Teklifin Meclis''e sunuluş usulü ve içeriği ile son günlerde infial yaratan 6 yaşında evlendirilen çocuğa ve bu olay üzerinden iktidarın anayasadan kaynaklanan mesuliyetlerini ne kadar yerine getirdiğini birlikte değerlendirmek gerek.

Burada, AKP tarafından getirilen Anayasa değişikliği teklifinin neden istendiği, belki de ilk cevaplanması gereken soru.

Zira, AKP, Anayasayı uyguluyor mu ki, anayasayı çok önemsiyor gibi değişiklikler yapmak istiyor?

Birlikte bakalım…

Anayasa madde 41/2 ne diyor?

"Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar."

Anayasa madde 41/4 ne diyor?

"Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır."

Peki, ne oluyor?

Devlet çocukları korumaktan acizmiş gibi, çocuklara yönelik suçları işleyen kişilere ve bu suçların muhtemel faillerine cesaret verici şekilde tutarsız politika yürütüyor. Cezasızlık kültürü yüzünden bu türden olayların tekrarlanmasına uygun bir zemin ortaya çıkarıyor.

Böylesine önemli bir olayda dahi, yer yerinden oynaması gerekirken; devlet yetkilileri hâlâ faili, mağdurun ailesini anlamaya çabalamak gibi anlamsız bir yaklaşımda bulunabiliyor, olaya tepki gösterenleri din karşıtı gibi gösterebiliyor ve din üzerinden yapılan siyasetle insan hakları hiçe sayılabiliyor.

Bu durumda, Anayasa''da eşitlik ilkesini içeren madde 10 ve aileyi koruyan madde 41''e rağmen, çocuk ve kadın hakları ihlallerinin ardında yatan problemleri görmezden gelen iktidar, gerçekten aileyi korumak için mi Anayasa değişikliği yapmak istiyor?

Mevcut Anayasa hükümleri aileyi de çocukları da koruyabilecekken, gereken görev ve sorumluluklarının bilincinde olacak bir devlet yapılanmasını sağlamak ve bu minvalde iktidar değişikliği yapmak mıdır yoksa Anayasa değişikliği yapmak mıdır?

Devam edelim…

Anayasa madde 94/son ne diyor?

"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar."

Peki, ne oluyor?

AKP tarafından Meclis''e sunulan Anayasa değişikliği teklifinde Anayasa''nın bu hükmü de Meclis İçtüzüğü de ihlal edilerek, partisinin faaliyetlerine katılmaması ve Meclis''te oy kullanmaması gereken Meclis Başkanı Şentop''un imzası da yer alıyor.

Anayasaya aykırı bir anayasa değişikliği (bu da ne yazık ki ilk defa karşılaştığımız bir durum değil) nasıl bir güvence getirebilir?

Bir maddenin üzeri ezilerek yeni bir madde yapılıyorsa, yeni maddenin koruyuculuğuna dair güvence nasıl verilecek?

Şöyle toparlayalım:

Anayasalar siyasetçilerin oyuncağı değildir. Seçmene siyasi mesajlar vermek, belli bir grubun desteğini kazanmak için anayasalarda değişiklik yapılamaz. Anayasaların halka sağladığı güvence, kolay kolay değiştirilemez olmasından ve uygulanıyor olmasından kaynaklanmaktadır.

Siyasi saiklerle sık değişikliklere uğratılan ve hükümlerine itibar edilmeyen anayasalar, hukuki güvenceyi sağlamada yetersiz kalır.

Üstelik, Anayasa madde 24 ne diyor kısaltarak bir bakalım: "Kimse, … kısmen de olsa, … her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz."

Bu açıdan yapılmak istenen Anayasa değişikliği ve mevcut iktidarın yönetim anlayışı da bu maddenin ihlalini oluşturmuyor mu?

O halde, son olarak şöyle soralım: Bir ülkede anayasayı ihlal eden bir siyasi iktidar varsa, o anayasayı mı yoksa o siyasi iktidarı mı değiştirmek gerekir?