Yeni yılın geleceği varsa!..
Yeni bir yılı daha geride bıraktık.
Gençler büyüdükleri için sevinirlerken, yaşlılar bir adım daha yaşlandıkları için sanırım üzülüyorlardır.
*
Zaman durmuyor ve sürekli akıp gidiyor.
O akışta öyle hengâmeler yaşanıyor ki insan ne zaman küçük olduğunu ne zaman büyüdüğünü hatırlayamıyor bile.
*
“Eskiden de öyleydik” demeyeceğim, çünkü eskiden küçüktük ve bir türlü zaman geçmek bilmiyordu bizim için.
“Hani şu zaman denilen şey, geçse de bir an önce büyüksek” deyip duruyorduk.
Büyüyünce ne olacaksa işte!..
Nedense öyle düşünürüz!..
Nedense bir türlü nasıl bir hengâmenin…
Dünya telaşesinin içine girdiğimizin farkına bile varamayız.
Bizim yaptığımız koşuşturmacadır ki sormayın gitsin…
Ev hâli…
İş hâli…
Çocuklarla ilgilenme ve onların gelecek telaşları hâli…
Daha iyi…
Daha hoş bir yaşam kurma hâli, derken insanoğlu kendisini unutur da kendisinin dışında her şeyle ilgilidir.
*
Telaşlıdır…
Ve o her şeyler aklını başından almıştır da bir türlü kendini hatırlayamaz.
Ne zamana kadar?
İşte o saçların beyazlaşması…
Arada bir unutkanlıkların başlaması…
Zaman zaman artık sözünüzün dinlenilemez hâle geldiğini fark etmemiz anına kadar.
*
İşte tam da o zaman, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı dank eder aklımızın bir tarafına…
*
Biz fark edemesek de takvim yaprakları kendi dünyasında saatin akrep ve yelkovanıyla yarış haldedir. O yüzden de takvim yapraklarındaki yıl rakamı ne ara 2024’e geldiğini fark edememişizdir bile.
*
Baksanıza 2024 de pat diye geliverdi…
Edilen onca dualar…
Bu zamana kadar güzellikler adına…
Barış ve kardeşlik adına…
Savaşların durdurulması adına, yüreklerde taşınan onca beklentiler hiç de insanlığın beklediği gibi olmadı…
Teknoloji gelişti hem de çok gelişti elbette ya, insanlık geriledi bilmem farkında mıyız?
*
Evet, teknoloji ilerledi…
Ülkeler çağ atladı…
Mekânların boyutları, insanların giyim kuşamları değişti…
Evler…
Arabalar…
Yaşam tarzları o kadar hızlı değişti ki değişmeyen…
“Değişmeyen” diye yanlış söyledim, değişen ama sürekli insanoğlundan uzaklaşan insan yanımıza oldu her ne olduysa!..
Her ne kadar teknolojiler gelişse de …
Modernleşme kendini gösterse de üzgünüm insan yanımız unutuldu.
*
Bunca yaşanmışlığımın sonrasında yıllardan da yollardan da umudu kestim ben.
Umudu başka yerlerde değil, -eskiden olduğu gibi- kendimde arıyorum.
Hayallerimde…
Bende var olanlarımda…
Aklımda…
Sağlığımda…
*
Ve ben, bir kendime bir de önüme bakıyorum…
Takvim yaprakları değişirken, sağlıklı yaşlanarak, pekmez gibi tatlanmak istiyorum.
Ekşimek, acılı olmak değil.
*
O nedenle yıllarla değil kendimle ilgileniyorum, epey zamandır.
Güzel oluyor…
Tavsiye ederim.
*
Ha bu arada ben de kabul olmayacak duaya âmin diyorum.
“2024, ülkem ve dünya için barış getirsin, 2023’le birlikte savaşlar yok olsun” diyorum.
Âmin!..