IŞİD bu yıla da damgasını vuracak mı?

Bundan bir yıl kadar önce, IŞİD’in adı az bilinirken, şimdi bir yandan Orta Doğu’yu darmadağın ediyor, bir yandan da dünyanın politik dengesini bozuyor.
IŞİD her şeyden önce, şimdiye kadar misli görülmemiş şiddete başvururken, özellikle İslam dinine büyük zararlar veriyor.
Her şeyden önce, gözü dönmüş IŞİD militanlarının  “kafa kesmeye” kadar uzanan vahşilikleri hem dehşetle izleniyor, hem de, her hangi bir şekilde  “misilleme”  algısını yaratıyor.
Üstelik IŞİD’in, tehlikeli yayılması karşısında düşman ülkeler bile iş birliğine yanaşıyor.
Suriye ve Irak’ta çok kısa sürede geniş alanları ele geçiren IŞİD, birçok ülke için büyük bir tehdit haline gelmeye başladığı öne sürülüyor.
Bütün engellere rağmen, peşmergelerin ve Bağdat merkezli ulusal ordunun Amerika’nın da desteğiyle 2015’te IŞİD için ilerleme kaydetmesi bekleniyor.
ABD’nin; ılımlı isyancıları eğitme planı yaptığı Suriye’de IŞİD’e karşı zafer kazanmak daha zor görünüyor.
IŞİD, iyi ki hata yapıyor
IŞİD, işlediği vahşi cinayetler ve kafa kesme eylemleriyle Batı’nın dikkatini çekerken yanlış adımlar da atıyor.
IŞİD, özellikle Irak’ta çok ciddi hatalar yapıyor.
Bazı Sünni aşiretlerden çok sayıda kişinin öldürülmesi toprak kaybetmesine neden olacağı sanılıyor.
“Kafa kesme”  gibi vahşi görüntüler, tüm dünyayı dehşete düşürürken IŞİD’e karşı bir nefret dalgası yayılıyor.
IŞİD, bir yerde, uluslararası toplumu birleştirerek Amerika ve İran gibi bugüne kadar ilişkileri iyi olmayan ülkeleri bile bir araya getiriyor.
Ayrıca Körfez ülkeleri de bu oluşuma dahil oluyor.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, IŞİD’e dahil olanlar eğitim, lojistik destek ve eylem için Libya’ya gidiyor.
Ancak kapsamlı bir komuta ve kontrol ağı kurulduğuna dair henüz haberler gelmiyor.
Hatta, bu eğitim sürecinde Sudan’ın da önemli rol oynadığı belirtiliyor.
Kırılgan fay hattı gibi
Kısacası, Sudan’dan Yemen’e kadar, bir IŞİD hattı bulunuyor.
Unutulmamalıdır ki siyasi karmaşanın hakim olduğu Yemen’deyse iktidar, son aylarda birkaç kez el değiştiriyor.
Şii Huti hareketi, Arap Yarımadası’nda El Kaide militanlarıyla savaşıyor.
Uzmanlar, Orta Doğu’da süregelen çatışmaların çok sayıda yabancı savaşçıya cazip geldiğini, radikal İslam’la mücadele etmeye çalışanların işininse giderek daha da zorlaştığını vurguluyor.
IŞİD’in baş döndürücü süreci
Gerçekten de; Irak ve Suriye’de, IŞİD’in etkili bir güç haline gelmesinin, bölge dinamiklerini değiştirdiği biliniyor.
Irak Şam İslam Devleti, yani IŞİD’in ortaya çıkışı, Irak’taki bir başka Sünni örgüt olan El Kaide’ye dayanıyor.
IŞİD tehlikesi Irak’ta yükselince durumunun tamamen değiştiği hatırlanıyor.
Örgüt, 2014 yılı Ocak ayında Irak’taki Felluce kentini ele geçiriyor.
Irak’ın ikinci büyük kenti Musul, haziran ayında örgüt tarafından ele geçirilirken Iraklı askerler kenti terk ediyor.
Ordunun elindeki silahların yanı sıra bankalardaki 400 milyon dolar değerindeki nakit para IŞİD’in eline geçiyor.
Örgüt adını  “İslam Devleti”  olarak değiştirip Suriye’nin kuzeyi ile Irak’ta geniş bir bölgeyi kazanıyor.
Öte yandan Sünnilere karşı ırkçılıkla suçlanan o zamanki Şii Başbakan Nuri El Maliki’nin tutumu, ülkedeki karışıklığı daha da körüklüyor.
Maliki, yoğun uluslararası baskı sonucu Ağustos ayında istifa etme mecburiyeti duyuyor.
IŞİD güçleri Irak’ın kuzeyini neredeyse tamamen ele geçirdiğinde Yezidiler, Sincar Dağı’nda mahsur kalıyor.
Yüzlercesi öldürülürken, binlercesi esir alınıp köleliğe zorlanıyor.
IŞİD’e karşı mücadeleye, Kürt peşmerge güçleri de katılıyor.
Amerika, önce Irak’taki sonra Suriye’deki IŞİD hedeflerine karşı hava saldırıları başlatıyor.
Analistler, dünya liderlerinin; IŞİD tehdidinin yarattığı baskıyla, Irak ve Suriye’ye sadece havadan değil, karadan da müdahale edilmesi gereğini anlayacaklarını söylüyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları