Gül, Erdoğan’ın karşısına çıkamadı

Gül, Erdoğan’ın karşısına çıkamadı
Ahmet Sever’in yazdığı “Abdullah Gül ile 12 Yıl” adlı kitapta, Gül ile Erdoğan arasındaki güç kavgası da var

Sever, Gül’ün, “Tayyip Bey karşı çıkar, bir ipte 2 cambaz oynamaz” diye siyasete girmediğini söyledi.

Eski Cumhurbaşkanı Gül’ün “kara kutusu”, Başdanışmanı Ahmet Sever’in kaleme aldığı kitapta tarihi ve ilginç bilgilere yer veriliyor. Sever yazdığı kitapta, yıllarca sır olarak kalan olayları, Abdullah Gül’ün en yakınındaki isimlerden biri olarak “onun izni” ile kamuoyuyla paylaştı. Kitapta, Abdullah Gül’ün AKP’ye dönmesinin Tayyip Erdoğan tarafından nasıl engellendiği de yer aldı. Erdoğan ile ilişkisinde Gül’ü “en çok kıran ve üzülmesine yol açan” olaylardan biri 2012 yılında cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin yasa tasarısı hazırlanırken konan bir yasak maddesi oldu. Sever, bu konuyu şöyle anlattı:

İlk kırılma noktası

 “Cumhurbaşkanı görev süresi bittiğinde şüphesiz, kurucusu olduğu partisine döneceğini açıkladı. MKYK toplantısı sürerken Sadullah Ergin söz alarak Gül’ün açıklaması hakkında bilgi verdi ve bu gelişmeyi dikkate alarak, olağanüstü kongreyi ertelemenin daha doğru olacağını söyledi. Ancak, söz alanların sayısının giderek arttığını gören Tayyip Erdoğan, müdahale ederek konuyu kapattı. Gül son derece rahattı: ‘Artık kimse bana’ Partiye döneceğine dair bir işaret vermedin, sessiz kaldın’ diyemez. Ben üzerime düşeni yaptım.” Benzer bir kırılma da Gül, 2014 Ağustos ayında cumhurbaşkanlığından ayrıldığı sırada yaşandı. Gül, Köşk’ten ayrıldıktan sonra siyasete dönüp AKP’nin başına geçmek için bir hamle yapamaz mıydı? Kitaba göre, Gül siyasete döndüğü takdirde başarılı olacağına inanıyordu ama onu bundan caydıran önemli bir gerekçesi vardı. Bu gerekçe, Recep Tayyip Erdoğan’dı.

Hayırlı olmaz

Ahmet Sever, bu noktada Gül’ün, “Tayyip Bey buna karşı çıkar. Aramızda çatışma çıkar. Anlaşamayız. Bu ülke için de hayırlı olmaz. Bir ipte iki cambaz oynamaz” dediğini aktarıyor. Gül’ü partinin başına dönme kararından vazgeçiren bir başka faktör daha vardı. “Kurduğu parti değişmiş, başka bir kimliğe bürünmüştü.” Sever, “Gül’ün artık partisini tanıyamadığını” yazıyor. Bu arada Ahmet Sever’in 29 Temmuz 2012 tarihinde Vatan gazetesinden Ruşen Çakır’a verdiği, “Gül cumhurbaşkanlığına yeniden aday olabilir, neden olmasın” şeklindeki demeç Erdoğan ve hükümet içinde büyük tepkiye yol açmıştı.

Gördüğü kâbus

 Kitaba göre Erdoğan bu mülakat üzerine Gül’e “Hiç olmaması gereken bir şey oldu. Yanlış oldu. Ahmet Sever’in işine son verin, bu iş kapansın” diyerek resmen kovulmasını istedi. Sever’e göre, Gül oralı olmadı ve bu talebi duymazlıkdan geldi.

Kitapta en önemli bölümlerden biri de 1 Mart Tezkeresi oldu. Kitapta, Gül ile Erdoğan’ın tezkerenin kabul edilip edilmemesi konusunda karşı karşıya geldikleri anlatılıyor. Buna göre Erdoğan, tezkerenin  geçmesinin ülke menfaatleri açısından daha doğru olacağını düşünüyordu. Buna karşılık, Gül tezkereye sıcak bakmıyordu. Gül, geceleri kâbuslar görüyordu. Bir sabah şöyle dedi: “Dün gece bir kâbus gördüm. Rüyamda Türkiye’den kalkan savaş uçakları Irak’ı bombalıyordu. Her tarafta parçalanmış çocuk cesetleri vardı.” Ters düşen Erdoğan ve Gül’ün danışmanları arasında da ciddi gerginlikler yaşandı. Bu gerginliğin bir cephesinde o tarihte Gül’ün başdanışmanı olan bugünün Başbakanı Ahmet Davutoğlu, karşı cephede ise Erdoğan’ın danışmanları Ömer Çelik, Egemen Bağış ve Cüneyt Zapsu vardı. Sever, tezkerenin 1 Mart’ta reddedilmesini Gül’ün sakin bir şekilde karşıladığını, buna karşılık oylamadan sonra Gül’ün Meclis’teki odasına gelen Erdoğan’ın “yüzünden düşenin bin parça olduğunu” anlatıyor.

 

Metin Külünk: Gül, kimlere mesaj veriyor

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başdanışmanı Ahmet Sever’in, AKP’nin yapısına, iktidarda yaşanan krizleri ve özellikle Tayyip Erdoğan’la yaşanan anlaşmazlıkları gün yüzüne çıkaran kitabı “Abdullah Gül ile 12 yıl” kitabı, AKP çevrelerinde tepkilere neden oldu. Milletvekili Metin Külünk, “4 Bakanı Doğrudan Yüce Divan’a Gönderirim’manşeti ile kimlere mesaj verildiğini anlıyoruz” dedi. Gül’ün, “ne hikmetse kritik dönemlerde Türkiye’nin en çok birlik ve beraberliğinin bu mücadelenin vahdaniyetinin büyük önem taşıdığı dönemlerde hep merkez medyanın amiral gemisi üzerinden konuştuğunu” söyleyen Külünk, “Bizim duruşumuz Recep Tayyip Erdoğan’ın durduğu yerdir” dedi.