Yaylaların haline bakın. İktidarın yol verdikçe Karadeniz yaylaları bu hale geldi

Yaylaların haline bakın. İktidarın yol verdikçe Karadeniz yaylaları bu hale geldi
AKP iktidarının izin verdiği rantı Uğruna Karadeniz’de yaylaların ne hale geldiği ortaya çıktı. Eskiden hayvanların otladığı meralar şimdilerde kaçak yapılarla doldu. Ortaya çıkan görüntü bölgede sellerin neden arttığını ortaya koyarken yaylaların hâlini görenler gözyaşlarını tutamıyor.

Doğu Karadeniz yaylalarında inşa edilen binalar bölgenin meralarını giderek yok ediyor. Gazete Duvar'dan Fatih Saygın'ın haberine göre, bir zamanlar hayvan sürülerinin otladığı meralar şimdilerde arazi sahiplerinin çoğu kaçak ve ruhsatsız olan evleriyle doldu. Bölgede hayvancılık giderek azalırken doğal alanlar da yapılaşmanın kurbanı.

Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlivan, mera kanunlarının uygulanmaması sebebiyle yaylaların yapılaşmaya açıldığını ve buna devletin göz yumduğunu söyledi. Anayasanın meraların yalnızca hayvancılık yapanların barınmasını sağlaması amacıyla ev yapılmasına izin verdiğini belirten Pehlivan, günümüzde arazi sahiplerinin keyfi olarak, kanunsuz bir şekilde ev yaptığını dile getirdi.

'KANUNSUZ YAPILAŞMAYA GÖZ YUMULUYOR'

Yaylalara araç yollarının açılmasıyla betonarme evlerin yapımının hız kazandığını belirten Pehlivan, "Oysa 4342 sayılı kanunun 20'nci maddesi yayla ve meralarda ev yapmaya hiçbir şekilde müsaade vermiyor. 4'üncü maddede 'Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz', 19'uncu maddede 'muhtarlar ve belediye başkanları; mera, yaylak ve kışlakların ve sınır işaretlerinin korunmasından ve ayrıca tahsis amacına göre en iyi şekilde kullanılmasının sağlanmasından sorumludur' şeklinde hükmetmektedir. Ancak vatandaşımız kanunu göz ardı edip, hayvanı olmasa da yaylada yer kapma yarışına girdi. Kanunu uygulaması gereken kişiler de göz yummaya devam edince vatandaşlar, hayvanların otlak alanlarına ve çevreye büyük zararlar vererek ev yapmanın yanında bu evlerin kapısına kadar yol yapmanın gayretine giriştiler" sözlerini kullandı.

Türkiye'nin kuruluşunda yüzölçümünün yüzde 56'sını oluşturan mera ve yaylakların günümüzde yüzde 19'a kadar gerilediğini belirten Pehlivan, "Ülkemizin yıllık kaba yem ihtiyacı 50 milyon tondur. Kaliteli kaba yem açığımız ise 14,3 milyon tondur. Bu durumda meralarımızın, yaylalarımızın imara açılmaya değil, ıslah edilerek otlatma kapasitelerinin artırılmasına ihtiyacı vardır. Hayvancılığımızın gelişmesi için meralarımızın ıslah edilerek korunması yayla alanlarının yapılaşma dahil her türlü tahribattan engellenmesi gerekmektedir" dedi.

'KEYİF İÇİN ÇEVREYE ZARAR VERİLİYOR'

Pehlivan, kanun uygulayıcıların göz yumması sonrası yaylalarda betonlaşmanın önünün açıldığından bahsederek hak sahiplerinin imar affı beklentisiyle yapılaşmanın kartopu gibi büyüdüğünü ifade etti.

"Yetkililerin yıkım uygulamalarını çeşitli kaygılarla hayata geçirmemesi yayla alanlarında ev yapmak ve satmak şeklinde bir ticaretin önünü de açtı, adeta yayla müteahhitleri piyasaya çıktı" diyen Pehlivan, sözlerine şöyle devam etti:

"Kentlerde insanların evleri ve yaşam alanları var. Köylerde de hakeza. Peki, yaylalarda hayvanların haklarını niye gasp ediyoruz. Oldukça az ihtiyaç duyulan bu evleri yapmakla, kısa bir keyif için geleceğimize ve çevreye büyük zararlar verdiğimizin herkes farkına varmak zorunda. Şimdi yapılması gereken kanunların uygulamaya geçirilmesi ve yayla alanlarının koruma altına alınmasıdır. Öncelikle adalet ilkesinden kesinlikle taviz verilmeden yaylalarda bulunan yapılar kaldırılmalı ve çevre eski hüviyetine kavuşturulmalıdır. Gereksiz yollar kapatılmalı ve düzenli yollar ile trafik sağlanmalıdır. Belli bölgelerde sosyal tesisler yapılarak çevrenin kirletilmesi önlenmeli ve insanların temel ihtiyaçları karşılanmalıdır.
Ağır iş makinelerinin, iş kamyonlarının yayla sahalarına giriş çıkışları yasaklanmalıdır. Yaban hayatının korunması için özel alanlar koruma altına alınmalıdır. Hiç vakit geçirmeden tel örgüler sökülmelidir. Hayvan sahipleri belirlenerek hayvanların insanlar tarafından rahatsız edilmeden ve tel örgüsüz rahatça dolaşacağı beslenebildiği otlatma rejimine geçilmelidir. Hayvancılığın olmazsa olmazı olan meraların veya yayla alanlarının tahrip edilmemesi ve farklı amaçlar için kullanılmaması, mevcut yasaların uygulayıcılarının yasaları uygulaması ile mümkündür."

'MERALARDA İNŞAAT DEĞİL OT BÜYÜMELİ'

Pehlivan, tüm sorumluların elini taşın altına koyarak yaylalardaki tahribatı önlemek için sorunun çözümüne katkı sunması gerektiğini belirtti. Yasaların mutlak suretle uygulanması çağrısında bulunan Pehlivan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çok geç olmadan daha güzel ve yaşanılır bir gelecek için ülkemizin meralarına ve güzelliklerine hep birlikte sahip çıkalım. Geçmiş tecrübe ve istatistiklerden faydalanarak bilimin ışığında hareket edilmeli ve meralarda inşaat değil, hayvanlar için ot büyümeli."