ABD'ye ikinci büyük koz

                Başta iktidar olmak üzere tüm bileşenleri, (Vatan Partisi, MHP, BBP) boşuna millîlikten, vatanseverlikten bahsetmesin. Hatta "dış güçler" falan diye de söze başlamasınlar.

                Niye?

Niyesi çok açık.

ABD''ye, Türkiye aleyhine kullanabileceği Zarrab''dan sonra ikinci bir dosya daha teslim ettik. İkincisi, Sezgin Baran Korkmaz suç dosyası.

Aslında bir üçüncüsü de var. Asıl adı Levon Termendzhyan olan fakat Türkiye vatandaşı olurken adını değiştirip Lev Aslan Dermen olarak kaydettiren Ermeni kökenli bir suç örgütü elemanı daha var.

O da kara paranın olaylarının bir parçası olarak gösteriliyor.

                CHP Sözcüsü Faik Öztrak yüzde yüz haklı olarak hepimizin yerine iktidara soruyor: "Kara para aklamakla suçlanan tüm bu isimler, nasıl bu kadar kolay Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oluyor?"

                Haksız mı?

                Elbette icranın başı hükümettir ama Sayın Öztrak bu soruyu, tüm Cumhur ortaklarına da sormalıdır. Çünkü Türkiye''de yaşanmakta olan bu kirliliğin suskunları ve hükümetin destekçileri onlardır. Eğer iktidar bu kadar rahatsa en önemli nedeni ortaklarının sessizliği değil midir?

                Evet öyledir.

İşin en kötü yanı da nedir biliyor musunuz? Hepimize millîlik dersi veren bu ortakların, Türkiye''nin başına bela olacak gelişmelere sebep olmalarıdır.

                ABD, Türkiye hükümeti ve devletiyle ilgili olarak elinde suç dosyaları biriktirerek, gerekli gördüğünde bunları Türkiye''nin önüne koyuyor. Türk Devletini bir kabile devleti gibi tehdit ediyor.

Zarrab, itirafçı olarak bütün çarpıklığı ve rüşvet ilişkilerini açıklayarak serbest kalmadı mı? Şimdi sırada Sezgin Baran Korkmaz diye biri var. Avusturya''da yakalandı ve ABD''ye teslim edilecek.

                Sonunda ne olacak?

Türkiye''deki siyaset-mafya-rüşvet ve kara para trafiğine dair her ne varsa hepsini tek tek anlatacak ve tüm ilişki ağı ABD''nin elinde olacak.

Peki, bunun siyasi sonuçları olabilir mi?

                Elbette.

                Türkiye-ABD ilişkilerinde yeri geldiğinde siyasi şantaj olarak kullanılır. Nitekim Trump döneminde Türkiye, iktidardakilerin mal varlığı ile tehdit edilmedi mi?

                Edildi ve ülke olarak geri adım attık.

                Cumhur ortaklarının tümünün gözü aydın.

                İşte ABD karşıtlığı, işte millîlik.

Bu ülkeye susarak, görmezden gelerek, bilmiyormuş gibi yaparak el birliği ile kötülük yapıyorlar.

Basın da öyle.

Çıkarlar namusluluğun bir adım önünde yürüyor.

Vatanseverlik geride, kara paracılar önde.

Milliyetçilik geride, rüşvetçiler önünde yürüyor.

Bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapanlar, 30 yaşındaki Rıza Zarrab''ın önüne yatmaya kendini layık gördü.

                Para için kendini nelere layık gördüklerine bakın.

                İşte ahlakın ve insanlığın dibe vurduğu yer tam da burası.

Bu zihniyeti neden başımızda tutalım? Benzerlerini neden iktidar yapalım?

Kaç gündür Türkiye''de rüşvet, yolsuzluk, kara para aklama, devlet içinde dönen dolaplar konuşuluyor. Cumhur ortaklarından yürekli bir itiraz ve meraklı, sorgulayıcı, milletin çıkarına olacak bir ses duydunuz mu?

Hayır!

Peki, dini imanı hiçbirimize bırakmayan, cemaatlerden, tarikatlardan, gayesinin Allah rızası ve İslam olduğunu söyleyen tüm camiadan Allah rızası için fısıltı seviyesinde de olsa bir itiraz geldi mi?

Gelmedi.

Soruyorum: Dini vicdan ve ahlak şimdi değilse ne zaman konuşacak?

Yazarın Diğer Yazıları