"Her ne pahasına olursa olsun!"

Ülkenin birliği, bütünlüğü, milletin bağımsızlığı için  “her ne pahasına olursa olsun” , sonuna kadar mücadele...
 Buna karşı; Ülke ve milli çıkarlar hususunda, kişisel ve siyasi çıkarlar uğruna sonuna kadar  “her ne pahasına olursa olsun”, teslimiyet ve hasımlarla işbirliği!
Bu iki anlayış arasındaki fark,  “Devlet adamlığı”  ile küçük   “politikacılık ve ticaret”  zihniyeti arasındaki uçurumdur! 
Tüccarlık zihniyetiyle, sonunda iflas etseler de  “sırtlarında yumurta küfesi yok” , tabela ve iş değiştirerek işe devam ederler! 
Ancak  “Devlet adamları” , milli çıkarlar uğruna sonuna kadar  “her ne pahasına olursa olsun” , mücadele ederler!
Ne acıdır ki bugün, Devlette küçük ticaret-dükkâncılık çıkarları zihniyeti egemen!
Büyük holdinglerde de, aynı zihniyet var ama çap başka. Holdinglerin “çökmesi”  başka, dükkânların  “kapanması”  başka! Bunun için büyük iş sahipleri, ekonominin çökmesi tehlikesi gittikçe artarken, dükkâncılar ve tüccarlar kadar fütursuz olamıyorlar! Çünkü  “kendileri için iyi olanın” , devlet ve ülke için de  “iyi olduğuna” inansalar bile, sonunda  “devlet çökünce”  kendilerinin de zararlarının, büyük olacağını biliyorlar!
 Şimdiye kadar, AKP iktidarına destek olmuş holdingler ve iş adamları, AKP iktidarının ekonomi ve maliye politikalarının çökmekte olduğunun herkesten fazla farkındalar. Sabancı Holdingin başı Güler Sabancı, alarm zillerinin çaldığını,  “ekonominin bıçak sırtında” olduğunu söylüyor. Başbakanın bu konudaki aşırı iyimser söylemlerine rağmen, AKP’nin  “Erdoğan-Unakıtan”  ekonomisi-maliyesi, ülkenin  “mamelekini”  yabancılara satmaya, buna karşılık geleni kolay fakat kolay da gidebilecek  “sıcak paraya”  dayalı ve de IMF talimatlarıyla,  “bıçak sırtında”  yürüyen sanal bir ekonomi!  Dünya ve ülke konjonktüründe ufak bir dokunmayla patlayacak,  “şişirme” bir politika!
İktidarın başarısının ve bütün iç ve dış tehlikelere rağmen halkın yüzde 47’sinin desteğini almasının payandası da, bu sözde  “başarılar” , devlet kesesinden fakirleşen halka yapılmakta olan  “erzak kömür vs..” yardımlar!
Bu bir açmaz esasında. Fakirleşen halkın çoğunluğu, bu yardımları alıp,  “Kurana”  da el basınca AKP’yi desteklemek ve oy vermek zorunda... Çelişki olacak; AKP de, iktidarda kalabilmek için bu yolları kullanmakta, “siyaseten”  mazur!
Bu durumda muhalefet, halkı yeniden kazanmak için ne yapıyor ve asıl ekonomi konusunda, hangi somut önerileri halka duyuruyor.
Ancak sonunda işler o raddeye varacak ki; ekonomi bıçak sırtından aşağıya düşecek ve AKP iktidarının yıkılması için, artık muhalefete pek iş kalmayacak!
Benim, 2008 yılı için tahminim: AKP’yi iktidardan, ekonomi ve Güneydoğu hususundaki,  “her ne pahasına olursa olsun”  teslimiyeti düşürecek!
2008 güç olacak, ama önümüzde fazla zaman yok ve T.C.’nin yerine gelecek
başka  “Türk”  Devleti de yok! Gene de mutlu-onurlu yıllara!

Yazarın Diğer Yazıları