ABD’nin 360 derecelik dönüşü!

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Washington’da Mesrur Barzani ile yaptığı görüşmede “Irak'taki 360 derecelik politikamızda dirençli bir Kürdistan Bölgesi'ne verdiğimiz destek önemlidir. Bizim için önemli olanın Kürtlerin birliği olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü bu birlik, ABD'li dost ve ortakların başarısı için önemlidir. Ve bizim için herkesin elinden gelen en iyisini birlikte çalışmak için sağlaması çok önemlidir. Çünkü çıkarlarımız ortaktır.” dedi.

Blinken, önce Irak’taki sonra dört ülkedeki Kürtlerin birliğinden bahsediyor. ABD, bu birliğe PKK’yı da dâhil etmiştir.

***

Mustafa Yıldırım incelemişti; Irak'ta ilan edilen “Kürdistan Bölge Devleti Anayasası”nın giriş maddesi şöyledir:

“Anavatanları Kürdistan'da binlerce yıl yaşamış eski bir halk olan Kürtler, tıpkı dünyanın diğer ulusları ve halkları gibi, self-determinasyon hakkını kullanabilecek niteliklere sahip bir ulustur. Self-determinasyon hakkı, Birinci Dünya Savaşı sonunda çıkarılan ve ilkeleri uluslararası hukukun temeli haline gelen Woodrow Wilson'ın On Dört Maddelik prensiplerinde kabul edilen bir haktır.

1920 yılında imzalanan Sevr Anlaşması'nın 62-64 nolu maddeleri Kürtlere self-determinasyon hakkını tanımasına rağmen, uluslararası çıkarlar ve siyasal dengeler Kürtlerin bu hakkı elde edip uygulamaya geçirmelerini engellemiştir. Sevr Anlaşması'na konulan maddelerin tersine, Güney Kürdistan 1925 yılında, kendi halkının iradesi dikkate alınmadan, dört yıl önce, yani 1921 yılında kurulmuş olan Irak devletine müsadere edilmiştir. 25 Aralık 1992 tarihinde, İngiliz ve Irak hükümetleri Kürtlerin kendi yönetimlerini kurma hakkını tanıyan bir açıklama yayınlamışlar ve Kürt temsilcilerinden, hükümet biçimini, coğrafi sınırları ve Irak ile siyasal, ekonomik ilişkilerin biçimini belirlemeleri istenmiştir."

Yıldırım, bu ifadelerden iki önemli sonuç çıkarmıştı:

“1- Kürdistan Bölge Devleti, tarihsel-siyasal dayanağını, emperyalizmin işgal anlaşmasından, yani Sevr'den almaktadır

2- Kürdistan Bölge Devleti egemenlik alanı, Sevr anlaşmasında belirlenen sınırlar içinde kalan bölgedir.

Bu sınırlar Türkiye Cumhuriyeti'nin neresini kapsamaktadır?

Bunu fazlaca araştırmaya gerek yok!

Açarsınız bir ilkokul kitabını, bakarsınız Sevr Anlaşmasına, sonra da dönersiniz ABD'nin Doğu'da çizdiği Ermenistan ve Kürdistan haritasına."

* * *

FETÖ, 2009 yılında Abant toplantılarını Erbil’e kaydırmıştı. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Erbil'deki toplantıda yaptığı konuşmada “Avrupa Birliği bir birliktir. Neden Orta Doğu halkları arasında da bir birlik oluşmasın ve birbirlerini tanımasınlar. 4 parça Kürdistan'da Kürtler zorluk içinde ve baskı görüyor. Bu baskılar kalkmalıdır ve bu baskılar da demokrasi ile kalkar. Herkes kendini demokrasi ile ifade eder” demişti...

Barzani ve Talabani örgütleri, doğrudan İsrail istihbaratı tarafından para, silah ve askerî eğitimle desteklenerek bugünlere getirilmiştir. Yani onların emelleri İsrail'in emelleriyle de birleşir. İsrail ise ABD’nin bölgedeki karakol devletidir.

ABD, her ne kadar PKK’yı terör örgütü listesinde tutsa da PKK’nın Suriye’deki yapılanması olan PYD/YPG’yi “ABD’nin bölgedeki kara kuvvetleri” olarak gördüğünü açıklamıştır ABD ordusu, Suriye’nin kuzeyinde YPG ile ortak tatbikat da yapmıştır. PKK’yı da ABD ve AB ülkeleri silahlandırmaktadır.

***

Kısacası bölgede yaşayan Kürtlerin birliği, ABD Başkanı Woodrow Wilson'ın 8 Ocak 1918 günü ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmada ilan ettiği Wilson prensipleri politikasının sonucudur.

Wilson, Osmanlı topraklarında Ermeni, Kürt, Rum devletleri kurmayı teklif ederken, Türklerin nüfus yoğunluğuna sahip olduğu Rus ve Avrupa topraklarında bağımsız olmasını ağzına bile almamıştı.

Hâlbuki Batı Trakya, Bulgaristan, Kıbrıs, Musul-Kerkük, Azerbaycan, hatta o dönemde Ermenistan hep Türk diyarı idi ve Türkler çoğunlukta idi!

Atatürk ise Kütlerin de desteğini alarak ve "Kürtleri de bağrımıza katarak" Türk Milleti'nin kendi kaderini tayin hakkını bir bütün olarak kullanacağını ilan etti ve Dumlupınar'da Wilson tuzağını paramparça etti.

Şimdi aynı oyunu yeniden kurdular ve Türkiye’yi yönetenleri ve Kürt olmadıkları halde Kürtleri temsil etmeye soyunanları da kullanarak sonuca ulaşmaya çalışıyorlar!

Blinken’in sözlerini bu çerçevede görmek gerekir...

ABD, NATO sürecinin sonunda, 360 derece dönmüş ve 8 Ocak 1918 politikasını uygulamaya başlamıştır...

Yazarın Diğer Yazıları