Pilli Tavşan hareket halinde

Şu bizim Türkiye, garip bir ülke. Mesela İslamın sembol rengi yeşildir. Hani eskiler, yeşil bayrak açtı falan derler ya. Ama ne hikmetse, bizim ülkede radikal İslamcı hükümet, yeşil dostı değil yeşil düşmanı, sürekli ülkenin yeşilliklerini yok ediyor. Ormanları kesip duruyor. Ülkenin garipliği, içerde pek anlaşılmıyor. Bugün dışarıdan bakınca, ülkedeki hangi olayların garip geldiğini yazmaya çalışacağım. Hani, yabancıların küçük dilini yutmasına neden olabilecek, birçok konu, bizlere artık normal geliyor, gülemiyoruz bile.
Mesela bir dönem, iktidarla, çıkarları için, sarmaş dolaş, abi-kardeş romantik olan, bir gurup gazeteci, şimdilerde, gazetecilik etiği üzerine, mangalda kül bırakmıyor. Hasan Cemallere, Cengiz Çandarlara şimdi havuz medyası kovulanlarıda katılmaya başladı. Aynı yabancı lobiciler ve çıkar gurupları gibi. Bunu, biz, hep görüp tahmin ettik, ama çıkar ve menfaat bağlantıları, onların gözlerini kör etmişti. Şimdilerde, menfaat kesildi, gözler birden açıldı ne hikmetse. Biz alıştık bu duruma, yakında onlarda alışır.
Geçtiğimiz hafta, kutsal bir haftaydı. Bir kere, kutsal Papamız geldi davet üzre. Yeni saraycıkta yatarak, yeni arabaya binerek, Ermenistan sınırımızın açılmasını önererek iktidarı vaftiz etti, gitti. Memlekette, asırlardır birbirine düşman olan kiliseler bile, birbirine sarılıp dost oldu. Fener patriği ile öpüşüp koklaştılar. Birlikte kutsal şarap içtiler. Artık AKP’yi, yedi düvel yıkamaz. Kutsandı bir kere. Adamların yüreği, zaten şu bebek katilini İmralı’dan çıkarma konusunda, kıpır kıpır. Artık, ne saraya, ne de arabaya kimse dokunamaz.  “Kutsal damacana”  sanki.
Bu durum, uluslarası basında, özellikle de bakanlığı sırasında, Amerikalı diplomatlar tarafından, adı “Pilli Tavşan” a çıkan, fotokopi yöneticiyi cesaretlendirdi. Bahçeli’ye kafa tuttu, Kılıçdaroğlu’nu, Yalova’daki ağaçlar için azarladı. Aslına sesini benzetmek için, bağırarak konuşsa da, eğitimi müsait değil. Bir yerde bağırırken inceliyor. Çocuk kavgası gibi. Her şey iyi de, ses tonu ve konuşması, bir türlü bu vaftiz edilmiş kutsal zevatla, normal düzeye gelemedi. O kadar cesaretlendiler ki, Kolombun Amerika’yı buluşu bitti, şimdilerde dünyanın yuvarlak oluşu üzerinde karar kıldılar. Zaten, cep telefonu, otomobil, televizyon, telefon, ampul, bilgisayarı da, Amerika kıtası gibi, Müslüman din adamları bulmuştu da, şu gâvur tarihçiler haksızlık edip, kendi hanelerine yazdı.
Zaten, bizim dizi ve reklam kültürümüzü takip etseler, anlarlardı. Ustalar söylüyor, reklamlar, toplumun zekâ düzeyine orantılı hazırlanırmış. Öyle çok karmaşık reklamı anlayamazmış müşteri. İşte herhalde hükümette bu yoldan hareket ediyor. Şimdilerde, bu müşterinin anlayamayacağına hüküm veren iktidar, APO ile anlaşarak ülkeyi parçalıyor. Benim 30 sene önce seyrettiğim reklamlarla gaz veriliyor Türk halkına.
Maşallah parçalanma yolunda, güvenle ve hızla ilerliyoruz. Ne diyor Bakan taifesi; tren rayında gidiyormuş. Bu iktidarın trenlerinin, nasıl ve nerelere gittiğini hala bilmiyorsanız ne diyeyim. Olay bu hafta Rusya başkanı Putin’in ziyareti ile taçlanacak. Bu ziyaret sırasında, bakalım ABD tarafından çizilen yolu mu izlenecek, yoksa Erdoğan hükümeti Washington’a şantaj için mi kullanacak? Ama bu ikincisini seçmeleri halinde, gelecek seçim, iktidar partisinin son çıkışı olacaktır.  İşin acı tarafı, bunları sorguya çekecek, karşılarındaki partinin de bunlardan farkı yok. CHP, bırak ülkeyi, kendi içinde parçalanmaya devam ediyor. Tüm bunları biliyorsunuz. Burada yazmanın anlamı yok.
Önemli olan eğitimi, adalet sistemi, askeri polisi, ekonomisi, sınırları özetle sistemi çökmüş bir ülkenin, bizi bu hale getirenlerden hesap soracak kimsesinin olmaması. Biz bu durumu yüz sene önce de yaşamıştık. Ana muhalefet, olmuş balon muhalefet. Her türlü prensip ve kuruluş amaçlarını terk etmiş, bünyesinde oy toplayacağına inandığı herkesi, dışarıdan transfer yarışında. Gelecek genel seçimler ilginç olacak.
Bu arada herkesin kanı donmuş durumda. Sevgili okurum yazı yazmak içimden gelmiyor. Dönüp dolaşıp aynı şeyleri yazıyor anlatıyoruz, ama değişen bir şey yok. Türkiye bir uçurumun kenarında üflesen düşecek durumda. Sizlerle, Putin sonrası, yeniden bir durum değerlendirmesi yapacağız.

 

Yazarın Diğer Yazıları