Bir bu kalmıştı bunu da yaptılar...

Çay içenlere, korna çalanlara, tencere tava tıngırdatanlara gözaltılar yapmışlardı da bu kadarını beklemiyorduk. Üç gündür bir cenazeyi gözaltına aldılar.
Uyuşturucu ve kadın ticareti yapanların mahallelerine yerleştirilmesinden zarar gören Gülsuyu sakinlerinden bir genç, bunun protesto edildiği yürüyüşteyken öldürüldü. Acılar ne kadar çeşitlendi. Evladının öldüğüne yanamadan onun cenazesine nasıl sahip çıkacağını düşünüyor aileler.
Cenazeyi tutukladılar. Üç gündür vermiyorlar. İslam’da cenazenin tıbbi nedenlerle, mümkün olduğu kadar çabuk defnedilmesi önerilir. Halkımızın artık belki günde yüz defa sorduğu gibi bir kere daha soralım; bu nasıl Müslümanlık?
Ölen gençlerin hepsi Alevi, dikkat ediyor musunuz? Ve hepsi kendinden önce vurulanlar için bir şeyler yazıp bırakmış oluyor. Hasan Ferit de inşallah kurtulup iyileşeceğini ümit ettiğimiz, Berkin için bir şeyler yazmış...

 


***

 


Hadisenin öncesine giderseniz daha üzücü şeyler çıkıyor altından. Hasan Ferit’in de Sarıyer forumunda anlattığı gibi arazi, çok güzel, çok  kıymetli. Adalar manzarası olan bir semt. Güzellikten anlarlarmış gibi böyle yerleri bulup sahiplerinden alıyorlar. Güzelliklerden anlamıyorlar ama Erbakan’ın dediği gibi ranttan çok iyi anlıyorlar. Onlara, biraz yanlış olmakla beraber ve bu yanlışlığı abartarak, rantiyeciler derdi.
Mahalle halkını korkutarak kaçıracaklarmış. Bunun için oraya uyuşturucu ve kadın ticareti yapanları yerleştirmişler. Bu iktidarın icraatının neresine baksanız en başta rant, kadın istismarı geliyor.
Hatay sınırına yerleştirilen teröristlerin, daha geldiği ilk günlerden başlayarak kadın ahlakı üzerinden ticaret yaptığını oralı gazeteciler anlatıyor.
Yalanlarla yürüyen bir iktidar faaliyeti. Cami yalanları, Beşşar Esad’la ilgili katliam yalanları, Gezi direnişinden dolayı üretilen yalanlar, kimyasal silah yalanları. Halk artık bu iktidarın yöneticilerinin yüzlerini bile görmekten korkuyor.

 


***

 


Bir de şaştığım şu var. Suriye muhalifleriyle, Suriye dışişleri bir nevi barış görüşmesi yapmaya hazırlanıyor. Muhalifler de elden gidince bizimkiler ne yapacak. Muhalifler kaybettiğimiz son komşu(!) olacak galiba. Ama henüz el-Kaide var. Her ne kadar bizimkileri tehdit ediyorsa da kapıları açın yoksa içeri gireriz diye. Şimdilik beklemedeler.

 


***

 


Dünyada kaybettiğimiz cepheleri anlatmadan geçemeyeceğim. Tunuslu kadınları seks cihadı için teröristlere yollayanlar, istifanın eşiğindeler. Müslüman Kardeşler teşkilatı da kapatılmış.
Amerika ise bir alem. Obama’nın sağlık reformuyla (bu iyi bir girişimdi), Suriye’ye saldırıda yavaş davranmasıyla, İran’la dostluk görüşmeleri yapması gibi kapitalist ve emperyalist dünyayı rahatsız eden girişimleri çok dikkat çekici bir boyuta geldi. İsrail tepkisini alenen söylüyor.
Benim şaşkınlıktan şaşkınlığa düşmemin sebebi ise dünyadaki bu gelişmeler sürüp giderken bizimkilerin hâlâ Suriye tezkeresi peşinde koşmaları. Ne diyeyim, küflü bir siyaset bu. Bitmiş bir siyaset. Kötü kokular saçıyor.

 


***

 


Yazı başlıklarına bakar mısınız:  “Cenazeyi tutukladılar” ,  “Cenazeye izin verdiler” . Ben bu yazıyı yazarken, cenazeye izin verildiğini söylüyordu haberler.

Yazarın Diğer Yazıları