Atatürk’e dair çok etkili bilgiler

Vaktiyle Oltan Keleş ailesiyle sık görüşürdük. Sonra ben gazete değiştirdim o da televizyon. Birbirimizi unutur gibi olduk ama unutmadık. Bunda onun öğrencisi Berk’in de katkısı büyüktür. Oltan Bey, bâtın ve zahirde çok hukukiyetli bir zattır.
Bana kendi elleriyle yaptığı bir Kız Kulesi tablosu hediye etmişti. Bir de gene bana hediye etmiş olduğu Van kedisini ihtiva eden -ki adı Pamuk’tur- başka bir tablo.
Ben iki kere falan hastalandım şu üç sene içerisinde beyin kanaması menşeli.
Bundan 2-3 ay önceydi yazlık evimde yalnızım üstelik, işte öyle düştüm kaldım. Neyse mucize kabilinden atlattık çok şükür. Şimdi nekahetteyim.
Yahya Kemal’in bir şiiri var belki bilirsiniz; “His var mı bu alemde nekahet gibi tatlı/Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kanatlı” der ya hissiyatını anlatmak için. İşte ben de öyle pek o kadar sevinçli olmasa da bir nekahet dönemi geçiriyorum. Hâlâ hayrette olduğum bir şey var; benim düştüğüm saatlerde kedime de araba çarpıyor ve beni almaya gelen oğlum, bir domuz sürüsünün istilasına maruz kalarak parçalanan arabasından çok şükür sağlam çıkıyor. Her üçümüz de iyiyiz
hamdolsun.

 


***

 


Bu arada televizyonda Karadeniz TV’yi keşfettim bir gece ve bizim Oltanlara rastladım. Karşısında eski Kültür Bakanlarından Namık Kemal Zeybek, iki bendir çalan genç, bir de tambur çalan ve şarkı söyleyen soy adı Özbek olan doçent, küçük bir kalabalık meşk ediyorlardı. Oltan Bey de bağlama çalıyor ve ney üflüyordu. Cumartesi gece saat 9. Şimdi her cumartesi onları kaçırmamaya çalışıyorum. Cumhuriyet Bayramında yaptıkları program olağanüstüydü.
En son cumartesi; biraz bildiğim, bilir gibi olduğum bir şey söyledi Namık Kemal Bey. Daha önce de bir kere kısacık dokunup geçmişti.
Neyzen Tevfik’i anlatırken, onun bir Melamî dervişi olduğunu ve Atatürk’ün de bir Melamî pirî olduğunu söyledi. Melamîlik bilirsiniz tevazu üzerine kuruludur. Gösteriş yoktur.

 


***

 


Ankara’da bir Ahmet Kayhan Dede vardı. Rahmetli oldu. Ankara’ya gittikçe uğrar, elini öperdim. Dönemin en yüksek seviyede (Diyelim Başbakan) devlet adamlarından, opera sanatçılarına kadar pek çok kişi ziyaretine gelirdi. Namık Kemal Bey’e:
“Atatürk bir evliyadır” demiş. “Git Nutuk’u oku. Nutkun yarısı ayettir...” Ey tekbirle kafa kesen ve onları himaye edenler Atatürk’te temessül etmiş nezaketi, gösterişsizliği, tevazuu, Müslümanlığı gördünüz mü şimdi.

 


***

 


Bu yazının altına uygun olmayacak ama yazamadan da duramayacağım. Atatürk’ün sulh ve sükuna kavuşturduğu daha dün Müslüman kardeşlerini Allahuekber nidalarıyla kesen teröristlere kapı açan Türkiye, savaş suçlusu olarak Birleşmiş Milletler’e şikayet edildi. Hem de Suriye muhalifleri tarafından.

 


***

 


Değerli kardeşim Arslan Bulut’un annesinin vefatına üzüldüm. Allah sabır versin, valideye de rahmet etsin.

Yazarın Diğer Yazıları