Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Anıtkabir’i yıkmak...

Türkiye günlerdir çalkantılı. Bu zor günlerden ülkemizin bir an önce çıkmasını diliyoruz. Kuşkusuz bu durumu bir ‘politik inat’ yarattı. Ne acıdır ki; çoğunluk, azınlığın dileklerini rahatça görmezden gelebiliyor. Değerli okuyucularım; azınlığın isteklerini görmezden gelmek kadar dehşet bir durum yoktur. Seçimle gelenlerin en büyük tuzağı şudur. ‘Halkın çoğunluğu bu ülkeyi yönetme görevini bana verdi; ben de çoğunluğun isteklerini yerine getiririm’ gibi ilk bakışta doğru gibi görünen bu anlayışı taşıyanlar, demokrasilerin ‘baldıran zehiri’ni doğal olarak içmiş olurlar.
Fransız Maurice Duverger her ne kadar ‘Başkanlık’ sistemindeki Başkanlara ‘Seçilmiş Kral’ dese de; diğer demokratik sistemlerde de ‘seçilmiş kral’ gibi davrananlar çıkabiliyor. Çoğunluk liderleri Meclisteki ezici çoğunluğuna dayanıp, devletin birbirinden ayrı diğer ‘güçlerinde’ de etkili olabiliyor. İşte bu durumda -Başkanlık sistemi olmadan da- bir ‘Seçilmiş Kral’dan söz edebiliyoruz.
Gazete, kitap tüketimi gelişmiş ülkelerin çok gerisinde, bilgi birikimi 14 yaşındaki çocuğun seviyesinde olan toplumlarda, demokratik ‘tercihler’ çoğunlukla sağlıklı olamaz. Böylesi toplumlar ‘din tüccarı’ politikacıların verimli oy sahası durumundadırlar. Aklın ötelendiği insanı duyguların yönlendirdiği bir tuhaf ortamdır bu... Daha da acısı böylesi toplumlar; Picasso’nun -elleri ayakları zincirli, ama mutluluktan gülen insanları resmettiği- tablosundaki durumu yansıtırlar. Öyle ki; o insanlar ‘mutluluktan’ ellerindeki, ayaklarındaki zincirlerin farkında değillerdir...
Bir toplumun gençliğinin zihin gerisini ‘özel sohbetlerde’ sırası geldiğinde alınacak olan anlamsız ‘intikâmlarla’ doldurursanız, o gençlerden birisi kendince uygun bir heyecan atmosferinde ‘alacağı intikamları’ ağzından kaçırıverir. İnebolu’daki sözde gencin yaptığı gibi!
Ne diyordu o dangalak? “Taksim Gezi Parkı’ndan sonra Anıtkabir’i de yıkarız elhamdülillah”!
Bu söz şu anlama da geliyor: “Biz çoğunluk olarak iktidardayız. İstersek değil Gezi Parkı’nı Anıtkabir’i de yıkarız”. Dindar halkımız üzerinde iğrenç sözünün etkisini çoğaltmak için de ‘elhamdülillah’ diyerek, Allah’ın adıyla pekiştiriyor.
Şu duruma bakar mısınız? Biz bu ülkede Atatürk adının anılmayıp, sadece ‘Mustafa Kemal’ ile geçiştirildiğine tanık olduk ve olmaktayız. Fakat Atatürk’ün mezarını yıkma hayaliyle yanıp tutuşan bir ‘Müslüman’ gence ilk kez rastlıyoruz. Daha neler göreceğiz bilmiyorum.
Sayın Başbakanımız alkol konusunda gösterilen tepkilere yanıt verirken, Anayasa’nın 58. Maddesi’nin son cümlesindeki alkolle ilgili sadece üç kelimeyi topluma sundu. Metnin tamamını okumadı. Oysa o maddenin tamamı, gençliğimizin İnebolu’daki dangalak gibi yetişmesini önleyecek, buyruklar içeriyor. Aslında o 58. Madde, devletimizi yönetenlerin rehberi olmalıdır. (Yeni anayasada o maddeden eser kalmayacağını da adım gibi biliyorum).
 O maddenin tamamı şöyle:
“MADDE 58.- Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
Nasıl bir mantık ve muhakeme ile yönetildiğimizin takdiri sizlere aittir efendim.

Yazarın Diğer Yazıları