“Cahilin dindarından da hayır gelmez...”

Hafta sonu Nazilli’deydim. Nazilli Türk Ocağı, 2009 yılından beri her yıl “Hacı Süleyman Efendi Türk Kültürüne Hizmet Ödülü” veriyor. Hacı Süleyman Efendi, Meclisi Mebusan üyesi aydın bir din adamıydı. 15 Mayıs 1919'da Yunan ordusu, İzmir'e ayak bastığında, halkı, Millî Mücadele lehinde bilinçlendirmek üzere harekete geçti. Öz oğlunu rehine vererek, Demirci Mehmet Efe'yi eşkıyalıktan vaz geçirerek millî mücadeleye katılmaya ikna etti ve Nazilli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurdu.

Hacı Süleyman Efendi, hasta olmasına rağmen Sivas Kongresi'ne de katıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de İzmir Milletvekili idi. “Cahilin dindarından da hayır gelmez” gibi “Kadınları yüksek mertebede bulunan bir milletin sırtı hiçbir zaman yere gelmez. Bu durumda olan bir ulus dünyanın en soylu bir ulusudur. Sosyal düzenimizdeki ilerleme, kadına vereceğimiz önemle orantılıdır” gibi konuşmaları, bugün Nazilli’de küçük bir meydana dikilen büstünün yanındaki levhalarda yazılıdır. Mustafa Kemal Paşa, 20 Mayıs 1923 tarihinde telgraf çekerek, ikinci dönemde de aday olmasını istediği Hacı Süleyman Efendi’den "mefkûre arkadaşımız" diye söz etmiştir.

Hacı Süleyman Efendi, cumhuriyetin ilanından 24 gün önce, kaza sonucu hayatını kaybettiğinde 68 yaşındaydı.

***

Nazilli Türk Ocağı, bugüne kadar Ramazan Kıvrak, Prof. Dr. Esin Dayı, Prof. Dr. Turan Yazgan, Eğitimci yazar Ömer Özcan, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Prof. Dr. Yağmur Saadettin Gömeç, Prof. Dr. Tufan Gündüz, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Prof. Dr. Çağatay Özdemir, Prof. Dr. Yusuf Sarınay, Prof. Dr. Mustafa Kafalı, Prof. Dr. Erkan Göksu’ya “Hacı Süleyman Efendi Türk Kültürüne Hizmet Ödülü” verdi. 2022 yılı ödülünü yazarınıza, 2023 yıl ödülünü ise Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’na vermeyi uygun gören Nazilli Türk Ocağı Başkanı Ahmet Çekim, Yönetim Kurulu üyeleri İbrahim Uğur Gül, Mehmet Baysal, Ali Öztürk, Şükrü Elmalı, Mehmet Aydoslu ve Hasan Kılınç’a ve ocağa verdiği destekle bilinen iş adamı Ziya Aksüt’e ve diğer iş adamlarına, ayrıca Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’a buradan da teşekkür ediyorum.

nazilli-odul.jpgTürk Ocağı, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran fikri ve siyaseti 1912’den itibaren oluşturan aydınların toplandığı yerdir. Türk Ocağı, Türk devletini kuran iradenin adıdır. Ahmet Ağaoğlu, Fuat Sabit Ağacık, Yusuf Akçura ve Mehmet Emin Yurdakul’un kurduğu Türk Ocağı, bugün bütün dünyada ve öncelikle Türkiye’de uygulanan, “mülkiyetsizleştirme, milliyetsizleştirme ve vatansızlaştırma programı”na karşı, istiklal ve cumhuriyeti korumanın yöntemlerini üretecek en önemli kurumlarımızdan biridir.

Bu itibarla, Mustafa Kemal Atatürk’ün bugünkü mefkûre arkadaşları, her zamankinden daha uyanık olmak durumundadır...

***

Tabii Nazilli deyince “bir şehir ekonomisi nasıl kurulur”a dünya çapında örnek oluşturan Nazilli basma fabrikasının kapatıldıktan sonra resmen soyulması, elektik kablolarının bile sökülerek satılmasını unutmamak gerek. Prof. Dr. Ercan Sepetçioğlu, Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün ve Fevzi Çakmak’ın gezdiği, oturduğu yerlerde bizi gezdirirken, Nazillli basma fabrikası tesislerinin bugün üniversite yerleşkesine dönüştürülmüş olmasının belki bir teselli olabileceğini söyledi...

Atatürk, tesisleri açarken şaltere basması sırasında çıkan sesi “sanayinin musikisi”ne benzetmişti. Bugün o ses, Ziya Aksüt’ün Nazilli’deki, dünyanın en büyük incir işleme tesislerinde duyuluyor...

Nazilli’de portakal üretimi bu sene arttı ama kilosu, 2.5-3 lira... Büyük şehirlerdeki manav-pazar tezgâhlarına gelene kadar fiyatı 10-15 kat artıyor. Türkiye, tarımda üreticinin en az kazandığı garip bir sisteme mahkûm değil...

***

Karacasu, bir Yörük beldesi... Tipik bir Türkmen beyi olan Geyre eski belediye başkanı Hasan Dinç, bize Afrodisyas antik kenti ve müzesini gezdirirken, kazılara destek vermiş bir yönetici olarak toprağın altında çok daha fazla kalıntıların bulunduğunu söyledi. Muhteşem eserleri görmek gerek... Hele bir stadyumu var ki halen kullanılabilir durumda... Bugünkü stadyumlar, yanında gölgede kalır...

Karacasu pide ustalarıyla da ünlü... Halil İbrahim Usta’nın lokantası, aynı zamanda bir pideci okulu gibi...

Yazarın Diğer Yazıları