Devletin eli fakirin cebinde

2018 yılı için, vergi ve harçlara yapılan zamlar yüzde 14.47 oldu. 2018 için memura yüzde 3 artı 4 zam yapılacağı kararı alınmıştı. Asgari ücrete de yüzde 13.8 zam yapıldı. Demek ki devlet kepçeyle alıp, kaşıkla dağıtıyor.

Belirli vergiler, belirli harcamalara tahsis edilemez. Ancak harçlar kamu hizmetleri karşılığıdır. Boğaziçi ve Fatih Köprü'sü zamları da aynı şekilde geçiş hizmeti karşılığıdır.

2018'de enflasyondan dolayı kamu harcamalarında kısıntı yoksa bu iki köprünün geçiş ücreti de en az enflasyon kadar artacaktır. Vergi ve harçların artması da normaldir. Ancak enflasyonun üstünde artış olması için yeni bir yatırım yapılması gerekir. Gerçekte ise bütçeden altyapı yatırımı yok denecek kadar azdır. Tersine eldeki yatırımlar da, özelleştirme kapsamında elden çıktı.

Hükümet, en fazla övündüğü kara yolları ve son yapılan köprüleri bütçeden değil, müteahhitlere borçlanarak yaptı. Bu borçları ortalama 15 sene süreyle köprüden geçenler ve aynı zamanda geçmeyenler ödeyecek. 

Bütçe harcamalarındaki artış ve bu nedenle ortaya çıkan açık, 2017 referandum nedeniyle yapılan popülist harcamalardan kaynaklandı. Hükümet, kazanmak için halkın vergilerini kullandı. Şimdi bu açığı kapatmak için yine halkın vergilerini harçları, enflasyonun üstünde artırıyor.

Eğer Hükümet bütçeden istihdam yaratmak için yatırım yapmış olsaydı, vergi, harç ve cezaların enflasyonun üstünde artmasına kimse itiraz etmezdi.

Ayrıca Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprülerinden geçen lüks araçların geçiş parasının bir kısmını geçenler ödüyor. Bir kısmı ise bütçeden ödeniyor. Bütçeden ödenen kısmı da elbette ki fakir-fukaranın vergileri ile ödeniyor.

Bu haksızlığa köprülerin ihale şekli yol açtı.

Yap-işlet-devret modeline göre devlet yatırım maliyetine ve gelire karışmaz. Yatırım yapacaklar, bu yatırım için işletme süresi teklif ederler. En az yıl işletecek olana verilir. Kârı zararı yatırım yapanlara ait olur.

Köprüler ve Avrasya Tüneli için bunlardan çok farklı bir uygulama yapıldı. Adına yap-işlet devret denildi. Ancak aynı zamanda bir nevi kâr garantisi olarak geçiş garantisi verildi. Yetmedi sonradan bir de borçları için hazine garantisi verildi.

2018 bütçesinde, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü ve Avrasya Tüneli için 3.6 milyar TL ödenek ayrıldı..

Kaba bir hesap yaparsak, iki köprü ve bir tünel için verilen işletme yılı ortalaması 16 yıl ediyor. 2018 bütçesini gösterge olarak alırsak 16 yılda 16 milyar dolar ödeyeceğiz. Geçen taşıt sayısı yıl içinde artacak ve fakat dolar kuru da aynı şekilde artacaktır. Sonuçta TL olarak bütçe yükü değişmeyecektir. 

16 milyar dolara karşılık elde 7 milyar dolarlık altyapı yatırımları var. Bunların geliri işletenlere gidiyor ve fakat biz bütçeden ilave 9 milyar dolar daha ödüyoruz.

Eğer bu yatırımları devlet borçlanarak yapsaydı, kâr payı olmadığı için maliyet 6 milyar dolar olacaktı. Devlet 6 milyar dolar uzun vadeli olarak borçlanacaktı. Bu borçlar köprü ve tünel gelirleri ile ödenecekti. Halkın  yükü daha düşük olacaktı. Geçmeyenler para ödemeyecekti.

Yazarın Diğer Yazıları