Yeni Şafak yazarından FETÖ ile mücadele tepkisi!

Yeni Şafak yazarından FETÖ ile mücadele tepkisi!
Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı Hasan Öztürk, FETÖ ile mücadeleye tepki gösterdi. FETÖ ile mücadeleyi Ergenekon davalarına benzeten Öztürk, "Ergenekon torbası içine ne buldularsa atanlar, bu kez FETÖ torbasına ne bulurlarsa atıyorlar" dedi.

Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı ve Ülke TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, “FETÖ ile mücadelede anlayamadıklarım” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Öztürk yazısında “’Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele ediyoruz’ diyerek çıkılan yolda, FETÖ’cülerin kurdukları tuzaklara düşenleri gördükçe irkiliyorum. Daha geçen hafta Yargıtay Başkanı Sayın Cirit, ‘Bildiğimiz arkadaşlarımıza itiraf adı altında iftira atıyorlar’ diye dikkat çekme ihtiyacı hissetti. Kızılay’ın başına gelense evlere şenlik!” ifadelerini kullandı.

“ÖZELLİKLE EGE’DEKİ BAZI FETÖ’CÜ ŞİRKETLER MAHKEME KARARIYLA İADE EDİLDİ”

Bazı davalarda, FETÖ’cülerin mallarının iade edildiğini söyleyen Öztürk şu ifadeleri kullandı:

“FETÖ’cülerin 15 Temmuz 2016’daki darbe ve iç işgal girişiminden sonraki süreçte tespit edilebilen mal varlıklarına el koyuldu. Bazı şirketler Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildi.

Peki ne oldu biliyor musunuz?

Özellikle Ege’deki bazı FETÖ’cü şirketler mahkeme kararıyla iade edildi!

FETÖ’nün örgütlendiği en önemli kurumların başında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) geliyorsa diğerleri Yargı ve Milli Eğitim.

TSK’daki FETÖ’cülerin elinde silah var ve 15 Temmuz’da darbeye kalkıştılar. Milli Eğitim’dekiler her alana insan kaynağı yetiştirdiler.

Yargıdakiler 17/25 Aralık’ta darbeye kalkıştılar. 7 Şubat MİT krizinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırdılar.

KCK soruşturmalarıyla, iç barışı tehdide yöneldiler.”

“YAKIN GEÇMİŞTE ERGENEKON DAVASINDA YAPTIKLARI GİBİ”

Yazısında “Ergenekon soruşturmasının içine herkesi ve her şeyi boca edip ifsat etmişlerdi. İlgili ilgisiz her ismi soruşturmaya bulaştırmışlardı. Gizli tanık ve üretilmiş sahte delillerle yargılama yapmışlardı!” diyen Hasan Öztürk şunları kaydetti:

“Yakın geçmişte FETÖ’cülerin yaptıklarını hatırlayınca bugünlerde bazı ‘kripto’ların aslına rücu ettiğine şahit oluyoruz!

Daha açık yazayım. TMSF’ye devredilen fabrika ve işyerleri, mahkeme kararlarıyla FETÖ’cülere nasıl iade edildi, biri bize izah etsin.

Kızılay’daki FETÖ’cülerle mücadele için alınan idari kararlar üzerinden oluşturulan bir mahkeme süreci neticesinde nasıl olur da kayyum atanması kararı verilir?

İtirafçı kisvesi altında (ki biz bunlara poker suratlı diyoruz) Yargıtay’daki “duruşu ve geçmişi bilinen” birtakım isimler nasıl FETÖ’cülükle irtibatlandırılabilir?

Şöyle oluyor sanırım. FETÖ’cüler, davalar boşa çıksın ya da ifsat olsun diye ilgili ilgisiz birçok ismi bu meseleye eklemlendiriyor.

Yakın geçmişte Ergenekon davasında yaptıkları gibi.”

“FETÖ TORBASINA NE BULURLARSA ATIYORLAR”

Yazısında Sözcü gazetesi yazarları ve yöneticilerine açılan FETÖ davasına da değinen Hasan Öztürk şu ifadeleri kullandı:

“Ama bu isimlerin FETÖ’cü olduğuna kimseyi inandıramazsınız! FETÖ ile kol kola girdiklerini söylemek başka, FETÖ’cü olduklarını söylemek başka.

Fakat oldu! Emin Çölaşan FETÖ’den yargılanacak, iyi mi? Ha tamam. ‘Örgüte üye olmamakla birlikte’ ifadesi var. Yani ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ düşüncesi ile hareket ettiklerini söylüyor iddianame. Yine de FETÖ davalarına gölge düşürecek bir süreç bu.

Yakın geçmişte Ergenekon torbası içine ne buldularsa atanlar, bu kez FETÖ torbasına ne bulurlarsa atıyorlar hissi uyanıyor insanda.

FETÖ, yargı eliyle tasfiye edilecekti! Lakin son dönemde olup bitenler yargının bu konuda ya kafasının karışık olduğunu ya da ‘kripto’ birilerinin bu meseleleri ifsat ettiğini gösteriyor.

Mücadelede uzun soluklu olanlar kazanır!

Bir de meşru zeminde kalanlar…

Hadi bir deneyelim bu mücadelede kimin nefesi nereye kadar yetiyor ve meşru zeminden kim kalıyor?”