Kimse kenara çekilmesin!

Herkes gibi, hamasi şeyler yazıp, sizlere, ajitasyon yapmak istemedim. İşe yaramayan, birbirimizi doldurup, yapılması gerekenleri önleyen, eylemler. Bu tür eylemler, sadece milletin gazını almaya yeter. Oysa içim acıyor. İçim, subay, astsubay, er ve erbaş yavrular için yanıyor. Orada görev yapan polis kardeşlerim için, içim kanıyor. Bu beladan, hamasetle falan değil, akıl yoluyla ve dirayetle, vatan sevgisiyle kurtulabiliriz.

Biliyorum, evladı ve biraz vicdanı olan, ya da olmayan herkesin yüreği kanıyor. Evlatlarımız, yavrularımız, kuzularımız, ölüyor, öldürülüyor. Bu beklenen sonuçtu, şaşırmanın bir anlamı yok. Bu durumun gelişi, aylar, yıllar önce belliydi. Gamsızca izledik. Facebook'tan beğenip, selfiler çektirip, paylaştık.

 Nereden nereye...

Bakın bugünlere nasıl geldik; Önce, ordu dağıtıldı, PKK ile çarpışan, ondan istihbarat toplayan, ordunun üst kademesi temizlendi. Ardından yetişmesi yıllar alan, savaş pilotları, savaş gemileri kaptanları, uyduruk iddialarla içeri atıldı. Kozmik odalara, aşçı aramak için girildi, Askeri istihbarat, polis ve MİT'e devredildi. Jandarma, sivilleştirildi. Olaylı bölgelerde, PKK ile mücadele, askerden alınıp, polise verildi.

Sonra sınır açılıp, açılım diye, katil sürüsü üniformaları ile sınırdan içeri alınıp alelusul muhakeme edilip beraat ettirildi. Sonra katil takımı ve bebek katili, PKK'nın partisi ile pazarlıklar yapıldı. Önce pazarlık inkâr edildi daha sonra açık-gizli görüşüldüğü ortaya çıktı. Tüm bunlar, parti barajı geçene kadar sürdü.

Paralel diye diye yandaşlarını suçlasalar da, para sayma dışında, pek de geometri bilgileri olmadığı, ortaya çıktı. [Türk Dil Kurumu sözlüğü; paralel: Sıfat, matematik Fransızca parallèle- 1. sıfat, matematik. Aynı düzlem içinde, ikişer, ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi, mütevazı 2. Aynı zaman içinde, gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.)] Yani sonuçta terör örgütü diye suçlanan cemaat arasında, kafa, amaç, hedef olarak farklılık yok. Fark, kimin başta olacağı. Hedef aynı. Karşındakine terör örgütü derken, paraleli olarak terör örgütü olmuyor musun? Basına el koyan, baskı uygulayan, gazetecileri tutuklatan kim? Hâkimleri, savcıları bağımlı hale getiren, adalet kavramını yıkan, kim? Öğretmenleri sürüp, eğitim sistemini darmadağın eden, Anayasayı ihlal eden, kim?

 Suçlu kim...

      Sonuç ortada. Sorumlusu, bu politikayı, yürüten ve uygulatan kişiler değil mi? Ölen her çocuğun kanı yok mu ellerinde? Plajda boğulanın da, kahpe bir kurşuna kurban gidenin de...

      Sadece, onların eli mi kanlı? Bir çuval pirinç, iki çuval kömür, çalışmadan, haybeden para alan, oylarını para karşılığı satan seçmenin de eli kanlı değil mi? Kimse, kenara çekmesin kendisini. Yüzde 51'imizin elleri kanlı. Komşunun şehit düşen oğlunun kanı, aracı mayına çarpıp ölen aşağı mahalledeki genç polisin kanı. Hem de öyle bir kan ki yıka yıka çıkmaz elden. Nerede o, kefenleri giyerek, meydanlarda ölmeye giden yandaşlar? Çıkın ortaya, kefen yerine, üniforma giyin yeter. 

      Daha sonra, bu akan kan neden, oturup biraz da onu düşünün. Seçimler yapılmasın diye mi? Veya HDP barajı geçti diye mi? Ya da terör şebekesi, elini kuvvetlendirmek için mi? 

      Bu akan veya akıtılan kan, Türkiye'yi, çok daha büyük ve acıtacak yeni bir kazık için. Otur düşün, bu kazık ne diye? Sen hâlâ, kardeşlikten söz et, iyi niyetle düşün. Sen, kendine ağlaman gerekirken, başkalarına ağla. Şimdi de, sınırların içindeki vatandaşların, aç açık gezerken, şehit aileleri yokluk içinde yaşarken, sınırlarından giren mülteciler için ağla. Onların ne kadarının, senin birlik ve beraberliğine etki edebileceğinin hesabını yap. Gene dayanamadım, ajitasyon yaptım!

 

Yazarın Diğer Yazıları