Yakın dönem TV şovları

Tek kanallı yılları epey yazdım. Genelde gırgır yanlarını ele aldım. Bu pazar daha yakın dönemden söz edeceğim. Sayıları gittikçe azalan şovlarla başlayayım. İlki "Rüstem Batum Show"du. Cem Özer'in "Laf Lafı Açıyor"u ilgi görenlerdendi. Tabii ki öncülerden biri oldu. "Ahmet Abi'nin Vapuru" ile Ahmet Kaya'nın ideolojik sokuşturmalarını izledik. Kaya bir ara İbo Show'u da denetimine aldı. Tatlıses, canlı yayınlarına "Savaşa Hayır, Barışa Evet" pankartları asarak başladı. Belki de hayatının hatasını yaptı. Bugün geldiği noktaya bakınca bunları rahatlıkla söyleyebiliyorum. Ak Parti'den hem de İzmir'den milletvekilliği başvurusu pişmanlığının ispatı oldu.

Gece Kuşu ve Zaga, Okan Bayülgen'in yıldızını parlatan programlardı. "Hülya Avşar Show" önceleri rağbetteydi. Avşar'ın yaşı büyüyüp kırışıklıkları artınca ilgi gösterenlerin sayısı azaldı. Sonuçta reytingi kalmadı. Teklif veren de yok. Acun Ilıcalı olmasa, kalan yıllarını yatak reklamlarıyla tamamlayacak. Aslında onun da garantisi mümkün değil. Bir bakarsınız bu firma da "Harç bitti, yapı paydos" diyebilir.

İlle gençlik

Konu yaşa gelince, Seyfi Dursunoğlu'nu atlamak mümkün mü? Onun yeri göğü inleten, izlenme paylarını patlatan,  programlarına bayılırdım. Huysuz Show'dan söz ettiğimi anlamışsınızdır. Programını ilk defa Yeşil Kabare'de seyretmiştim. Mehmet Ali Ilıcak'ın davetlisi olduğum gecede üç de emniyet müdürü vardı. Bu dostlarımızla aynı masayı paylaşmıştık. Huysuz bütün gece Ilıcak Jr. ile uğraşmıştı.

Huysuz'u daha sonra Sait Halim Paşa Yalısı akşamlarında izledim. Bence en başarılısı buradakilerdi. Müşteri açık saçık espriye kahkaha atan sınıftandı. Seyfi Dursunoğlu'nun doğal olarak en fazla kişiye hitap eden gösterileri televizyondakilerdi. Ancak birtakım çevrelerin gazıyla RTÜK'ün cezaları gecikmedi.

90'ına yürüyen Huysuz'u artık kağıt ürünü reklamlarında görebiliyoruz. O da şanına uygun ürün çeşidiyle; tuvalet kağıdı. Dursunoğlu'na sağlıklı uzun ömürler diliyorum.

Olmayacaklar

Bugün sıraladıklarıma bakınca, hâlen devam edebilecek birkaç şov ve isim kaldı. Okan Bayülgen uyguladığı format ve havasıyla takdir ettiklerimden. Fakat mevcut iktidar gitmedikçe hiç ekran şansı yok. Beyazıt Öztürk kızmasın ama beni ilgilendirmiyor. Yıllardır devam eden şovunu hiçbir zaman tutmadım. "Hayran kaybederim saplantısı" ile bir türlü evlenemeyen birinin yaptıklarından ne olur?

Fiyatını düşürüp iş bulduğu TV 8'de "O Ses Türkiye" ile yetinmeyeceği kesin. Sonunda mutlaka Beyaz Show'u ekrana sürecektir.

İbo Show ise mevcut durumdan artık "olacak dua değil."

Sonuç olarak ekranlar İtalyan tipi şovlara dönmek zorunda. Bu da kalabalık, döner sahneli ve pahalı organizasyon demektir. Ekonomik durum meydanda. Düne kadar reklam verenler, "Konkordato hazırlığında." Yani Çizme'den yürütmeleri izlemek için en az dört yıl beklemek zorundayız. Taa kriz sonunda kadar...

***

Ilıcalı olayı

Buket Aydın, grup değiştirdikten sonra dişe dokunur ilk işini CNNTURK'te gerçekleştirdi. 40 adı verilen yapımın ismi yöneltilen 40 sorudan gelmekte. Sanık sandalyesine oturan ilk ünlü Acun Ilıcalı'ydı. Maçlar yüzünden iki taksitte izledim.

Sorular mükemmeldi. Bunları hazırlayan iki editörü yürekten kutluyorum.

Acun Ilıcalı'ya gelince, bilinenleri tekrarladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sevgi ve saygılarını sunmayı ihmal etmedi.

Dördüncü eşi Şeyma'yı ne kadar sevdiğini bir kez daha anlattı. "İyi bir koca mısın?" sorusuna evet derken, boşadıklarından fazla bahsetmedi. Cevabını "iyi baba"ya dönüştürdü.

Acunmedya'nın bayrağını Yunanistan'dan Amerika ülkelerine nasıl taşıdığından iftiharla söz etti. Bunca çalışması arasına Fenerbahçe TV ve Erzurumspor'u da kattığını söyledi. Doğrusu izlerken ben eğlendim. Diğer takip edenleri bilmem...

...

GÜNÜN SÖZÜ

Güzel söz söyleme sanatı varken, güzel anlama ve dinleme sanatı da vardır. Epiktetos

Yazarın Diğer Yazıları