Kürt devleti dışında Kıbrıs da gitmiş

Bekliyordum, ama bu kadar hızlı gelişeceğini tahmin etmiyordum. Yani şu Amerikalılar da, bir boşboğaz ki sormayın gitsin. Her şeyi açık ediyor, gizli saklı, iş yapmayı beceremiyorlar. Tam da seçim öncesi, sen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden kalk Kıbrıs’ı, Erdoğan ile çözeceğiz de. Oldu mu ya? Oysa, Kıbrıs Rumlara, sessiz sedasız verilecekti. Biden’ın açıklamalarının anlamı, Erdoğan bize söz verdi, Kıbrıs’ı bize verecek, kimse de sesini çıkarmayacak demek. Çünkü AKP, Telafer ve Musul’da katledilen Türkmenlerin, farkında değil. Onlar, Çin’de Uygur Türklerinin katledilişini sallamadılar ve sallamazlar, ama Filistin denince, akan sular durur. Hoş Türk halkının, Erdoğan’a oy veren yüzde 51’i de, şehit kanlarıyla sulanan toprakların, AKP ve Erdoğan tarafından dağıtılmasını umursamıyor. 
Obama yönetiminden, Erdoğan’ın telefonlarına çıkan, en üst düzey yetkili Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye’nin, Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında, NATO müttefikine, silah ambargosu koyduran, Amerikalı bir senatördü. Her savunma yardımı ve askeri satış kredilerini kapsayan, bütçe görüşmelerinde, İstanbul kadar bile nüfusu olmayan Yunanistan ile Türkiye arasında, 7-10 oranı gibi bir saçmalığı da uygulatan bir siyasetçiydi. 
Biden, geçenlerde Philadelphia’da toplanan, Amerikan Rum Ortodoks kilisesi genel kurulunda, bu cevheri ağzından kaçırmış. Sonra da durumu fark ederek düzeltmek için,  “Türkiye’nin Rusya, Suriye ve IŞİD yüzünden, tehdit altında olduğunu, Erdoğan hükümetinin, Adadaki fiili durumun, ekonomik, askeri ve siyasi açıdan çıkarına olmadığını anladığına”  işaret etmiş. Yani en anlayışlı AKP, öteki siyasetçiler anlayış yoksunu. 
Zaten babalarının hayrına Erdoğan’ı, Türkiye’nin başına getirmediler. Güneydoğu Anadolu’yu Kürtlere, Barzani’ye. Kıbrıs’ı, Rumlara. Erzurum, Kars, Ağrı’yı Ermenilere. İngiliz ve Amerikalılara ya da Almanlara bir şey vermeye gerek yok. Onlar hızla, karış karış Türkiye’yi işgal ediyorlar. Zaten bu ülkeyi yöneten kim sanıyorsunuz? Arada birkaç çuval veya bir şeyleri ayakkabı kutularında kaçırmalarına da göz yumacaklar tabii. Onların ayakkabı kutuları, doğal olarak daha büyük. 
Ancak, artık gelişmeler, saklanamayacak kadar ortaya çıktı. Evet, bu seçimler sırasında, AKP veya Erdoğan için oy verenler, Türkiye’nin parçalanmasına da oy verecekler. İnanın abartmıyorum. Bir yandan, İsrail tarafından bombalanan Filistin için gözyaşı dökerken, öte yandan, İsrail tarafından desteklenen Barzani’nin, Kürt devleti kurmasına da yardımcı oluyor. Tabii, Filistin’i bombalayan İsrail savaş uçaklarının da yakıtını, Barzani ve AKP hükümetinin verdiğini söylemeye gerek yok. Bir yandan ABD’yi eleştirirken, öte yandan, Washington’dan verilen, günlük emirler uygulanıyor. Bir yandan AB’ye gireceğiz derken, AB kültürü, Batı uygarlığı inkar ediliyor. 
Doğrusunu söylemek gerekirse, bunlar ne Erdoğan, ne de AKP iktidarının, şaşırtan uygulamaları. Ne oldu, rehin alınan Musul Konsolosluğumuz çalışanları ve ailelerinin konforlu konukluğu? Ne oldu, yerlerinden yurtlarından edilen Iraklı Türkmenlerimiz? Varsa yoksa, arkadaşın, Müslüman Kardeşler, kardeşliği. Bakın, zaten o da sizlere, kardeşlerim demiyor mu? Hiç saklamadı ki. Saklayan, ona oy verip de, oy verdim demeye utanan kesim. Bunların büyük bir kesimi, iş kapma bahanesi ile vizyon toplantısında boy gösterdi. Diyeceksiniz ki; Başbakan çağıracak da, gitmeyecekler mi? Evet bu konu, oldum olası, biraz yürek meselesi. Bazılarının yüreği, cüzdanlarında ve banka hesaplarında atıyor. 
Sevgili okurum, tüm bu iç karartıcı konular dışında, dikkatimi çeken, bir başka nokta da, bizim girişimcilerimizin mal bulmuş mağribi gibi, birinin yaptığı işin üzerine, topluca atlamaları. Mesela birisi yeni bir dönerci mi açtı, aynı cadde üzerinde derhal üç tane daha açılır. Bu konuyu daha çok eczaneler kapsamında görürsünüz. Nerede ise yan yana eczaneler. Televizyon dizilerine bakın. Bir gençlik dizisi tuttu mu, hemen her kanalda, birer gençlik dizisi. Ben atv’deyken, sabahları, sağlık haberleri verirdim. Tuttu, şimdi, tüm televizyonlarda, kel alaka sağlık programları. Şimdilerde dikkatimi çeken, Osmanlı’yı konu alan dizi furyası. Bunda da maşallah, Tayyip Erdoğan’ın, TRT’si başı çekiyor. Mesela, Ege’deki kara yolları kenarlarında, geçen sene, tek tük, karadut suyu diye, bir şeyler satılırdı. Şimdilerde, nerede ise her kilometrede bir karadut suyu satan seyyar tezgah var. 
Her zaman olduğu gibi kimse, ne ufukta beliren kara bulutları konuşuyor, ne de önlem alıyor. Yakında, Türk ekonomisinin başına geleceklerin de, sizleri hayretler içinde bırakacağından, kesinlikle eminim. 

Yazarın Diğer Yazıları