Başbakan’ın Afrika ziyareti

Kenya’nın kurucu Devlet Başkanı Kenu Kenyattu (1894-1978) Afrika Kıtası’nın tarihini ve kaderini iki cümle ile yazan adam olarak ünlenmiştir. İlginç, şanssız ve aktivist(eylemci) bir hayatın yanında bir bilim ve özgürlük adamıdır, ömrünü Kenya ve Afrika’nın bağımsızlığı ve kalkınması için harcamıştır. Kenyattu’nun veciz sözü şöyledir: Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim ellerimizde topraklarımız vardı, bizlere gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler, gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, onların ellerinde bizim topraklarımız vardı. Afrika kıtası sömürüye en fazla maruz kalan kıtadır. Yeraltı ve yerüstü kaynakları asırlar boyu Batı’ya taşınmıştır. Bu hırsızlık yetmiyor gibi insanlarını da köle olarak kullanmışlar ve onları satarak köle ticareti de yapmışlardır. Afrika 30.220. 000 kilometrekare yüzölçümü, 54 ülke ve bir milyar nüfusa sahiptir. Kıtanın tamamının yaklaşık iki trilyon dolar gayri safi hasılası, 500 milyar dolar ihracatı ve 400 milyar dolar da ithalatı vardır. ABD’nin 15 trilyon, Çin’in 6 trilyon, Japonya’nın 5.5 trilyon, Almanya’nın 3.5 trilyon ve Türkiye’nin yaklaşık 780 milyar dolar gayri safi milli hasılaları vardır. ABD’nin yaklaşık 1.5 trilyon dolar ihracatı ve 2 trilyon dolar da ithalatı var. Bu rakamlarla bir kıyas yapacak olursak; Afrika’nın ekonomik gücü mütevazı kalmaktadır.
Başbakan Erdoğan, 6-11 Ocak 2013 tarihleri arasında 300 kişilik politikacı, diplomat, bürokrat, gazeteci ve sanayicilerden oluşan kalabalık bir heyet ile Batı Afrika’nın üç ülkesi, Gabon, Nijer ve Senegal’i ziyaret etmiştir. Afrika ile yakın ilişki kurma fikri 1998’de Mesut Yılmaz’ın Başbakan ve İsmail Cem’in Dışişleri Bakanı olduğu dönemde olmuştur. Kıbrıs Rum Kesimi ve Ermenistan’ın uluslararası politik faaliyetlerini dengelemek ve ihracat pazarı seçeneklerini çoğaltmak için Afrika’ya açılım eylem planı yapılması kararlaştırılmıştır. 1998’de Türkiye’nin Afrika’ya ihracatı 1.7 milyar dolar iken, 2012’de yaklaşık 20 milyar doları bulmuştur. 5 yıl önce, Türkiye’nin Afrika’da 12, bugün 31 ve bir yıl sonra da 34 büyük elçiliği olacaktır. Başbakan Erdoğan, Afrika’da yaptığı konuşmalarda “Biz Afrika’ya bakınca, elmas görmüyoruz” diyerek Batılı ülkelerin sömürü düzenini kastederek Türkiye’nin geçmişte de bugün de Batılı ülkelerden farklı olduğunu, sömürü amaçlı gelmediğini vurgulamıştır. Türkiye zaten birçok Afrika ülkesiyle İslam Konferansı Örgütü çerçevesinde ilişkilerini sürdürmektedir ama doğrudan ikili diplomatik, politik ve ekonomik ilişkiler, karşılıklı ve ikili ilişkilerden geçmektedir, dolayısıyla Afrika ile doğrudan ilişki Türkiye’nin çıkarınadır, ancak Batılı ülkelerin yaşadığı olumsuz tecrübeleri de dikkate almak gerekir.
Yeryüzünde görülen sorunların tamamına yakını Afrika Kıtası’nda yaşanmış veya halen yaşanmaktadır. Etnik, din, mezhep, klan, açlık, yoksulluk, yolsuzluk, rüşvet, insan kayırma, adaletsizlik, darbeler, istikrarsızlık, diktatörlük ve daha birçok politik, ekonomik ve sosyal sorunlar ilave etmek mümkündür. Başta İngiltere olmak üzere Batılı ülkeler, özellikle eski sömürgeci ülkeler, Afrika kıtasıyla aralarına mesafe koymaya başlamışlarken Türkiye’nin Afrika’yı yeni keşfetmesi ve ölçüsüz bir ilişkiye girmesi çok risklidir. Batılılar Afrika ile ticaretten kazanmamışlardır, onlar, doğal zenginlikler ve hammadde sömürüsünden kazanmışlardır. Afrika neyiniz varsa borç yaparak alır ama geri ödemez, bu bir Afrika klasiğidir. Batılılar on yıl ödenmeyen borçları siler, ama yerin altından bir şeyler çıkartır ülkesine taşır. Türkiye bu yöntemi uygulamaya hazır mı? Ayrıca hükümet, Afrika’ya özel şirketlerin sattığı malların bir kısmını garanti etmektedir. Yani tüccar Afrika’ya verdiği malların bedelini alamayınca, Türk devleti garantör olduğu için tüccarın parasını vermektedir, bunun anlamı devlet bazı tüccarları zengin etmektedir, bu da suistimale açık bir durumdur. Afrika’da sık sık darbe olduğu için yeni yönetim eski yönetimin şaibeli borçlarını kabul etmemektedir.
Batılı ülkelerde darbelerle ilgili çok yaygın bir diyalog anlatılır; sabah üst düzey Afrikalı bir subay eşine, hanım kahvaltı hazır mı diye sorar, o da biraz sonra hazır olur diye yanıtlayınca subay, o zaman sen hazırlayıncaya kadar ben bir darbe yapıp geleyim der. Afrika ile ilişkiler kolay değildir. Hükümet şüphesiz bunun bilincindedir.

Yazarın Diğer Yazıları