Şu üç çocuk meselesi. Bunu söylemek veya kendi tabiriyle tavsiye etmek, Başbakanın en doğal hakkı veya vazifesi imiş. Putin söylemiş de o neden söyleyemezmiş!
Sayın Başbakanım bunu Putin bir kere söylemiştir, sizin gibi her nikahta geline defteri verirken anlamlı bir tebessüm eşliğinde değil. Onu da Rusya’nın milli çıkarları açısından tahlil ederek söylemiştir. Kalabalığa sirayet eden anlamlı gülümsemelerle değil.
Ayrıca Putin’in siyasi başarılarını da burada saymaya kalkarsak, bu mukayeseden biz Türkiye olarak, zararlı çıkarız. Sizin en doğal hakkınız veya vazifeniz, Türkiye’yi bölünmeye götürecek tavizler vermekten kaçınmaktır.

Tunus

Tunus’taki Ennahda iktidarı da çuvallamaya başladı. Gannuşi şimdi, Halk Cephesinde yer alan eğitimli büyük kitlelerin muhalefetini mümkün olduğu kadar çok kazanç elde ederek geçiştirmeye çalışıyor. Başbakanlığı istiyorlar ama alacaklarını hiç kimse zannetmiyor.
Arap Baharı denen Amerikan projeleri, kendilerinin de bizzat şahit oldukları bir deneyimsizlikler ve yönetim başarısızlıklarıyla 1 yılı doldurdular.
Sadece dini bilgilerle emperyalizme paçayı kaptırmadan ülke yönetmenin zorluğu ortaya Mısır’da çıkmıştı. Libya’da leş kargaları başarılı oldu ama o büyük bir talihsizlikti ve ilkti. Antiemperyalist dünya bu işe tecrübesiz yakalandı.
Suriye’de, yeniden milli bir tavır alan Irak’ta emperyalizm, ağzının payını almış bulunuyor. Yalnız dikkatimi çeken bir şey var, bu ülkelerin hiç birinde silahsız göstericilere kurşun sıkılmıyor. Neden sadece bizde? Onlar İslamiyet’i ne de olsa daha mı iyi biliyorlar nedir! Silahsız, savunmasız adam öldürmenin günahını...
Tunus ve Mısır baştan şu akıllılığı yaptılar, yandaş medyanın sesini kestiler... Mısır’da üç tane varmış galiba. Medya halk hareketinin yanında yer alınca iş elbette kolaylaşıyor.
Yandaş medya edinmenin kolaylıklarını da bilmiyorlar herhalde. Satın almak, devretmek, el koymak, vergi cezaları vermek, adam attırmak gibi yandaşlık kolaylıkları var oysa. Bizimkiler bunu iyi biliyor...