Yeri göğü inleten 19 Mayıs Gençlik Marşı’nın ilginç hikayesi
"Üç şakıyan kız çıktı güneşli bir günde.
Lindane Le'ye giden yola.
Eteklerini süpüre savura.
Üçü birden şınanay diyerek.
Ve askerler gibi uygun adım.
Ve sonra salınarak.
Üçü birden trallala diyerek."
İsveç'in ünlü şairi Gustaf Fröding'in mısraları bunlar.
Üç kızın ormanda başlarına gelenleri anlatan bir şiir.
Adı da; Üç Şakıyan Kız.
Orijinal ismi Tre Trallande Jantör.
Şiir ormanda rahat davranan üç kızın, bir anda karşılarına çıkan üç üniversiteli erkek tarafından taklit edilmeleriyle nasıl utandıklarını anlatıyor.
Felix Körling beslemiş.
Şarkı özellikle 1900'lü yılların başında çok tutulmuş.
İsveçli gençlerin dilinden düşmemiş.
Peki bunun bizimle ve 19 Mayıs ile ne alakası var?
Selim Sırrı Tarcan Türkiye'nin ilk spor yöneticilerinden biriydi.
Beden Terbiyesi Başmüfettişiydi.
Sporcu gençler yetiştirmek için projeler geliştiriyor, yarışmalar düzenliyordu.
İsveç Kraliyet Askeri Beden Eğitimi ve Jimnastik Akademisi'nde okumuştu.
"Üç Şakıyan Kız" isimli şarkının melodisinden çok etkilenmişti.
Türkiye'ye dönerken, bu şarkının notalarını da yanında getirmişti.
Ona göre bu şarkı gençler için iyi bir marş olabilirdi.
İstanbul Erkek Öğretmen Okulu’nun Türkçe öğretmeni arkadaşı Şair Ali Ulvi Bey’e notaları verdi.
Bir güfte yazmasını istedi.
O günlerde 1. Dünya Savaşı sürüyordu.
Osmanlı çok cephede yeniliyordu.
Gençlik umutsuzdu.
Halk çaresizdi.
Şair Ulvi Bey bu umutsuz havayı dağıtacak bir güfte yazmayı planladı.
Marş gençleri harekete geçirmeliydi.
Günlerce uğraştı.
1916 yılında bitirdi.
"Dağ Başını Duman Almış.
Gümüş Dere Durmaz Akar.
Güneş Ufuktan Şimdi Doğar.
Yürüyelim Arkadaşlar.
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin.
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin.
Bu Gök, Deniz Nerede Var.
Nerede Bu Dağlar Taşlar.
Bu Ağaçlar Güzel Kuşlar.
Yürüyelim Arkadaşlar.
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin.
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin.
Dağlar Taşlar Güzel Kuşlar.
Ya Bu İnsanlar İnsanlar.
Güneş Ufuktan Bir Gün Doğar
Yürüyelim Arkadaşlar
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin.
Sert adımlarla heryer inlesin."
Ali Ulvi Bey bu olayı anılarında şöyle anlattı.
“Bir gün okulun uygulama odalarından birinde çalışırken, S. Sırrı Tarcan ziyaretime geldi. O
günlerde pek gözde olan bir İsveç marşı için güfte yazmamı istedi. İstenilen güfte 4×4 veya 8
heceli olacaktı. Vakit geçirmeden çalışmaya koyuldum. 1. Dünya Savaşı’nın aleyhimize
döndüğü yıllardı o yıllar. Gençlik ve halk kaygıya kapılmıştı. Marş yazarken başlıca amacım
bu havayı dağıtmak, gençlere azim, ümit ve kalp vermek oldu.”
Marş özellikle gençlerden büyük ilgi gördü.
Halk tarafından çok sevildi.
Herkesin dilindeydi.
Marş ilk kez 1916 yılında Yüksek Erkek Öğretmen Okulu öğrencilerinin İttihatspor
sahasında Galatasaraylı Selim Sırrı Bey nezaretinde yaptıkları Beden Eğitimi gösterileri
sırasında söylendi.
Daha sonra da Osmanlı Genç Dernekleri’nin kuruluşu için 4 Nisan 1916’da çıkarılan yasa
gereğince hazırlanan yönetmelikte “Terbiye-i Bedeniye Yürüyüş Marşı (Beden Terbiyesi
Yürüyüş Marşı)” olarak kabul edildi.
Marşı ilk öğrenenler arasında Mustafa Kemal de vardı.
MİLLİ MÜCADELENİN ATEŞLEYİCİSİ OLDU
Mustafa Kemal Millî Mücadele’yi örgütlemek için 19 Mayıs 1919’da çıktığı Samsun’da altı gün
kalmıştı. Sonra Havza’ya geçmek üzere yola çıkmış ancak yolda bindikleri araç bozulmuştu.
Mustafa Kemal yaşlı şoförün arabayı tamir etmesini beklemedi, arkadaşlarıyla yürürken hep birlikte bu marşı söylediler.
Cumhuriyet kurulduktan sonra da her yerde söylenmeye başlandı.
Artık ulusal birliğin marşıydı.
4 Temmuz 1938’de de 3466 sayılı yasayla 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın resmi marşı oldu.
Atatürk 19 Mayısın ulusal
bayram ilan edildiği gün hasta yatağında Samsun günlerini şöyle anmıştı. “Anadolu’nun dağ başlarını,
tekerleklerine çuval doldurduğumuz kırık dökük otomobillerle aşarken yanımdaki
arkadaşlarımla bu marşı söylemeyi adet edinmiştim.”