Savaş SÜZAL

Hemen, hemen, her yazıda, çok iyi bildiğiniz konular üzerinde, egoistlik yapıp, öfkemi dile getirdim. Yazdığım konular, yabancınız değil. Ama konuları dile getirme yerine, bir köşe yazarının yazmasını tercih ettiniz. Bak kim ne yazmış, bak kim, kime ne demiş.

Onu diyeceğine, bir zahmet kendin söylesen. Bu, 1990'lı yıllarda, Sabah gazetesinde çalışırken başladı. Gazeteler, 20 muhabire vereceği maaşla, köşe yazarları tutup, kese kâğıdı içinde maaş ödedi. Yani, olayları, muhabirden dinleyip karar verme yerine, bir köşe yazarının yorumundan izleme. Yerinize, küfrettirip ona söylettirme, açtığı pencereden bakma. Sonuç. İşte sonuç bugün. Kafa, bugünkü, umursamaz, tembel kafa.

Dikkat ediyor musunuz, Türkiye, nasıl bir ülke oldu? Hırsızın, katilin, ahlaksızın mafyanın haklı, borçlunun alacaklı, şerefsizin şerefli, vatan haininin kıymetli, korkak kahraman, cahil âlim, beceriksiz usta, yalancı doğrucu, çirkin güzel, tembel çalışkan, pahalı kıymetli, kötü iyi sayılan bir ülke. Her şey o kadar dünya kuralları tersine ki, ülke hızla, çağ dışına koşuyor. Ne diyor asrın lideri, "İster kabul et, ister etme, Türkiye'nin yönetim sistemi değişmiştir."

Yalanlarla yaşamaya alışan halkım, bir sen, işin gerçek yüzünü kabullenmek istemedin.

Adam haklı, hiçbir şeyi gizli saklı yapmadı! Teyp kayıtları gerçek değil dedi, yasal süreç gerçekleşemedi. Bir önceki söylediğini, söylemedim dedi kimse söyledin diyemedi.

Bütün bunları, sen onayladın, sen oy verdin, ne diyebiliriz?

Böyle bir toplum olabilir mi? Böyle bir gelecek ve topluma, çocukları itip, şehit düşen, iş bulamayan, uyuşturucu kullananlar için arkadan ağıt yakmak neye? Onlara bu ortamı sağlayan, kim? Düşündünüz mü? Onları, kaz adımı ile yürüyen asker ve polis merasimleri ile gömmek, cenaze törenlerini televizyonlardan yayınlamak, hakkımızı helal ediyoruz demek, yürek serinletiyor mu? Bakalım onlar, haklarını sizlere helal ediyor mu?

Sizlere aylardır anlattığım, Öcalan'ın hükümette yer alması söylemleri gündemde. Bence Türk halkı, sükûnetini koruyor ve patlama yakın. Korkum, hırsla kalkış üzerine söylenen sözler.

Krallığını ilan eden yönetim, dünyada artık kırıntıları kalan itibarımızı yok ediyor. Bakan Volkan Bozkır, Washington'dan sonra Avrupa'da da, kendi düzeyinin altında yetkililerle görüştü. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nu bakanlar değil, sözcüler tekzip etti. Son tekzip Pentagon'dan. Sultanın, aracılar koyup, Washington'dan randevu talebi cevapsız bırakıldı. Çok ısrarcı. Birini bırakıp ötekine koşup, her kapıyı zorluyormuş.

Önümüzdeki ay, seçim kampanyalarında mangalda kül bırakmayanlar, gene meydanlarda esip gürleyecek. Bu kez, vaatlerin miktarı artacak. Koalisyon görüşmelerinde iş birliği için, göbek atanlar, sultanı, cezalandırma yalanına yalan katmaya devam edecek. Evet, özetle sonuç, siz de kazığı yiyeceksiniz. Gene eski tas, eski hamam. Gırtlağa kadar borç. Çocuklar ya şehit, ya da işsiz. Her iki halde de helak. Ve bunun sorumlusu sizler, futbol takımınıza, milyonlarca euro verilerek transfer edilen futbolcuları, oynanan ve adına futbol denen soytarılığı tartışacaksınız.

Son kez olacakları hatırlatayım. Dolar, Türk lirası karşısında 3 liraya yükselmeye, ekonomi, sınıf, derece kaybederken, ülke iflasa gelecek. Türkiye'den, Almanlar askerlerini çekti, şimdi de Amerikalılar çekiyor. Bu, çatışmaların şiddetleneceği anlamına geliyor. PKK ve Kürtler, Güneydoğu Anadolu'da önce federasyon, sonra tam koparıp, bağımsız Kürdistan çalışmalarına hız verecek. Bu arada Akdeniz ve Karadeniz'deki bazı limanlarla, İstanbul konusu da pazarlık içinde. Katil Apo, Başbakan Yardımcısı olacak. Yakışır. Yunanlar, karasularımızda fink atıp, kalan bir iki adaya da el koyacak.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları