Yığınakta yapılan hatanın sonuçları...

Seçim sonuçlarını Anadolu Ajansı'ndan naklen veren kanallarda, Tayyip Erdoğan, yüzde 60'lardan başlatıldı, yüzde 50'ye doğru adım adım düşürüldü. Kemal Kılıçdaroğlu ise yüzde 34'ten başlatıldı, adım adım yükseltildi... Ekrem İmamoğlu, bu durumun Kemal Kılıçdaroğlu'nun önde olduğu bütün sonuçların, AKP'nin yoğun itirazları sebebiyle sisteme girilmemesinden kaynaklandığını söyledi... Kılıçdaroğlu ise tek kelimelik bir mesaj yazarak "öndeyiz" dedi.

Islak imzalı tutanak sonuçlarını zaman zaman Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın yönettiği seçim özel programında saat 21.20 sularında, Murat Ağırel, ıslak imzalı tutanak sonuçlarına göre Erdoğan'ın yüzde 48.13'le önde olduğunu, Kılıçdaroğlu'nun yüzde 46.10, Sinan Oğan'ın da yüzde 5.33 oy oranında olduğunu söylüyordu.

Tabii bu tablo yurt dışı oylar eklendiğinde Erdoğan lehine bir miktar değişecekti ama özellikle seçmen sayısının altıda birini barındıran İstanbul oyları sisteme girildikçe, Kılıçdaroğlu farkı azaltacaktı... Bu da ikinci tur demekti. Eğer, adam kazanmadıysa...

***

Seçmeni harekete geçiren sebepler çok ama çok farklıydı. Türkiye'nin hızla geriye doğru gittiğini, hukuk devletinin ve dolayısıyla adaletin tamamen ortadan kaldırıldığını, ülkenin iktidar tarafından resmen talan edildiğini ve bu çürümenin din istismarıyla örtüldüğünü gören kitleler, AKP yönetiminde ülkenin çöküşe sürüklendiğinden endişe ediyordu.

AKP'yi destekleyenler ise Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin ileri gittiğini, daha da gidebileceğini savunuyordu...

Sinan Oğan'ın hitap ettiği seçmen ise özünde MHP kökenli, İYİ Parti, Zafer Partisi gibi Türk Milliyetçiliğini temsil iddiasındaki partilerin veya bu partilerle ilgisi olmasa da millî düşünceye sahip kişilerin oluşturduğu kitleydi ki buradaki oy tabanı asgari yüzde 30'lar düzeyindedir. Tabii bu kadar parçalanmış veya başka partilere destek veren bir yapıdan yüzde beş oy almak bile çok zordu.

Sinan Oğan'ın 8 Mayıs'ta söylediği, "Türkiye'nin içinde bulunduğu ortam, seçimlerin başa baş gittiğini gösteriyor. Olur da eğer muhalefet yarım puan farkla seçimleri kazanırsa Türkiye'yi bunlar kaosa götürür. O sebeple de seçimler mutlaka ikinci tura kalmalı ve ikinci turda mutlak çoğunlukla seçimler kazanılmalıdır. Bu bir stratejik hamledir." sözlerinin önemi ortaya çıktı.

***

Ümit Özdağ'ın geliştirdiği demografik yapıyla ilgili net çıkışların önemi de herhalde şimdi anlaşılmıştır.

İktidar, Türkiye'nin nüfus yapısını değiştirerek ayakta kalmaya oynamıştır. Ülkenin kaynakları, yurt dışına aktarılmıştır ve rejimi değiştirmek için kullanılmaktadır. Bu itibarla, hem vatanın hem milletin birliği, tehlikeye atılmıştır. Böyle bir tehlikeye rağmen "Türklüğü Anayasa'dan çıkaracağız" diyen iktidarın eski ortaklarıyla ittifak yaparak başarılı olamazsınız. Üstelik bunların seçmen kitlesi de yoktur. Küresel güçlere hizmet edenlerle değil, güvenilir kadrolarla birlikte güçlü bir irade sergilerseniz, halk sizi daha fazla destekler. Yoksa hem siz kaybedersiniz, hem de ülke. Bunu seçimden önce de çok söyledik... Yığınakta yani kuvvetleri bir yere yığmakta yapılan hata devam etmektedir. İkinci tur olursa düzeltme şansı vardır.

***

İspanya'dan bir haberle bitireyim... İspanya'nın dört bir yanındaki köylerden çıkıp Madrid'e gelen binlerce kişi, kırsal yaşamın, çevrenin ve buralardaki ekonomik düzenin korunması için gösteri düzenledi. "Kırsal Yaşama Acil Yardım" (SOS Rural) adlı platformun çağrısıyla ve 300'den fazla sivil toplum kuruluşunun desteğiyle Madrid kent merkezinde organize edilen yürüyüşte, köylüler traktör ve kamyonetleri ile şehir merkezinde tur attı...

AKP iktidarı, ithalata dayalı ihracat politikasıyla, Türkiye'den çok Avrupa'ya para kazandırıyor. Bu arada tarım ve hayvancılık geriye götürüldü. Kırsal çevrenin ve buradaki ekonominin korunması, vatanın korunması demektir ve asıl seçim budur. Dolayısıyla sadece büyük şehirlerde yaşayanlar değil, köyler ve kasabalardaki vatandaşlar da bu süreçte ikna edilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları