Yerleşke-kampus-külliye, tellak, kir ve Başbuğ Türkeş…

1980 öncesi Türk Dil Kurumu'nun "Batı Kaynaklı Sözcüklere Karşılık Bulma Yarkurulu"nun 19 Ekim 1977 günlü toplantısında, Sözlük Kolu Başkanlığı da yapan kurul üyesi Semih Tezcan, Kol'da oluşturmakta olduğu "Özleştirme Kılavuzu"na girmek üzere "kampus" sözcüğü için karşılıklar türetilmesini ister. O toplantıda bulunan ve Batı kaynaklı sözcüklere karşılık bulmanın ustalarından olan Prof.Dr. Cemal Mıhçıoğlu "yerleşme" sözcüğünden esinlenerek "Yerleşke"yi önerir. Bu öneri hemen benimsenir. Şair-Yazar Tahsin Saraç, Türk Dili Dergisi'nin Ocak 1978 sayısında, "Yerleşke" sözcüğü hakkında gerekçeli açıklamayı şöyle yapar: "Latince'de düzlük, ova, açık, arazi anlamındaki campus sözcüğü, çeşitli Batı dillerine olduğu gibi Fransızca'ya da geçmiş, oradan da 'Kampus' söylemiyle dilimize girmiştir. Kampus, bir üniversitenin genellikle kent dışında, her türkü derslik, işlik, yurt, yapı ve ekinlik alanlarıyla birlikte yerleştiği alan demektir. Kök ve işlev özelliği göz önünde bulundurularak, kampus için 'yerleşmek' eyleminden türetilen 'yerleşke' karşılığı önerilmektedir."

Önerilir, kullanılmaya da başlanır, tutunur da belli ölçüde… Ama yerleşkenin yerleşemediği "kampus kafalar" vardır bu ülkede.

Bunların birisi 12 Eylül Darbesinin lideri Netekim Paşa'dır, destekçisi de Turgut Özal'ın dinbazlığıyla ünlü Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler… 9 Eylül 1984 tarihli Milliyet Gazetesi'nde yayımlanan bir haberi okuyalım, görelim kampus kafasını:

"Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Van'da 100. Yıl Üniversitesi'nin kampusunu geçerken bir tabeladaki 'Yüzüncü Yıl Yerleşkesi' sözünü yersiz bulduğunu söyledi. Evren bazı tabelalardaki 'derslik' sözcüğüne de tepki gösterdi. Geziye katılan Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler, tabelalardaki bu sözcüklerin değiştirilmesi için kampus yöneticilerine talimat verdi."

"Yerleşke tartışması" gece verilen kokteylde de sürmüş. Evren'e yerleşke sözcüğünün türetilme gerekçesi ve kuralı izah edilmeye çalışılmış, Evren biraz yumuşamış "Ankara'ya döndüğümde araştıracağım bu konuyu…" demiş. Ancak Vehbi Dinçerler'e fırsat düşmüş kaçırır mı? "Yerleşke sözcüğünün kitapta yeri yoktur. Paşam, işte biz bu uydurukçacılarla mücadele ediyoruz" diyerek "Vehbi'nin kerrakesi"ni ortaya dökmüş…

E peki sonra ne oldu? Ne olacak, yerleşke tu kaka edildi, dilde milliyetçilik yapmayı "yerleşke" yerine "kampus" demek sanan kafalar yüzünden artık neredeyse kullanım dışı oldu. Haa başka bir şey daha oldu… Dinbaz kesim, bu kampusçu milliyetçilerden ayrılıp zaman içinde, "külliyeci" oldu. Onlar artık kampus'a külliye diyorlar.

TELLAK VE KİR

Tellak kiri temizler ama kir'e karşı değildir, çünkü kir'den para kazanır. Bu toplum, ekranlarda gördüğü bazı tellakları kirleri paklıyorlar diye alkışlayıp durmakta, tellaklar da şişinip durmaktalar.

Sözü tellaktan açtık o ki, yıllar öncesinden hoş bir anekdotu aktararak bitireyim. Erzurum Yıllarım, 1977-78 sanırım. O günün ülkücü gençlerinden Şahset Kavutlar yanıma geldi. "Ağabeyi, Ülkücü Tellaklar Derneği kurulmuş" dedi. Şaşırdım "Yaa…" dedim. Şahset devam etti: "Evet Ağabey, Başbuğ Türkeş! Başbuğ Türkeş! diyerek kese vurirmışlar."

 

Yazarın Diğer Yazıları