“Ağa devlete tabi olmak” ve CHP!

“Ağa devlete tabi olmak” ve CHP!

Seçim bitti, şimdi “CHP’de değişim” tartışılıyor. Cumhuriyet gazetesinde 19 Haziran 2023 tarihinde yani aynı gün yayınlanan konuyla ilgili çok değerli yazılar var.

Ergin Yıldızoğlu, ‘CHP’de değişim’ ama nasıl?” başlıklı yazısında, “Bugünkü CHP laik, halkçı, reformcu, devletçi değildir. Cumhuriyetçiliğin ve milliyetçiliğin ne anlama geldiği artık belirsizdir. Özellikle 1989’dan sonra sosyal demokrat partiler, neoliberalizmi dayatan finans-kapitalin ‘yedek lastiğine’ dönüştüler” dedikten sonra “Bugün, bir fantezi olmaktan öte, anlamlı bir değişimden söz edilecekse CHP liderliği, halkın karşısına hem geleneksel CHP’nin ‘özünü’ oluşturan hem sosyal demokrasiyi tanımlayan ilkelerle birlikte kurgulanmış inandırıcı bir yol haritası koymalıdır.” diyor.

Yani, sosyal demokrasi çizgisini tavsiye ediyor.

***

İlker Başbuğ, “Atatürk milliyetçiliği ve kapitalist sistemin sorunları” başlıklı yazısında 2500 yıl önce yaşayan Aristoteles’in, “demokrasinin belkemiğini güçlü bir orta sınıf oluşturur” dediğini bugün de çıkış yolunun başlangıcının belki de “orta sınıfın” ekonomik olarak güçlü hale getirilmesinden geçtiğini belirtiyor...

Başbuğ, yazıda CHP adını kullanmıyor ama konuyu “Günlük sığ ve anlamsız tartışmalardan uzaklaşmak, bu temel konular üzerinde düşünmeye ve fikirler, çözümler aramaya çalışmak daha doğru değil mi?” diye bitiriyor.

***

Erdal Atabek, “Yeni despotizm...” başlıklı yazısında, Sidney Üniversitesi’nde ders veren siyaset bilimci John Keane’in dünyadaki despot yönetimleri araştırdığını ve yazdığı kitapta “Bu ‘Yeni Despotizm’ zorbalığa dayanmıyor. Kitleleri ayartma, şaşırtma ve ikna yoluyla kendi iktidarını sürdürüyor.” dediğini aktardıktan sonra yeni despotizmle mücadelenin, onlara benzeyerek değil, hiç benzemeyerek yapılabileceğini, topluma kızmadan doğru yolu göstermek gerektiğini belirtiyor.

***

Örsan K. Öymen, “Laiklik ve CHP’de ‘değişim’ başlıklı yazısında AKP’nin 21 yıllık karşıdevrim sürecinde, laiklik ilkesini fiilen ortadan kaldırarak anayasayı ihlal ettiğini, anayasal düzeni yıkarak sivil darbe yaptığını, Cumhuriyeti yıkarak teokrasiyi kurma sürecine girdiğini ifade ettikten sonra “Ne yazık ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da laiklik ilkesini partisinde bertaraf ederek hem anayasayı hem de parti programını ihlal etmiştir!‘Değişim’ sözünü ağzında sakız eden olası genel başkan adayları Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel de, Türkiye’deki laiklik karşıtı hareketi nasıl bertaraf edeceklerine dair hiçbir şey söylememektedir.” diye bitiriyor.

***

Mehmet Ali Güller, “CHP’nin ‘dönüşüm’ sorunu” başlıklı yazısında, “Seçim yenilgisi nedeniyle ‘CHP’de değişim’ konuşuluyor. Ancak ne yazık ki değişim sadece isimler üzerinden konuşuluyor. İsimler elbette önemli ama Atatürk’ün devrimci CHP’sinin nasıl dönüşüm geçirdiği, gericilikle nasıl uzlaştığı ve en sonunda Türkiye’yi nasıl siyasal İslamcılığa teslim ettiği, CHP üyelerinin asıl üzerinde durması gereken konudur.

Program düzeyinde değişim, isim düzeyinde değişimi getirecektir zaten. Kamuculuk Türkiye’nin ihtiyacıdır ve o ihtiyaç kendi partisini bulur/doğurur ve iktidar yapar en sonunda.

Sosyalistlerin ve Kemalistlerin ittifakı, devrimci Cumhuriyeti mutlaka inşa edecektir.” diyor.

***

Bilsay Kuruç, “Seçim sonucu karışık değil, berraktır. Yirmi yıldan sonra, yanıltmayan ipuçlarını ancak sermaye sınıfına bakarak elde edebiliriz. Kırk yılı geçti, sermaye sınıfı, iktidar olabilmek için dünya sermayesine (ve ‘ağa devlet’e) tabi olmayı tek, zorunlu koşul saydı ve bunun ana kurallarını kabul etti. Bu ‘reel kapitalizm’, bugünkü yapısıyla sınırlarına dayanmış görünüyor. Biliyoruz, emekçileri ‘bölüşüm şokları’ndan koruyacak anayasal, kurumsal, siyasal, sendikal ‘barikatlar’ kalmadı. Okuyucu soracaktır: Kalmamışsa biz de sermayenin iç bağdaşmazlık krizlerine çare aramakla mı uğraşalım? Bir ‘asosyal kontrat’a katkı için seferber mi olalım? Ne dersiniz?” diye soruyor.

***

“Azim ve Karar” sitesinde yazan Suay Karaman ise “Değişim” başlıklı yazısını şöyle bitirdi.

“AKP'nin artıklarıyla ve tarikatçılarla kurulan Altılı Masa, CHP'nin iyice sağa kaydırılarak, ideolojisinden saptırılmasına ve iktidarın yeniden AKP'ye sunulmasına neden oldu. Aslında CHP'nin değişime gereksinimi yok; Altıok'a gereksinimi var, Atatürk ilkelerine ve devrimlerine sıkı sıkıya sarılmaya gereksinimi var. CHP'nin ideolojisi Kemalizm'in Altıoku'dur; bu ideolojiye sahip olmayanların partide bir dakika bile durmaması gerekir.”

***

Bu tespitler, CHP’deki yapısal sorunu ve çözümleri gösteriyor. Görüldüğü gibi çözümler konusunda görüşler farklı...

Tabii benim, “CHP, Atatürk çizgisine dönmelidir” görüşünde olduğumu ifade etmeme gerek yok ama yeni okurlar için tekrarlamış olayım...

Yazarın Diğer Yazıları