

Adil Seçim Sorunu

Her seçim adil olmayan bir seçim yarışından adil sonuç almaya çalıştığımızı konuşuyoruz. Bu konudaki eksiklik ve yanlışlar da her geçen seçim daha ciddi boyutlara ulaşıyor.

Yeni hükûmet sisteminin yarattığı sorunlar her geçen seçim daha çok gün yüzüne çıkıyor. Sistem değişmedikçe de adil bir seçim geçirmemiz mümkün olmayacak.

Öte yandan sistemi değiştirecek değişiklikler için de gereken adil ortamın bu şartlar altında sağlanması oldukça güç.

Türkiye, yavaş yavaş öyle bir girdaba sokuldu ki, sorunlarının içinden çıkabilmesi dahi karmaşık ve zorlu bir hâl aldı.

Bunlar hakkında çok şey söylenebilir, ancak şu an en azından önümüzdeki yerel seçimler için söylenecek başlıca şey, adil olmayan bu seçimde en azından seçim güvenliğini sağlayarak dürüst bir sonuç almaya çabalamalıyız.

Bir sonraki yazıda seçim güvenliğini konuşacağız…