Rabia mesajı, kime?

Dün, Cumhuriyet bayramımızı kutladık. Bayramımızı diyorum, çünkü cumhuriyetin, herkes için mutluluk kaynağı olmadığını, son 10 yıl içinde yaşadık, gördük, öğrendik. Onlar için Cumhuriyet, amaçlarına ulaşmada, köprü geçmede kullandıkları, ayı-dayı meselesi. Son olarak kutlamak istemedikleri Cumhuriyet bayramını, seçimi manipüle etmede kullandılar, tatil süresini uzattılar.

                Şimdi, iki gün sonra, Pazar günü de ülkem, gene sandık başına gidecek. Bu seçim bence cehaletle aydınlığın, ahlakla ahlaksızlığın, doğrularla yalancıların, dindarla dini kullanan dinsizler arasındaki bir tercih oyunudur. Yani birileri, köprüyü geçmiş ve bugüne kadar, dayı dedikleri köprüyü geçmede kullandıkları, ayıyı vurmaya hazırlanmışlar.

                Ülke öylesine bir durumda ki askeri darbe yılları, geride pembe dizi gibi kaldı. Bu yüzden eski darbeciler, çok şey medyun bu takıma. Adalet, hukuk, hak, güven, istikrar, bunlar, yalnızca bir kişinin keyfine göre var. Gerisi masal.

Yüz yıl geriye dönüş

                Batı basınında, diktatörlük, sultanlık, baskı yazıları gırla gidiyor. IŞİD konusunda ortaya atılan iddialar ise korkunç. Yemen'e, Suriye'den askeri uçaklarla taşınan IŞİD militanları, Diyarbakır'daki IŞİD evlerine yapılan baskınlar. Mültecilerle birlikte, sınırımızı geçen IŞİD katilleri. Tüm bunların, içerideki fanatiklerle birleşerek, yuvalanmalarını düşünün ve ülkenin başına, ne büyük bir bela açtıkları ortada. Uygar dünyadan, bir yüz yıl, geriye hızlı dönüş.

                Bu seçimler, bence, çağdaşlıkta, hızlı adımlar atan dünyaya yetişmede, son fırsat. Bu seçim, Türkiye için, köprüden önceki son çıkış. Sonra oturup, o ülke bana şunu yaptı, bu ülke, bana bunu yaptı diye ağlamayın. Her şeyi, sandık başında kendiniz, kendinize yapıyorsunuz, inanın. Bu seçimlerde verilecek her oy, ülke tabutuna çakılacak bir çivi. Bu seçimlerde yaşanabilecek bir kayıp, artık ülke açısından, geri dönülmez bir adım. Son basın baskıları ve baskınlarına söyleyeceğim tek söz, bir zamanlar yarattıkları, adaletsizlik furyası, gün geldi onları da boğdu. Yaşadığımız, Ergenekon, Balyoz, Silivri olayları, hâlâ çok taze bende.

                Türkiye, her zaman söz sahibi olduğu, bölge politikalarında, bu kez devre dışı veya konu mankeni. Şimdilerde Orta Doğu, ABD ile Rusya arasında, bir bilek güreşine tanık oluyor. Bunu asrın liderine borçluyuz. AKP iktidarı sayesinde, bölgede dost kalabildiğimiz, tek ülke yok. Şimdilerde ise Moskova da bizimle kafa buluyor.

                Irak, İran, Çin, Suriye, Mısır ve bir dizi ülke saf tutarken, radikal dincileri destekleyen ABD ve NATO safında da, söz sahibi olmayan yalnız emir ve talimat alan, dinci bir partinin yönettiği, Türkiye. Bu pozisyonuna, beceriksiz tutumuna rağmen Türkiye, saman altından su yürüttüğü için, müttefiklerinin bile tepkisini çekiyor. Wall Street Journal ve Amerikan gazeteleri, Erdoğan'ın ABD Başkanı Obama'nın politikalarına ters düştüğünü savunuyor. Biz şark kurnazıyız ya, asrın lideri, seçim konuşmalarını sürekli, bir Amerikan darbesi ile devrilen Mursi'nin "Rabia" işareti ile sonlandırıyor. Oysa taklit ettikleri Anavatan Partisi lideri Özal, tepesinde sağ ve solun birleşmesini temsil eden, kenetlenme işareti yapardı. Bahçeli ve ülkücülerin kurt işareti ile dalga geçenlerin yaptığı işaret, içeri değil, dışarı.

                Peki, asrın lideri bu Rabia işareti ile ne mesaj verip, kime gönderme yapıyor dersiniz? Bence bu mesaj, Mısır'a değil. Türkiye'ye hiç değil. Bence bu mesaj, Washington'a. Hani bizimkilerin kankası Mursi'yi, atadığı Genelkurmay Başkanı'na devirttiren, başkentlere. Sanıyor musunuz ki bazı HDP'li vekillerin, seçim meydanlarında darbe lafları etmeleri, kendi seçmenine. Bence bunun anlamı; dışarıdan talimat alan ikinci grubun, bu açıklamalarla, mesajın alındığını duyuruyorlar Rabiacılara. Sloganlar da, buna cevap, İnadına, inadına.

                İnşallah benim halkım, bu Pazar günü, uçurumun kenarında, tehlikeli halde sallanan ülkemi, bu beladan çeker kurtarır. Sonuç, hayırlı olsun, ne diyeyim?

Yazarın Diğer Yazıları