Kat karşılığı Kürdistan

Televizyonda, bir iki politikacının, engin ve derin görşlerini dinliyorum. Bunların çoğu, bir partiden, ötekine gezip duran ve sürekli, ideoloji evrimi geçiren kişiler. Yalnız onlar mı? Bizim meslektaşlar arasında da, çok sayıda, evrimden evrime, ideolojiden ideolojiye, gerçekte ise servet mi diyeyim, sürekli arayış içinde olanlar çok.

Sevgili okurum, bugün başımıza gelenlerin, beklenmeyen olaylar tarafından yaratıldığını sanıyorsanız, tabii ki yanılıyorsunuz. Tüm bu gelişmeleri, ben ve benimle birlikte, yurt dışında gazetecilik yapan, meslektaşlarım, yaklaşık 20 yıldır, yavaş yavaş, sindire sindire, alıştıra alıştıra uygulanışını izliyorduk. Bugün Ankara’da ve tüm Türkiye’de konuşulan her şey, önümüze sürülen her konu, daha önce yazdığım gibi, ince bir planın, sabırla döşenen mozaikleri.

Eski yapıyı  yıktılar

Bu konuyu, daha aç›k bir örneklemeyle anlatayım isterseniz. Güncel konu olan deprem. Türkiye topraklarının sahibi olan bizler, o kadar geniş davrandık ki Kadir Topbaş durumunda olan ABD ve Batı, bizim güneydeki topraklarımızı, depreme dayanıklı değil diye, (yani Kürtler Kürtçe konuşamıyor, haklarını kullanamıyor gibi bahanelerle) istimlâk ettiler. Proje anonim. Bu, istimlâk edilen topraklar üzerinde kurulacak Kürt devleti içinde, mal sahibi olduğunu yani hak sahibi olduğunu öne süren bir katil sürüsü PKK.

Bu inşaatı yapmak için önce, eski, dayanıklı olmadığını öne sürdükleri yapıyı  yıktılar. Yani Türkiye Cumhuriyeti’ni. Bu arada size, arsa karşılığı vereceklerini ileri sürdükleri, katların kirasını da Ankara’da bu yıkıma yardımcı olanlara dağıttılar. Proje tamamlanınca, bir müteahhit buldular.  Bebek katili Apo. Bu müteahhit çok meşguldü, işi taşeronlara verdi. Bunlar, alacakları istihkaklar ve işi büyütme veya pay konusu için, ara sıra tepişti. (şimdiki koalisyon tartışmaları.)

Mirasyedi torunlar

Şu anda inşaat devam ediyor. Genel uygulamaya göre, bu tür inşaatlarda, eski mal sahipleri, daha küçültülmüş dairelere sahip olacaklar. Bunlar bizleriz. Yani Türkiye Cumhuriyeti, dedelerinden miras kalan, onların mirasını, har vurup harman savuranlara ses çıkarmayan mirasyedi torunlar biz, Türk vatandaşları. Yani, Batı, kat karşılığı Kürdistan için, son hamlesini yapıyor. İskân ruhsatı alıyor. Hayırlı olsun.

Bu konuda, içte ve dışta, herkes aynı şarkıyı söylüyor. AKP-CHP koalisyonu. Mesela İngiltere, Abdullah Gül’ü pompalıyor. O da bu günlerde, bir demokrat, bir özgürlükçü oldu ki sormayın. Mesela, ABD’nin piyonu gibi oynayan ve son koalisyonu dağıtan, Kemal Derviş. Mesela, Kürtçü ve PKK yanlısı, Türk ve Amerikan vatandaşı, ABD Dış işleri Bakanlığı analizcisi, Henry Barkey. Graham Fuller, Abramowitz, Brookings enstitüsü ve ABD Savunma Üniversitesi’nde görevli Ömer Taşpınar, Washington Enstitüsü diye bilinen, Musevi örgütü analizcisi Alan Macowsky. Bu listeyi en az 50’ye çıkarabilirim.

İçeride, bu konuda öncülüğü, gazeteciler yapıyor. Onlar da iki grup. Bir grup, AB’den aldığı talimatla çalışyor. Öteki Kürt bağlantılarıyla. Önce solcu, sonra Kürtçü olan, Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Ruşen Çakır, Soli Özel daha onlarcası. Sayıları da 50 civarında. Bu listeyi, çevrenizde, kendiniz de değerlendirme yaparak uzatabilirsiniz. Bu yüzden, her yazılana kanmayın, dikkatle okuyun.

Hazmetterin bakalım

Kürtler ve PKK, iki yüzlülük yapmıyor. Adamlar, açık açık, Kürt milliyetçiliği ve bebek katili için, talep ve dileklerini ortaya koydu. Bu işte kararsız olanı biz mirasyediler. Acaba, dedemizin topraklarından şu da kalır mı diye, hesaplar yapıyoruz. Aslında şimdi top, bizim döneklerde. Bu işi millete hazmettirin bakalım.

Son olarak, Bakü’de iki yalnız adam, bir araya geldi. Erdoğan ve Putin. Biri, ABD ve AB tarafından ambargo uygulanan bir lider, öteki, demokrasi diye diye, demokrasi ve özgürlükleri katleden, dünyanın, katil diye tanımladığı, radikal dinci IŞİD’e, el altından yardım eden biri. Bunların konuşacakları, çok konu olmalı. En azından, dertleşebilir ve Batı’dan şikâyet edebilirler. Ama şurası bir gerçek ki, Putin’in eli, bizim sultandan daha sağlam. En azından, sanayi, petrol ve gazı var. Bizde ise ne var, ona siz karar verin.

Sevgili okurum, önümüz Ramazan. Bu dönemde, zaten yıllardır oruç tutan, memur, işçi ve emekliler için, sorun değil. Onlar hep aç. Şimdi bu işi, Allah için yapacaklar. Ama televizyonların, zaten alamayacak olan kişilere, her şeyin pahalandığını anlatması da, bir başka komedi. İftarlıklar pahalanmışmış. Ne zaman ucuz oldu ki?

Yazarın Diğer Yazıları