AKP, 2002 yılında iktidara geldiğinde on yaşındaki bir çocuk bugün yirmi yaşında bir delikanlı, 2002’de üniversite mezunu bir delikanlı bugün belki de evli ve işi olan sorumluluk sahibi bir yetişkin kişi. Bu kişiler 2002 öncesini yaşları gereği idrak edemedikleri için günümüzle geçmişi mukayese etme olanakları kısıtlıdır. On yıl önce de çağ dışı bir takım cemaat, tarikat, tekke, zaviye, mürit, irticacı, tebaa, molla ve yobazlar vardı, ama Atatürkçülerden, Cumhuriyetçilerden, ordudan, aydınlardan ve yurt severlerden korkarlardı, bugün AKP jenerasyonu bunu yeteri kadar bilmiyor. Bugünkü Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları 2002 öncesinde de vardı ama korkularından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını en ön safta kutlarlardı, 10 Kasım törenlerini de hiç kaçırmazlardı, bugün ortada gözükmedikleri gibi Cumhuriyetçi ve Atatürkçülerin tören yapmalarını engelleyecek kadar küstahlaştıklarını görmektedirler. 2002 öncesi de Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının televizyon, radyo, gazete ve dergi gibi basın yayın organları vardı ama bugünkü gibi İslamcılık adı altında Türklerin tarih boyu biriktirdiği değerlere saldıramazlardı, bugün korkusuzca saldırmaktadırlar, bu neslin genç insanları bunun hep böyle olduğunu sanabilir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz sözünü ettiğimiz bu yeni nesil bunların farkına varamayabilir veya tehlikeyi gerektiği kadar göremeyebilir. Müslüman kisvesi altında iktidarın tadını çıkartan ve memleketi soyan Cumhuriyet düşmanları, eskiden bize baskı vardı istemediğimiz halde Cumhuriyetin bazı değerlerini yapmak zorunda kaldık demektedirler. Bu itirafın anlamı şudur; biz hem korkak hem de ikiyüzlüyüzdür. Yarın iktidardan gittiklerinde bugünkü tahribatları için acaba hangi gerekçeyi kullanacaklardır merak ediyoruz.
Sözde İslamcıların bizi en çok hayrete düşüren davranışları, nerede Türk sözcüğü varsa onu kaldırmak için büyük bir çaba harcamaları ve yurt severlerden bu kadar nefret etmeleridir, bu davranışı İslam’ın neresinde bulup meşrulaştırıyorlar bunu da anlamış değiliz. AKP’nin on yıllık döneminde eğitilen ve bu dönemde bilinçlenen yeni nesil bu zihniyetle eğitilmekte ve bilinçlendirilmektedir. Sözde İslamcıların günümüz Türkiye’sinde Türklük, Atatürk ve Cumhuriyet alerjisinin normal bir davranış olduğunu zannedeceklerdir. Cemaat ve tarikatın radyo ve televizyonu ile TRT de tuhaf görüntülü insanlarla dolu, uzun saçlı, küpeli, melankolik İslamcı erkekler ve şeytani görüntülü hanımlar, bu yaratıklar daha önce nerede saklanıyorlardı ve bunlar pıtrak gibi nasıl çoğaldılar hayret etmemek mümkün değil. Türk İslam anlayışında ve geleneğinde melankolik erkek tipi yoktur, dindar Türk kadını kendisini afişe etmez, iffetli ve müşfiktir. Sözde İslamcıların televizyonlarında gördüğümüz başı kapalı kadınlar, bizim alışık olmadığımız tipte İslamcı kadınlardır. Ağlamak insanların samimi duygularını dışa vuran bir işarettir. Günümüzde hükümet üyeleri ve aynı kafadaki diğer zevat birçok ulvi, maddi ve manevi değerleri bayağılaştırdıkları gibi, bir insani tezahür olan ağlamayı politik ve maddi çıkarları için gelişigüzel bir şekilde salya sümük yaparak bir çıkar enstrümanı haline getirmişlerdir. İktidarda kalmak için akla gelen her türlü maddi, manevi ve fiziksel yolları kullanmaktan ve suiistimal etmekten kaçınmamaktadırlar. Böyle bir yöntem ve politikacılar Türklere ve 21.Yüzyıl anlayış ve değerlerine yakışmamaktadır.
Bu iktidarın ve yandaşlarının bizi en çok üzen politika ve davranışlarından birisi de Türk milletinde var olan inkişaf ve modernite ruhunu yok etmeleri ve üstelik çağdaşlaşmanın İslam karşıtı olarak takdim edilerek Türk milletinin ilerlemesinin önüne geçilmesidir. Bunun en önemli nedenleri ise bu gün İslamcı olarak ortaya çıkan insanların tamamına yakının Türklük ve Türk kültürüyle ilgilerinin olmaması ve bu nedenle de Türk İslam anlayışı yerine Arap İslam anlayışını Türklere dayatmaları ve bunun gerçek İslam olduğu yalanına AKP nesli Türkleri inandırmaya çalışmalarıdır.