Tarihini bilmeyenler

Geçenlerde Eğitim Bakanımız “Rum gençlerinin tarih bilgileri yoktur” yönünde bir açıklama yaptı. Bizdeki “ısmarlama” tarih kitaplarını ve Rum eğitimcilerin aynı siparişi kendilerine de yapmış olan makama “tabanımızın böyle bir şeye tahammülü yoktur” cevabını vermiş olduklarını hatırladım. Arkasından kilise ulusu (!) Başpiskopos’un araya girerek “milli konularda bizim söz hakkımız vardır” diye kükrediğini, Atina’nın da konuya el attığını

unutmadık!

1955’lerden bu yana geçen yılları yaşamış olan emekli öğretmen kan ağlayarak bakınız neler anlattı.

“Bizde, on lise mezununa 20 Temmuz kutlamalarından hemen önce ’20 Temmuz’da ne oldu? Ne bayramıdır?’sorularına tatminkâr bir yanıt alamadım desem inanmayacaksınız. Ancak acı gerçek budur! Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi bu gençlerden dokuzuna göre 1960’dır. Grivas’ın kimliğinden haberleri yoktur. Türkler ne zaman ve niçin Kuzey’de toplandılar sorusuna verilen çeşitli cevaplar arasında hem gülünecek, hem de ağlanacaklar vardır. Toplu mezarlar konusunda üçünün görüşü ’işte bir zamanlar biz onları, onlar da bizi öldürdüktü de kimse bilmesin diye bunları sakladılar’kabilinden birşeyler oldu. Annan Planı hakkında omuz büktüler. 1963 olaylarını kim başlattı sorusuna da cevap vermek istemediler”.

Rum gençlerine göre “kalıcı düşman Türk’tür, Türkiye’dir”. Konstantinopolis (!) Türk işgalinde olduğu sürece Türk-Yunan dostluğu olamaz. 1960 Antlaşmaları Rumlara haksızlıktı; Makarios bu nedenle bunlardan kurtulmak istedi. 1963 olaylarını Türkler başlattı; adayı taksim etmek istiyorlardı; bu Yunan adasında Türklerin hakkı yoktur. Kıbrıs meselesi halledilemiyor çünkü Kıbrıs’ın Kuzey’i işgal altındadır. İşgalcinin adadan çıkması ve Garanti Anlaşmasının ortadan kalkması gerekmektedir.

Bu listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Rum gençlerine göre ada bir Elen adasıdır; kendileri de Elenizmin Kıbrıs’ta devamıdırlar. Türklerin Kıbrıs’ta işleri, hakları yoktur. Vaftiz olduklarında kilisenin telkini böyle başlar; anaokulu bu düşünceleri şarkılarla beyinlere kaydeder; ilkokul “tarih dersi” olarak aynı görüşleri verir; Cimnasyolar “Enosis için ayaklanan gençlerin odağıdır” . Basında Türk’e hak veren tek bir yazı görmezsiniz; Yunanistan bütün bu siyasetin arkasındadır. Kıbrıs’ı Rumlar kanalı ile, ABD’nin ve AB’nin yardım ve desteği ile, Girit misali, “Anavatana bağlayıncaya kadar” da bu böyle devam edecektir. Rum gençlerine göre Kıbrıs meselesi; 1974’de barbar (!) Türk gelinceye kadar herşey normaldi. Tekrar normale dönüş için Türk askerinin adadan çıkması, göçmenlerin eski yerlerine dönmeleri gerekmektedir. Arada (1960’da olduğu gibi) bir anlaşma yapmak zorunluluğu ile karşılaşırlarsa, zarar yok, bunu yine (1960’da yaptıkları gibi) ileride “işlerliği yoktur” diyerek yırtıp atmak üzere kabul edeceklerdir. Büyük lider Makarios’un gösterdiği yol, uyguladığı taktik bu idi. Bunu unutmuyorlar. Girit önlerinde canlı bir model. Dava ne kadar uzarsa uzasın sabretmek gerekir. Girit böyle alındı. Makarios Kıbrıs’ta Girit modelini uygulamaktaydı. Akritas Planı buna göre hazırlanmıştı. Hâlâ uyguladıkları metod budur. Sıkışınca masaya oturacaklar fakat hedef uzlaşma olmayacaktır. Hedef zaman kazanmak, taktik gereği uzlaşır görünmek, uzlaşmayan taraf Türklerdir hikâyesini sürdürmek!

Şimdi sıkışmış durumda olan Papadopullos “federasyon görüşmeye hazırım” dese de oynanacak oyun, kırk yıldır oynadıkları olacaktır. Türk tarafının “eşit egemenliğini, devletini, Türk garantisini” terk ederek fe-derasyon konuşmamızı istiyorlar. AB ile ABD’nin beklentileri de bu yönde.

Tarihten ders almışsak bu insanlara kırmızı çizgimizi şimdi, hep bir ağızdan duyurur ve Devletimizin pazarlık konusu yapılamayacağını söyleriz. Aksi takdirde akıntıya kürek çekilecek ve eninde sonunda suçlu yine biz olacağız. Niye? Tarihten ders alınmadığı için, gençlerimize tarihimiz (ve Rum-Yunan ikilisinin ne olduğu)öğretilmediği için.

Yazarın Diğer Yazıları