Çiftçi fena halde dışlandı

Ekonomik krizlerin maliyeti her zaman, işçi, memur ve çiftçiye çıkmıştır. Kemer sıkanlar da bunlar olmuştur. Çünkü işçi destekleri ve ücret zamları siyasi kararlarla oluşuyor. Diğer işletmelerin vergisini artırmakta kemer sıkmaya benzer. Ama, muafiyet ve istisna olmazsa, çalışanlar ve çiftçi de aynı yükü çeker.
2001 krizinde de bu çizgi değişmedi... Güçlü ekonomiye geçiş programında maaş ve ücretlerin hedef enflasyona göre düzeltileceği, Tarımsal desteklerinde yarı yarıya azaltılacağı hedef alındı. Programda; "Tarımsal destekleme fiyatları öngörülen enflasyonu aşmayacak şekilde artırılacak ve kuruluşların finansman imkanları dikkate alınarak miktar kısıtlamasına gidilecektir.'' deniliyordu.
AKP iktidarı 2006 yılında tarım kanununu çıkararak bunu değiştirdi. Tarım Kanunu Madde 21; ''Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz." şeklinde, 2007 seçimleri için çiftçiye selam gönderdi. Ama bu güne kadar İMF çizgisi değişmedi ve siyasi iktidar kendi çıkardığı kanuna da uymadı.
Kanunun çıktığı ertesi yıl 2007 aynı zamanda seçim yılıydı. 2007'de tarımsal desteklerin milli gelire oranı yüzde birin altında kaldı. Yüzde 0,67 oldu. Üstelik bu pay bugüne kadar giderek azaldı. 2009 ve sonrasında yüzde 0,6'nın altında kaldı. Geçen sene 2019 yılında yüzde 0,40 oldu. (Aşağıdaki tablo )
Kaynak: Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Yetmedi, siyasi iktidar vergi borçlarının yapılandırılması yasası çıkardı. Ancak, çiftçinin Tarım Kredi borçlarını yapılandırılma kapsamı dışında tuttu. Neden olarak çiftçinin böyle bir beklentisi olmadığı gösterildi.
Çiftçinin talebi olmadığını söyledikleri gün, internet görüntülerinde çiftçiler, ''Perişanız... Traktör borcumuzu ödeyemedik... Haciz durumundayız... Malımızı 30 kuruşa satamadık.'' diyorlardı ve patates çuvallarını yollara boşaltıyorlardı. Aynı haberde polisin havaya ateş etmek zorunda kaldığı da görülüyor. Bir gazete haberinde de çiftçinin ''12.500 TL kredi borcum 38 bin lira oldu.'' dediği yazıyordu.
Öte yandan, Ziraat Bankası'nın kuruluş amacı çiftçiye ucuz kredi desteği vermektir. Cumhuriyet döneminde hep böyle oldu. Gel gör ki şimdi Ziraat Bankası'na lüğks konutlara ucuz kredi görevi de verildi. Herşey curcunaya döndü. Tarım kredisi veren 6 banka var; Vakıfbank, Şekerbank, Denizbank, QNB Finansbank, Halkbank, Yapı Kredi Bankası.
Çiftçi gibi esnafta dışlanmaya başlandı. Bakan da önceki gün; ''Esnaf için Global firmalarla iletişime geçtik. Onların sosyal sorumluluk projeleri üzerinden destek görüşüyoruz." dedi.
Anlaşılan odur ki, kamu kaynaklarının tükenmesi nedeni ile hükümet büyük firmaların sosyal fonlarını kullanmak istiyor.
- Gıda güvenliği ve beslenme...21 Ocak 2021 Perşembe 00:00
- Yarınlarımızı da bugünden tükettik20 Ocak 2021 Çarşamba 00:00
- Çözüm; erken seçim ve IMF19 Ocak 2021 Salı 00:00
- Cari açık veren ülkeler fakirleşti17 Ocak 2021 Pazar 00:00
- Faizde doğrular ve yanlışlar15 Ocak 2021 Cuma 00:00
- Yoksulluk dibe vurdu14 Ocak 2021 Perşembe 00:00
- Siyasal İslam ve muhafazakarlık13 Ocak 2021 Çarşamba 00:00
- Gerçek işsiz sayısı 8,4 milyona yükseldi12 Ocak 2021 Salı 00:00
- Finansal piyasalar ekonomik düzeni bozdu10 Ocak 2021 Pazar 00:00
- Dünya, demokrasi ve otokrasi ile kamplaştı08 Ocak 2021 Cuma 01:02
- Üretici ve tüketici olarak krizden nasıl korunacağız?07 Ocak 2021 Perşembe 00:00