Plan tam kıvamında

Eh, bu da, şimdilik bitti. Seçim sonuçları konusunda, arkadaşlarımla yaptığımız bir anket totoda, en çok yanılan da ben oldum. Ben, Türk halkının akıllandığını ve AKP’ye oy oranının, yüzde 34’e kadar gerileyeceğini, MHP’nin oylarının yüzde 22’nin üzerine çıkıp, HDP’nin barajı geçemeyeceğini tahmin etmiştim. Tabii ki, nal topladım. Bu konuda en iyi tahmini, iş adamı bir arkadaşımız, neredeyse, bire, bir yaptı. Bu da, paranın halkı tanımaktaki ustalığını benim de, halkı tanımaktan ne kadar uzaklaştığımı sergiliyor.

Geçen yazımda da yazmıştım. Uluslararası proje yürürlükte diye. Projenin ilk iki ayağı tamamlandı. Ülke aleyhine her projede olduğu gibi, bizim, daha önce de  “yetmez ama evet”  kararları ile ünlenen, solcu mu, sağcı mı, futbolcu mu belli olmayan, kalabalık grup, bu konuda oldukça etkili. Bunun ilk göstergesi, Cumhuriyet gazetesinin, birinci sayfasından yayınlanan, aydınlar denen, karanlık kişilerin, Can Dündar’a destek bildirilerinde görülmüştü.

Parti lideri istifa eder mi?

Kimler yoktu ki aralarında, Sezen Aksu, Orhan Pamuk, Baskın Oran, Hasan Cemal, Nuri Çolakoğlu, Yasemin Çongar, Zülfü Livaneli ve daha onlarcası, say sayabildiğin kadar. Diyebilirsiniz ki, basına baskıyı mı destekliyorsun? Asla. Basına baskıyı değil ama, basının manipüle edilmesine karşıyım. Bu da bugünlerde, bizim boyalı basında en çok görülen bir şey. Dündar’ın resim ve video kaynakları konusundaki kuşkularımı da dillendirmiştim. Şimdilerde, en popüler soru, bu sonuçlara göre, hangi parti liderinin istifa edeceği. Veya koalisyon geyikleri.

Şimdi, geçen yazımda da anlatmak istediğim projenin, ana hatlarını çizelim. Her projenin amacı, hedefi vardı. Projenin hedefi ve amacı, PKK’nın legalize edilmesi, katil Apo’nun Meclis’e girmesi ve ülke yönetiminde görev alması şeklinde, özetlenebilir. Buna paralel, federasyon ve sonra da referandum. Bana sakın ola ki, HDP’nin başındaki Selahattin Demirtaş veya  “Selocan”  yeni Kürt lider, Apo’nun yerine geçer, demeyin, her yerimle gülerim. Apo, onu saniyede ham yapar. Bakın, bugün ABD başkenti Washington’da, hangi partilerin bürosu var? HDP, CHP ve AKP. Ne ilginç değil mi? Şimdi biraz geriye gidin.

Ortam oluşturma çabaları

CHP’nin başında, Deniz Baykal ve parti içinde, oldukça silik bir adam, birden bire, elindeki belgelerle, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’le yaptığı tartışmalarla, parlatılır. Partinin başına geçince de, ulusalcı ve Atatürkçü kesimi temizleyip, Kürtçü elemanların, partiye yerleştirilmesi hız kazanır. Bunlar arasında, parti mekanizmasını etkileyen isimler var. Aynı, Gülen tarikatının, ordu ve adalet mekanizmasına yerleşmesine benzer, bir uygulama.

Her zaman aniden parlatılan kişilerden, korktum. Bunlar arasında, eski Genelkurmay başkanlarından, İlker Başbuğ’u da sayabilirim. Neyse. Biliyorsunuz, AKP zaten bir projeydi. Bunun kurulumu, açılımı, verilen destek, bu köşenin okurlarının gayet iyi bildiği bir konu. Meşhur Balyoz ve Silivri kumpasları da, bu projenin bir başka ayağı, yani ortam oluşturma çalışmaları.

Bu projenin resmi adı, açıkça kullanılan PKK’nın, Meclis’teki gölgesi HDP’dir. Bu partinin, barajı geçmesi sorunken, aniden yükselmesi, CHP’den yüzde dört oy kaparken, Dersimli Kemal’in, neredeyse zil takıp, oynaması. Bence bunlar projeyi doğrulayan gelişmeler. Ben Erdoğan ile Demirtaş arasındaki atışmaların bile, bilinçli ve bir hedefi tetiklemeyi amaçlayan çıkışlar olduğuna inanıyorum.

Onunla başladı...

Şimdi bana göre, sivrilen ve sorun olan Erdoğan, kendisi baş rol oynamak istese bile, devre dışına itildi. Bu sonuç üzerine, AKP ve CHP, bir takım ortak noktalarda birleşerek, koalisyona gidebilir. Bunlar, dört bakanın Yüce Divan’a sevk edilmesi, Erdoğan’ın sınırlandırılıp, kaçak saraydan çıkarılması, yeni bir anayasa, çözüm sürecinin kapalı kapılar ardında değil de, Meclis Genel Kurulu’nda yürütülmesi. AKP bu konularda fedakârlık yapabilir mi derseniz. Bana göre yapabilir. Zaten bu iki partinin geldiği noktada, CHP, Atatürk’ün partisi olmaktan çoktan uzaklaştı. Planın sahipleri, şimdilerde demeç veriyor, sonuçlardan ne kadar memnun oldukları yolunda.

Öteki koalisyon geyikleri, AKP-MHP koalisyonu. Bahçeli bir takım ödünler alarak, bu işi yürütebilir. Ama plana uymaz. AKP-HDP koalisyonuysa, planı çok belli edeceği için zor, ama imkânsız değil. CHP-MHP-HDP koalisyonunda, MHP ile HDP, bir araya gelirse, MHP’yi eritir. MHP-CHP koalisyonuna, güven oyu yetmez. Bence plan için en uygun ve uzun soluklu, AKP-CHP koalisyonu. Bakalım, seçim tahminimde yanıldığım gibi, bunda da yanılacak mıyım?

Ama sultan, neden Deniz Baykal’ı çağırdı, hâlâ çözebilmiş değilim. Her şey onunla başlamıştı, şimdi de, onunla mı noktalanmak isteniyor acaba. Hayırlara vesile olur inşallah.

Yazarın Diğer Yazıları