Sultan'ın geçici kabinesi açıklandı. Bu sefer, hayret etmekte haklısınız. Ne yapsınlar, eldeki malzeme bu. Bu malzemeden, bir dünya karması beklemiyorsunuz her halde. Takımda, kimler yok ki, ABD var, İsrail var, AB var, Araplar var. Bir Türkler yok. Aynı bizim futbol takımları. Herkes transfer. Sırtımız yere gelmez. Kabineyi çerçeveletip, eskiden dükkânlara asılı, veresiye ve peşin satan tüccar resimleri gibi, ibret-i âlem için görünür bir yere koyalım, çocuklara, geleceklerinin nasıl karartıldığını gösteririz.

Mesela zamanımızda anneler, çocukları agu demeden, servisle İngilizce öğreten paralı okula gönderip, yediğine içtiğine, dikkat ederek, altına bez yerine kâğıt "diaper" bağlıyor. Bunun organik sağlıklı yetiştirme olduğunu sanıyor. Ne çare, ülke, sağlıklı ve organik değil. Arabik. Tarafsız seçim hükümeti, iktidara yapışan AKP, eskinin milliyetçisi, şimdinin mollaları ve PKK. Kadroda Başbakan Yardımcısı Öcalan yok. PKK'lılar, ateşkes için uyarıda bulunurken, İmralı'dan, Öcalan, önümüzdeki ay ateşkese davet ederse, tadına doyulmaz. Ne de olsa, AKP-PKK kabinesine destek gerek.

Gerçek makamına oturdu

Davutoğlu, izin alıp, kabinede bazı kişilerin fedakârlıklarını, ödüllendirdi. AKP iktidarının dış politika mimarı Davutoğlu'nun okuldaşı ve kankası, ABD ve İsrail'in sürekli övgüsünü kazanan, Washington'un gizli ziyaretçisi Sinirlioğlu, perde arkasında oynadığı rolü bırakıp, gerçek makamına oturdu. Bunlara, onun kadar, ailece sadakatle hizmet eden bir başka bürokrat da, emniyet müdürüydü o da bakan yapıldı. Tiyatro devam ediyor, oturup seyredelim.

Geçen gün, haberlerde, önem verilmeyen, önemli bir nokta vardı. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon sözcüsü Jeff Davis, Türkiye ile IŞİD ilişkileri üzerine, bir dizi açıklama yaptı. Bu açıklamalarda kilit söz, varılan anlaşmada, "anlık bilgi alış verişi". Ne demek, anlık bilgi alış verişi? Açıkça, vurmadan 10 dakika önce, hedef söylenecek. Bu, istihbarat açığı ve bilginin gizli kalması önlenemeyen durumlarda yapılır. Tercüme bu. Bizim uçaklar havalanınca hedef söylenecek.

AKP''yi iktidara taşıyan, NEOCON'cuların, Ankara'daki eski büyükelçisi Eric Edelman, Türkiye ile istihbarat paylaşımının tehlikesine dikkat çekti. Edelman, NEOCON içinde, en erken uyanıp, AKP'nin yarattığı ve yaratacağı tehlikeyi görüp uyaran ilk Amerikalı yetkili. Amerikalı eski büyükelçi, zamanın ABD Başkan Yardımcısı ve Bush yerine gerçek başkanlık yaptığı söylenen, Cheney'nin ulusal güvenlik danışmanıydı. Yani tüm istihbaratı görebilen bir Amerikalı yetkili. Türkiye'de, iki yıl sürebilen görevinde, tezkere olayı yaşandı. Görevi sonunda, Başbakan Erdoğan'dan veda için bile, randevu alamadı.

Sebebi, Wikileaks belgelerinde yayınlanan, Edelman'ın Washington'a çektiği bir telgrafta, Erdoğan'ın İsviçre'de, 8 ayrı hesabı olduğunun anlatılması. AKP'nin iktidara gelişinden, yalnızca 3 yıl sonra çekilen bu telgrafta, hükümetin karıştığı yolsuzluklara dikkat çekiliyordu. Bu yazışmalar açığa çıkınca, Ankara'da elçilikle Dışişleri arasında soğukluk yaşandı ve büyükelçi Washington'a döndü. Şimdi, son uyarı da gizli saklı değil. New York Times gazetesinde yayınlandı.

Düşenin dostu olmaz

Tüm bu açıklamaların anlamını anlatayım. Türkiye, artık Batı'nın güvenilir bir müttefiki değil. Resmi açıklamalar ve gayriresmî söylemler, bunu gösteriyor. Bu görüşü, Edelman'ın yazısıyla, yalnızca Demokratların değil, aynı zamanda, Cumhuriyetçilerin de paylaştığı ortaya çıktı. Yani, arkadaşların Amerika'da şimdilik, ne Demokrat ne de Cumhuriyetçi dostları var. Düşenin dostu olmaz tabii. Bu arada, İsrail ile arayı da düzeltmezlerse, Musevilere de yaklaşmak zor. Katar veya Suudi Arabistan paklar diyeceğim, Suudlular bile, Suriye konusunda bizden uzak.

Orta Doğu ve İslam politikası, tam bir rezillik. Mısır, Suriye, İran, Libya, Tunus, Irak ve hatta Yemen, bizi suçluyor. Suçlamayan, bir Katar. Ona da, o kadar mal sattılar ki adamlar Türkiye'yi, Katar sanıyor. Yarın, kiracı çıkaran ev sahibi hesabı, kovacaklar hepimizi ülkeden. Hele hele, Fransa'da trende yakalanan teröristin Türkiye bağlantısı, Tayland'da 20 kişiyi öldüren teröristin üzerinden, Türk pasaportu çıkması, iyi değil. Açıkça dünya, yavaş yavaş, Türklere kapılarını kapatıyor.

Bugün Türkiye'nin cilası iyi, içi kurtlanmış durumda. Hani babalar, bebelerine iyi gıda, altına kâğıt bez ve iyi okulla, servis, daha sonra da bir araba vererek, gelecek sağladığını sanıyor ya. Oysa anne ve baba organik değil. Şimdi, organik denerek çocuklara, suni bir dünya yaratılıyor. Aynı AKP'nin, organik Türkiye'yi, Arabik yaptığı gibi.