Plan aynı plan, oyun aynı oyun. Hainler aynı işbirlikçiler!

Önceki yazımda Güneydoğu, PKK konusunun -sınır ötesi operasyonun- içeriden ve dışarıdan, “savsaklanmasından, olayın tavsatılmasından”  endişe ettiğimi söylemiştim. Görülüyor ki bu konudaki asıl gerçeklere;  “tabloya” ,  “ormana”  bakmak yerine hâlâ  “ağaçlardan” , ABD’den icazet, Barzani ve Talabani’den yardım bekleyerek,  “uyutulmak”  üzereyiz...
ABD, bir  “ön vuruş”  yaparak PKK ile mücadeleyi, TSK’ya bırakmayacak, kendisi yapacakmış! Condoleezza Rice Hanım sert çıkmış;  “Sakın girmeyin,  gerekeni biz yapacağız” diye!
 Önce sormak lâzım:  “Bu gücünüz var idiyse, ’gerekenleri’şimdiye kadar neden yapmadınız da, Türkiye’yi bu kadar savsakladınız ve de bizim mücadelemize ’iyi, fikir değil’diye engel oldunuz.”  Bizim çıkarlarımız için, “iyi olmayacağı”  değil de, kendi çıkar ve planlarınız bakımından ve sadık  “petrol muhafızlarınız Kürtleri” , karşınıza almamak için değil mi? Şimdi de, bizi nasıl temin edersiniz ki, “sözde operasyonun”  asıl maksadı Türkiye’yi pasifize etmek ve bölgeyi içeriden biraz daha karıştırmak değildir diye! 
Ve ABD, AB tavsiye ediyorlar:  “Önce barışçı ve diplomatik yollar” denenmeli diye! Maalesef bizim hükümetimiz de büyük  “basiretiyle”  buna inanmış durumda...  “Bir tek PKK’lıyı, bir tek Kürt kedisini bile Türklere vermem” diyen Talabani ve  “Türk ordusunu burada tabutlar bekliyor”  diye meydan okumuş olan Barzani’ye,  “postalları”  pahalı geldiği için,  “şimdilik” ağız değiştirmeleri iktidarı ve  “barışçı”  köşe yazarlarımızı memnun ediyor ve Hükümet Irak heyetini Ankara’da ağırlıyor!
Bunlar  “bu yol denenmeli”  diyorlar. Türkiye’nin birliği, bölünmezliği, deneme tahtası mı? Bu yolun  “çıkmaz” olduğu, Talabani ve Barzani’ye ve de ABD’ye güvenmenin asla caiz olmadığını, hâlâ anlamamışlarsa, hayretten öte, iyi niyetlerinden şüphe ederim.
Ancak, tabii bu  “savsaklama-tavsatma-uyutma”  operasyonunun başka bir boyutu da var:  “Maliyet meselesi!”  Yanlış anlaşılmasın; şehitlerimizin “maliyeti” değil. Telaş; Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiyesi üzerine, Kuzey Irak’a ve de Irak’a uygulanması istenen ekonomik ambargodan. Elektriğin kesilmesi, kapıların kapanması ve  “Kuzey Irak’ın” yani  “Kürdistan’ın” , bizim holdinglerimiz tarafından  “inşasına”  engel olunması! Bu, onları şehitlerden fazla acıtacak!
Ben yabancı basını ve yorumları yakından izliyorum. Genelde hiç de  “anlama”  yok, aksine dedikleri özetle şu: “Türkler, Kürtleri çok ezdi yaşama hakkı vermedi. Onlar asiler, terörist değil özgürlük savaşçılarıdır... Haklılar ama şimdi bu eylemlerin sırası değil... Bu haklı davanızı biz halledeceğiz...”
 Ermeni soykırımı konusundaki sözleri de aynı:  “Ermenileri kestiler, ama Türkiye bızim çıkarlarımız için lazım. Şimdi bu konuyu dalgalandırmayın. Bunu da kendi yöntemlerimizle, sırası gelince biz hallederiz... Hem Türkler çabuk kızarlar ama ateşleri de saman alevi gibi, çabuk söner...”   Bu sefer de öyle mi olacak!  İşbirlikçiler, teslimiyetçiler  “Atatürk olsaydı ne yapardı”  diyorlar. Hiç şüphe etmesinler ABD’den önce gerekenleri yapardı.

Ve gene Albay Peters

“Albay” Ralph Peters’i hatırlayacaksınız. Şimdi emekli olan bu zat,  “Armed Forces Journal”  adlı resmî Amerikan Ordusu dergisinde  “Büyük Orta Doğu Projesi” nin bir parçası olarak, Orta Doğu’da sınırları  “kan bağlarına göre”  değiştirerek Doğumuzda, Ermenistan’ı ve Kürdistan’ı, Türk topraklarında kurmak ve Türkleri Anadolu’nun Batısına tıkmak planının  “haritasını”  yapmıştı. Bu, resmen aynı plan.  “Oyun”  aynı oyun.
Peters bakın şimdi ne yazıyor:  “Eğer Türkiye, operasyonu yaparsa ABD hâlâ, Türkiye’yi ’desteklemeye’(!) devam etmeli mi? ABD Türkiye’yi; AB konusunda, Kıbrıs çıkarmasında ve Sovyetlere karşı desteklemişti, ama 2003’de onlardan istediğimiz Irak’a geçiş iznini vermedi... Şimdi, Kuzey Irak’ı işgal etmeye kalkışırlarsa, peşmergelerin, onlara ’hak ettikleri tekmeyi’vurmaları için destek vermeliyiz!”
İşte görüyorsunuz... Bırakalım oyunları ve bile bile ladesi de, kendi işimizi Amerika’ya rağmen artık biz yapalım
İçimizdeki teslimiyetçi yalakalar, bunu söyleyen bizlere  “tahrikçi milliyetçiler”  diyorlar. Evet biz  “milliyetçiyiz”  ya siz nesiniz?

Yazarın Diğer Yazıları