ATATÜRK VE KURTULUŞA GİDEN ADIM

ATATÜRK VE KURTULUŞA GİDEN ADIM
ATATÜRK VE KURTULUŞA GİDEN ADIM

Bir ülkenin kurtuluş ve kurtarıcısının doğum günü: 19 Mayıs

Bir ülkenin kurtuluş ve kurtarıcısının doğum günü: 19 MayIs


Bugün 19 Mayıs 2010, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Biz Anadolu’ya ne silah, ne cephane götürüyoruz; biz ideal ve iman götürüyoruz” dediği, Samsun’a Türk Kurtuluş Savaşını başlatmak üzere ayak bastığı günün 91’inci yıldönümü. Bugün ayrıca Atatürk bir söyleşi sırasında “Ben 19 Mayıs’ta doğdum” dediği gündür. 19 Mayıs bir yandan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı öte yandan ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk’ün doğum yıldönümü olarak törenlerle kutlanır. Bu vesileyle “Atatürk ve Meclis” adlı yazı dizimize ara verip, 19 Mayıs’ın anlamını ve ruhunu değişik bir açıdan aktardıktan sonra devam edeceğiz...
H H H
19 Mayıs 1919 Millî Mücadelenin fiilen başladığı tarihtir. 19 Mayıs bir başlangıçtır; fikir ve karar sahibi Atatürk’ün hedefine varan yolda ilk adımdır. Şevket Süreyya Aydemir bunu “Tek Adam” adlı eserinde şöyle anlatır: “Mustafa Kemal’in yeni hayatı, yeni âlemi, onun, 1919 Mayısının 19’uncu günü Samsun kıyısında Anadolu karasına ayak basmasıyla başlar, yani onun zuhurunun, hem kendi kaderine, hem milletimizin tarihine, hem çağımızın akışına, çeşitli yönlerden yön ve şekil veren safhası o gün, orada ve Mustafa Kemal’in Samsun kıyısına ayak basmasıyla başlamıştır.”  (Şevket Süreyya Aydemir. Tek Adam Mustafa Kemal (1881-1919) C1. İstanbul. 1969. s.400.)
Kurtuluş Savaşı tarihinde Bandırma Vapuru’nun yeri elbette unutulamaz. Atatürk ve beraberindeki heyeti taşıyan Bandırma’nın kaptanı İsmail Hakkı Durusu ve 22 kişilik mürettebatı da Türk Kurtuluş Savaşının kalplerimizde yerini almış kahramanlarıdır.
Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcını teşkil eden Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak tayin edilmesini tesadüfe bağlayamayız. Bu tamamen Mustafa Kemal Paşa’nın Mütareke Dönemi’nde göstermiş olduğu ısrarlı, şuurlu ve vatanını seven bir asker olarak memleket meselelerinin gerisinde kalmaması sonucudur. O öyle bir liderdir ki herkesin, her şeyden ümidini kestiği bir dönemde, kendisine, devletine ve yüce Türk milletine güvenini hiç bir zaman yitirmemiştir. O, öyle bir liderdir ki, İngiltere Başbakanı Lloyd George’a bile  “Dünyaya yüz yılda bir dahi gelir. Bu yüzyılın dahisi maalesef Türklere nasip olmuştur” dedirten Mustafa Kemal Atatürk’tür.
O, öyle bir liderdir ki, kurtuluşu başka bir devletin himaye ve desteğinde değil, kendi gücümüzde görmüştür. Onun Mütareke Dönemi’nde İstanbul’da gösterdiği faaliyetlerin temelinde bu inanç ve karar vardır. İşte bu inanç ve karar 19 Mayıs Ruhu’nun oluşmasının başlıca temelini teşkil eder.
Büyük önder Atatürk 16 Mayıs 1919 günü öğleden sonra Galata Rıhtımından bir motorla ayrılarak Kız Kulesi açığında bekleyen Bandırma Vapuru’na geçmiş ve 9. Ordu Karargahı mensuplarıyla İstanbul’dan ayrılmıştır. Atatürk Bandırma Vapuru’nun Kız Kulesi açıklarında aranmasını takiben düşman zırhlıları arasından geçerken, güvertedekilere şunları söylemiştir.  “Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silah kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde. Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu’ya ne silah, ne cephane götürüyoruz; biz ideal ve iman götürüyoruz.” Mustafa Kemal Atatürk Büyük Nutuk’ta, ülkenin düştüğü durumu, Türk Kurtuluş Savaşının safhalarını bütün tafsilatıyla anlatır. Ancak orada belleklere kazınması gereken üç cümle vardır ki o da şudur:  “Türk’ün haysiyeti ve gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa, mahvolsun daha iyidir. Öyleyse ya istiklâl ya ölüm!”
 (DEVAM EDECEK)